En önce, yine bilgiçlik taslayıp biraz Latince lügat parçalayacağım: "Homo antecessor!" "Homo erectus!" "Homo habilis!" "Homo sapiens!"
Ve bu defa hiç oyalanmadan, derhal anlamlarına geliyorum: Genel bir "insan", "adam", "adem" kavramı için kullanılan "homo" sözcüğünden sonraki birinci kelime "antecessor",o insan cinsinin en, en eskisini tanımlar
"Erectus"la da, iki ayağı üzerine ilk dikilenimiz sıfatlandırılmış olur. "Habilis" ise, bu defa iki eliyle álet yapmış olan yine ilk ecdádımızın adıdır. Ve nihayet "sapiens", bugünkü soyumuzu doğurmuş olan "ákil" familyanın ismidir.
Aslınabakarsanız, daha ilk satırda "bilgiçlik taslayayım" demekle kendi kendime haksızlık ettim. Mazoşist davrandım. Oysa, yukarıdaki deyimleri zikretmemin bilgiçlikle, milgiçlikle álákası yok!
Artı, dehşet burnu büyüklüğe kapıldığım ve dolayısıyla megalomanyaklık derecesini kendimi Romalı Cicero’nun yerine koyarak Senato önünde "Heronnius’a Retorika"dannutuklar çekmek raddesine vardırdığım iddiası da baştan sona yalan! Kuyruklu yalan!
Daha neler, bari kendimi Büyük Sezar sandığımı ve Kleopatra’yı baştan çıkartmak için de kürekli bin kalyonla Mısır seferine çıktığımı öne sürün de iftiracılığınız tam olsun!
Hayırefendim, eğer yukarıdaki sözcükleri kullanmak ihtiyacını hissettiysem, bunun nedeni bugüngayet "bilimsel" bir konudan bahsedecek olmam.
Ve malûm, kim ki "bilim" dedi, onun "şeyler"ini adlandırabilmek için kısmen Yunanca; ama her halükarda da mutlaka ve mutlaka Latince "lügat paralamak" gerekiyor!
En azından "modern zamanlar"dan beri, Çin ve Maçin dahil beri dünyanın her yerinde "lisán-ı ilmi" olarak yalnız bu terminoloji kullanılıyor.
NEREDE TÜRK BİLİM AŞIĞI
Fakat illá ısrar ederseniz, ben bunlara bayağı bayağı düzgün karşılıklar bulabilirim.
Meselá "homo erectus"a "dikilek insan"; "homo habilis"e "mahir insan", "homo sapiens"e de "ákil insan" diyen deyimler uydurabilirim. Ama bunlar evrensellik arz etmez. Sen, ben, bizim oğlan, kendi kendimize gelin güvey olmakla yetiniriz.
Ve, yukarıdaki terminolojiyi bilmeden öğretim; hele hele yüksek öğretim görecek çocuklarımızı da okyanusun ortasındaki kayığa dümensiz, pusulasız atmış oluruz.
Dolayısıyla, n’apim, istediğiniz kadar beni "bilgiçlik taslamak"la (!) suçlayın, eğer gerekiyorsa Latince’yi de, Grekçe’yi de kullanacağım ve bundan hiç gocunmayacağım.
Fakat biliyorum, bunları söyledim ya şimdi "ulusalcı" cihet hep bir ağızdan ve bütün hançeresini yırtarak, "Kahrolsun kendi kültürünü empoze eden Batı emperyalizmi" diye tempo tutacaktır.
Peki paşam, peki ağam, öyle olsun ve "kahrolsun" (!) Hatta, daha çoğunu istiyorsan da, "gebersin" (!)
Tamam ama, o takdirde sen de bana, bilimin "terimleştiği" son üç yüzyıllık sürede, örneğin, bütün hayatını Afrika’da ilk insanların kemiklerini aramaya vakfeden ve zaten de onları ilk keşfeden şu İngiliz çift Leakey’ler gibi bir Türk, bir Arap, bir Çinli, ne bileyim ben, bir Hintli "ilim aşığı" bul!
Artı, bir de onların bu çalışmalarını yine bütün bir hayat boyunca ve hiç karşılık beklemeden, sırf yine "bilime şan olsun" diye finanse edecek olan; "hayırsever"den ziyade "mesen" denilen kategoriye girecek bir Türk, bir Arap, bir Çin, bir Hint zengini bul!
İNSANUS HACIAĞAYUS
Evet evet, her ikisinden de birer tanecik bul ve sonra, madem İngiliz çiftin kazıdan çıkarttıkları ilk "homo erectus"u, keşif mıntıkasının Afrika’daki coğrafi adına ve paracıkları gönderen "Boise" ismindeki zenginin soyadına atfen "Zinjanthropus boisei" diye vaftiz etmelerine pek hiddetleniyorsun, bunu aşmanın kolayı var.
Sen de aynı merak, aynı sebát, aynı beceriye sahip ol! Sen de, sırf kendin için "bilmek ve öğrenmek ihtirası"yla yan ve tutuş! Ve ara tara, daha eski bir "dikilek insan" iskeleti keşfet!
Leakey’ler Tanzanya’nın Arabi tanımı "zenc"i, yani "zenci"yi kullanarak "zinj" demiş ama, sen "laikçi-ulusalcı"sın ve Araplardan da hazzetmezsin ya, eh buna da yanaşma.
Kemik kalıntılarını, diyelim ki "Çemişgezekus İnsanus Hacıağayus" veya "Anadol Ademus Şabanbeyzadeyus" türündenisimlendirmelerle b-i-l-i-m t-a-r-i-h-i’ne geçir! Ve bu takdirde, onu kullanmayan námerttir!
Zaten böyle bir durumda, gerçekten de "kahrolsun kendi kültürünü empoze eden Batı emperyalizmi"! Ne dersin ağam? Var mısın "ulusalcım"?
Kof ve korkak sloganların "öteki" düşmanlığı yerine o "öteki"ni, onun zihin sistematiklerini ve onun fikir yöntemlerini hakkıyla bilerek aşmaya hazır mısın? Bütün önyargılardan arınmış biçimde, "homo erectus"u evrensel lügatte "dikilek insan"a dönüştürebilecek "öğrenmek" iradesine ve ihtirasına sahip misin?
Bak, yüzünü daha fazla kızartmamak için, putlaştırdığın "Kemalizm"in en büyük sözcülerinden olan ve "Öztürkçe’nin babası" (!) addedilen Nurullah Ataç’ın, Türkiye’de ilkokullardan itibaren Yunanca ve Latince öğretilmesi istediği konusuna dahi girmedim.
Ama gelecek hafta, "dikilek insan" konusuna neden girdiğimi açacağım.