Helal uçak

ALMAN Şansölye Schröder Airbus’larda Mahmutpaşa pazarlığı yaptınız. Bir de bedava özel uçak verirsek imanımız gevrer’ demiş ve Başbakan Erdoğan’a ‘diş kirası’ olarak, ‘Maybach’ marka bir lüks otomobil hediye etmekle yetinmiş.

Doğrusu, ‘Hans çingeneliği’ dersem haksız davranmış olurum.

* * *

ÖYLE, çünkü ‘amaan, işte altı üstü özel uçak’ diye burun kıvırmayın.

Eh, TC Devleti liderini her halde pervaneli pırpıra emanet edecek değiliz.

Bu takdirde, o ‘VIP’ etiketi taşıyan çelik kuşların katalog fiyatı el yakıyor.

Hadi, Arabi emirlerin haremlerine tahsis ettiği ve tuvalet oturakları bile som altından ısmarlanmış ‘fezá palas’ları (!) ‘görmemişin oğlu’ diye geçeyim.

Fakat, ikmal yapmadan Atlas Okyanusu’nu bir kanatta aşan ‘ortanca’ları dahi çoğu defa, biz fánilerin tıkışlama doluştuğu normal uçaklardan daha pahalıya geliyor.

Zaten, ‘Kokpit’in ‘mesûl pilotu’ Uğur Cebeci de bunu kaç defa yazdı.

* * *

BİRAZ daldan dala atlıyorum, ‘Hürriyet’in diğer yazarı Fatih Altaylı da dün söz konusu ‘Maybach’ marka otomobil için, ‘pahalılığına pahalı ama, aslında prestij taşımıyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na yaraşmaz’ uyarısını yaptı.

Doğrusu, ne ‘evet’, ne de ‘hayır’ diyebileceğim.

Çünkü, kuşe kağıda basılmış dergilerdeki fotoğrafı hariç, lüküslüğü dillere destan edilen ‘Maybach’ limuzini görmek henüz bu fakire nasib olmadı.

Firmanın otuzlu yıllar şöhretini bilmem ise bugünü değerlendirmeye yetmez.

Neyse canım, koltukların narin derisine popomu değdirmek bana asla kısmet olmayacağına göre, öyleymiş veya böyleşmiş, züğürt çenemi yormanın anlamı yok?

Ancaak, şunun anlamı var!

* * *

ALTAYLI,Maybach marka Başbakan’a yakışmaz’ diyordu ya, bazıları da tam tersine, hem o otomobil hediye edildi diye; hem de Dışişleri Bakanı Gül’ün kiralamak zorunda kalmasından ötürü, özel uçak kullanımına karşı ateş pükürüyordu.

Güler misin, ağlar mısın?

Yahu bir, bütün uluslararası ilişkilerde, çok istisnai durumlar hariç, böylesine ‘diş kirası’ armağanlar kişinin şahsına değil, o şahsın temsil ettiği makama verilir.

Yani, ‘Maybach’ın da, ‘aybah’ın da, ‘rahbah’ın da şoförü Türkiye’dir!

Ve sonra iki, bu ne bitmez tükenmez ‘bir lokma, bir hırka’ kompleksidir ki, tabii ki zırt pırt oraya buraya giden Dışişleri Bakanı’na özel uçak çok görülmektedir.

Aman emriniz olur beyler, Gül bari tasarruf için tarifeli uçağı dahi bıraksın da, Sirkeci Garı’ndan ‘Simplon Ekpresi’nin ikinci sınıf kompartımanına bilet alsın.

* * *

FAKAT hayır efendiler, handir jet hızıyla giden bir dünyada Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı da, Dışişleri Bakanı da, gerekliyse başka bir bakanı da, varsa kendi makamına ait özel uçakla; yoksa, onu kiralayarak seyahat edecektir!

Zaten yoksa, tuvalet oturağı som altın kaplama ‘görmemişin oğlu’ olanları hariç, onlara böyle bir filo düzmek boynumuzun borcudur.

Ve evet, Fatih Altaylı’nın önerisine tümden katılıyorum, eğer ‘Maybach’ markanın prestiji eksikse, Erdoğan ona binmesin ve en mükemmeline kurulsun.

Ve yine evet, avuç içi kadar Atlas Okyanusu ne kelimeymiş, inşallah yeni özel uçakları da kocca Pasifik Okyanusu’nu da bir kanat çırpmadan aşan cinsinden alırız.

Helál-i hak olsun ve ‘bir lokma, bir hırka’ kompleksi artık haram olsun!
Yazarın Tüm Yazıları