Hissiyatlar sokağı

İLKİN, kimse yeni bir komplo teorisi üretmesin!

Yani demek istiyorum ki, Davos Forumu’ndaki "dalaşma" (!), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk ve Arap sokağında "kahraman"a (!) dönüşmek için kasten uyguladığı ve önceden tasarlanmış bir "şeytani plan" değildir.

Ne AKP liderinin Yeşilköy Havaalanı’nda álá ve valáyla karşılanması için, partizan İstanbul Belediyesi’nin perşembe gecesi saat üçe kadar metro çalıştırması; ne de aynı karşılayıcıların ellerindeki pankart ve bayraklarla alestá durması, yukarıdaki gerçeği değiştir.

Hayır, öküz altında buzağı aramanın álemi yok, bu tür bir danışıklı döğüş imkánsızdır.

Çünkü, Erdoğan veya kurmaylarının böyle bir kumpas kurabilmesi için, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in de o oyunda oynamayı kabul etmiş olması gerekirdi.

Eh, mümkün müdür, değil midir, cevabını sizin akl-ı seliminize havale ediyorum.

***

İKİNCİ olarak, eminim ki şu an bir sıcak sondaj gerçekleştirilse, Gazze olaylarından dolayı zaten hanidir hop oturup, hop kalkan Türkiye kamuoyu, tüm partilerin taraftarları dahil, ciddi bir çoğunluk olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın "Davos resti"ni onaylayacaktır.

AKP liderinin Siyonist Cumhurbaşkanı’na, yani dolaylı yönden, ona hámi addedilen bütün bir Batı’ya meydan okuması ve üst perdeden alması, şüphesiz ki, İsrail saldırganlığına tepki duyan ve ezilmişlik dürtüsüyle kavrulan kitleler nezdinde büyük prim yaptı.

Erdoğan’ın bunun "siyasi parsası"nı toplayacağını öngörmek de yanlış olmaz.

Nitekim, düşünün ki, daha perşembe sabahına kadar iktidar partisini ve önderini yerden yere vuran en "ulusalcı" ceride bile dün kocca bir "helál olsun" manşeti atmıştı.

Evet evet, Başbakan’ın jesti onu sırf "Türk sokağı" nezdinde değil, milliyetçilik, mağdurluk, dindarlık, gururluluk, intikamcılık gibi kavram ve duyarlılıkları tek bir potada ve karman biçimde eriten "Arap sokağı" nezdinde de "kahraman" (!) kılacaktır.

Zaten benim bu satırları yazdığım saatlerde, aynı doğrultuda ajans haberleri yağıyordu.

***

ŞİMDİ şunu söyleyeceğim: Cereyana göğüs germek, hele hele o cereyanın ortak "kahraman"lar yarattığı sonsuz şiddetli akıntılarda buna karşı kürek çekmek çok zordur.

Olsun, ben burada yoğum ! Kolay uzlaşmaların kolay rüzgarında yelken şişiremem.

"Hissiyatlar sokağı" istediği kadar kalabalık toplasın, ben ona ilhak etmeyeceğim.

***

ETMEYECEĞİM
, çünkü Başbakan’ın Davos tavrını onaylamıyorum. Onaylayamam.

Zira bir, Erdoğan’ın daha forumdaki ilk konuşmada, geçen hafta Brüksel’de yaptığı gibi, yine Hamas avukatlığını üstlenmesi ve İsrail’e bodoslamadan yüklenmesi, kendisinin bir de "arabuluculuk" sıfatına talip olduğu düşünülürse, diplomatik açıdan kabul edilemez.

Her "arabuluculuk" asgari bir tarafsızlık gerektirirken sen kalk, Sudan Darfur’u için hiç mi hiç telaffuz etmediğin bir çocuk katliamından yola çıkarak, duygusallığa oyna!

Bu, ne o tarafsızlıkla, ne de Davos’u belirleyen "realpolitik" yaklaşımla bağdaşır.

Ardından, Peres’in demagojik belágatine ve kendisini hedeflemesine haklı olarak kızsa bile, sinirlenen AKP liderinin önce moderatörle "el peşrevi"ne girmesi; sonra da, artık "sen" diye hitap ettiği aynı Peres’e "siz insan katletmeyi bilirsiniz" gibi, bir başbakanın bir cumhurbaşkanına söyleyemeyeceği türden bir itham yöneltmesi, hiç mi hiç onaylanamaz.

***

FAKAT biliyorum, yukarıdaki "hissiyatlar sokağı" bunu onaylıyor ve onaylayacak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "kahraman" dokunulmazlığı pekişecek.

Eh n’apim, mahşeri kalabalık o sokaktadır diye, her türlü "kahraman"dan bilhassa korkan ben, "mantık caddesi"nin "makuliyet kaldırımı"nda yürümekten cayacak değilim!
Yazarın Tüm Yazıları