Paylaş
ALINTIYI Tevrat’taki “İkinci Kitab”ın 15. bab’ından yaptım. Bu bölüm en baştaki “Tekvin”i izler. Türkçe çevirilerdeki “Çıkış” başlığı yanlıştır. Çünkü her iki Ahit’in de evrensellik kazanması onların Homeros diline tercümesinden sonra gerçekleştiği için İbranicedeki “Şemot” deyimi pek bilinmez ama, Yunanî kökenden inen “Exodus” kelimesi esas tanımı oluşturur ve bunun da lisanımızdaki karşılığı “hicret”tir.
ZATEN “Exodus” Mısır’da köle İsrailoğullarının Rabb’ın himmeti ve Hazreti Musa‘nın himayesiyle “Arz-ı Mevut”a, yani vaat edilmiş topraklara göçünü hikaye eder. Gerçi arkeolojik bulgular Ahit-i Atik’de zikredilen tarihleri ve referansları doğrulamıyor ama, olsun! Her kutsal iman dogmalar üzerine inşa edildiğinden bunu kurcalamanın âlemi yok! Ve işte, yukarıdaki 9. ayette “düşman böbürlendi” denilirken Firavun kastedilir. “Yelinle üfürdün, deniz onları örttü. Engin sulara kurşun gibi battılar” tasviriyle de, Yahudi mağdurlar Kızıl Deniz’den Sina’ya geçerken onlara saldıran mağrur Firavun ordusunun nasıl gazaba uğradığı anlatılır.
İMDİİ, ey bugünkü mağrur İsrail, bugünkü mağdurlar adına şimdi sana sesleniyorum!
SEN ki Kitab-ı Mukaddes’in “Exodus”ünü sırf imanî, dinî, ahlâki falan değil, aynı zamanda siyasi ve ideolojik bir dürtüye dönüştürdün. Haniyse teolojik bir devlet inşa ettin. Oysa yakın geçmişini hatırla! Tam o kuruluş arifesinde, yani 1947’de, soykırımdan kurtulabilen Avrupa Yahudilerinin İngiliz mandası altındaki Filistin’e girebilmesi için, onları taşıyan gemiyi Tevrat’a atfen ve propaganda amacıyla yine “Exodus” diye vaftiz ettin. Arapları kızdırmak istemeyen Majesteleri hükümeti izin vermedi. “Hicret”i tekrar ta Hamburg’lara döndürerek yolcuları rıhtımda derdest etti ama operasyonda tek insan ölmedi. Bu gelişme Batı kamuoyunu çok sarstı ve Siyonizm değirmenine gürül gürül su taşıdı. Dolayısıyla da “Exodus” kelimesinin modern kolektif hafızaya girmesi, daha doğrusu tazelenmesi, İncil’deki aslından ziyade yukarıdaki hazin olayla birlikte gerçekleşti. Daha öncesi, Nazilerden kaçan mülteciler 1939’da “Saint Louis” vapuruyla Küba’ya palamar atmak istediğinde, Hitler’in diplomatik baskısından ötürü kavimdaşların geri dönmek zorunda kaldılar. Sonsuz masum kurbanlar olarak zebanilerin ateşinde can verdiler. Yani ey bugünkü mağrur İsrail, geçmişteki mağdur İsrailoğullarının “Exodus”ünü sen herkesten daha iyi bilirsin ve de mutlaka bilmen gerekir!
EY mağrur İsrail, dün sabah senin tıpkı İngilizler gibi ve de tam 1947’deki coğrafi mıntıkada ama onlardan farklı olarak insan kat-le-de-rek derdest ettiğin gemiler; dün sabah senin tıpkı Naziler gibi Gazze’ye varmasını önlediğin tekneler ne İbranicedeki “Şemot”, ne Yunancadaki “Exodus”, ne Türkçe ve Arapçadaki gibi “Hicret” adını taşıyorlardı. Onların hepsinin pruvalarındaki gerçek isim m-a-ğ-d-u-r kelimesine tekabül ediyordu. Ve, tartışılmaz hakkın olan varlığınla değil, o varlığını idame tarzınla insanlığın başına belâ kesilen ve biline ki, dün sabahki vukuat ertesinde de paçayı artık kolay kurtaramayacak olan ey mağrur İsrail, önce Eski Ahit “Exodus”ünün 9. ayetindeki böbürlenmeyi; hemen sonra da 10. ayetteki Firavun’un ve ordusunun akibeti oku, oku, oku ve de tekrar oku!
Paylaş