İkindi kestirmesi

HAYATIMI hanidir zehir eden o onulmaz, korkunç, o dehşet uykusuzluk kabusumu ‘‘yakın’’ addedilebilecek çevremden gizlemem maddeten mümkün değil.

Bugün saklasam yarın, yarın çaktırmasam öbür gün, morlaşmış göz altı çukurları, herkesi tersleyen nalet karakter veya fil yavaşlığını aşamayan yorgunlukla paçayı ele veriyor ve ‘‘yine mi uyuyamadın’’ sorusuna maruz kalıyorum.

Dolayısıyla, eksik olmasınlar, bir bölüm eş, dost, tanış ciddi ciddi ve büyük iyi niyetle ‘‘derdime deva bulmak’’ (!) için bana yardıma çalışır.

*

İŞTE bu yüzden, ‘‘şunu da bir deneyiver, bakalım’’ diye ot kokteyli, kocakarı ilacı, afyon müsekkini hediye edenlere; şık mahallelerin yoga seanslarından reklam prospektüsü postalayanlara; hatta, gittikleri egozita ülkesi büyücüsünden yamyam muskası getirenlere kadar, her bir şeyi gördüm.

Ancak, zaten sanki kütüphanemin yabana atılmayacak bir bölümü sırf ‘‘uykusuzluk sendromu ve ruhi tıbbi kökenleri’’ne ayrılmamışmış gibi, en çok kitap armağanı alıyorum.

O nefret ettiğim doğum günlerinde veya geçici bir refakatçinin‘‘yerleşiklik’’ (!) kazanabilmek için gerçekleştirdiği taktik bir atılımda, bilgiç psiko patoloji tezlerinden şakacı çizgi romanlara dek, hep ‘‘yatak huzuru’’ temasını işleyen yayınlar geliyor.

Kütüphanemin söz konusu bölümünü daha da ‘‘şişmanlaştırıyor’’.

Hemen söyleyeyim, müthiş muzipliğinden dolayı bunların içinde en çok sevdiğimi, fi tarihinde İsveçli bir akıllı kadının ta Stockholm'den bendenize taşıdığı ve içindeki yüzlerce sayfada sadece ve sadece, çit atlayan aynı koyun resminden binlercesinin bulunduğu, Viking lisanında ‘‘İyi Geceler’’ başlıklı kitap oluşturuyor.

Geçende bir başkası başka bir ‘‘eser’’ daha hediye etti.

*

KAPAKTA ‘‘İkindi Uykusu Sanatı’’, imzada ise kimin nesi, neyin fesi olduğunu bilmediğim bir Fransız’ın adlarını taşıyan bu kitap yukarıdakine oranla daha çok ‘‘ciddiyet’’ arz ediyor.

Gecenin saat bilmem kaçıydı, Avrupa ortaçağına ilişkin gayet akademik bir araştırmadan gına gelince, silah değiştirdim ve bunu okudum.

Sabaha kalmadı ki, bitirmiştim.

*

AÇIKÇASI, hazretin öğle uykusuna methiye üzerine methiye düzmesinden ve sanki oradaymışmış gibi, Felemenk üstadlardan modernist fırçalara, onların sedire, yatağa, döşeğe, çayıra uzanmış olarak resmettiği tuval şahıslarının aslında ‘‘ikindi kestirmesi' yaptığını iddia etmesinden başka, dişe dokunur hiçbir şey yok.

Muhterem hem kendisinin pek bir ‘‘güzel sanatlar bilgici’’ (!) olduğunu; hem de hiç durmadan öğlen uykusunun cinsel libido için ‘‘optimum nokta’’ oluşturduğunu ispatlamaya çalışmış ama zahir biraz ‘‘yumuşamtırak’’ ki, mutlaka bir yolunu bulup söz konusu cinsel libidoyu da hep ‘‘şorolo’’ tarafa çekiştirmek çabası göstermiş.

Hatta, mitolojideki ‘‘Pan’’ın, öğlen vakti kestiren genç keçi çobanlarının peşinde koştuğunu ve ‘‘Pan’’ın babası ‘‘Hermes’’in de aynı mitolojide keçiye dönüştüğünü hatırlatarak, çaktırmadan işi ‘‘zoofili’’ye kadar sürüklemek istemiş.

Elinin körü, yazarın uçkur tercihinden, ‘‘Pan’’ın oğlan avcılığından, keçinin kıç meselesinden bana ne, hani nerede ‘‘İkindi Uykusu Sanatı’’nın anahtarı?

Yok bu uyku güney ülkelerinde ‘‘ritüel’’ oluştururmuş da; yok ‘‘sombrero’’ şapkayı aşağıya indirip ‘‘siesta’’ya çekilmeyen Meksikalı Meksikalı addedilmezmiş de; yok modern toplumun zaman ve hız kıstasları öğlen kaçamağının genelleşmesini engelleyen temel faktörmüş de.

Mösyö Efendi, bütün bunların hepsini ben zaten senden de daha fazlasıyla biliyorum, istediğim şu işin sırrı, onu ver!

*

EVET onu ver, sökül, yumurtla, kus ve benim de nasıl uyuyabileceğimi öğret?

Yorgun plaj dönüşlerinin öğlen yemeklerinde son karpuz dilimini bitirdikten ve ahşap merdivenlerin trabzanına asılarak çıktığım cihannüma altı odada yatağıma uzantıktan biraz sonra, Çamlıca'dan esen püfür rüzgarın çınar yapraklarını hışırdatmasına ve aşağından gelen kısık radyo sesinin bulaşık gürültüsü güvenliğine karışmasına rağmen, dayanılmaz cazibeli uykunun göz kapaklarımın üzerine düştüğü o Kızıltoprak yazlarının nasıl geri gelebileceğini öğret!

Bunu öğret ki, o zaman kitabının başlığındaki ‘‘sanat’’a (!) ben de sanat diyeyim!
Yazarın Tüm Yazıları