Paylaş
BİR: Azınlık bir cuntanın demokratik hükümeti silah zoruyla devirdiği 27 Mayıs 1960 darbesinde dokuz yaşındaydım. Askerler Adnan Menderes’i astılar ve yeni Anayasa yaptılar.
Daha ilk seçimlerde de o askerlerin arzuladığının tam aksine, ilkin koalisyon ortağı, sonra iktidar hükümeti olarak DP’nin devamı olan AP iktidara geldi.
İKİ ve üç: Onbir yaşındaydım. “Nasırcı” Albay Tâlât Aydemir yönetimindeki diğer bir cunta ilkin 22 Şubat 1962, ardından da 21 Mayıs 1963’te çifte darbe girişimine kalkıştı
Cumhuriyet tarihinde darbelere karşı durmak cesaretini göstermiş tek siyasi lider olan İnönü radyodan “Talât’ın iki buçuk çapulcusu, teslim olun” diyebildiği için isyan bastırıldı.
DÖRT ve beş: Yirmi yaşındaydım, 9 Mart 1971 cuntasını tasfiye eden 12 Mart 1971 cuntası, yine demokratik biçimde seçilmiş Süleyman Demirel hükümetini devirdi.
Ama demokrasi cesaretinden yoksun olan AP lideri “şapkasını aldığı gibi” tüyüverdi.
Askerler bu kez “geniş geliyor” diyerek kendi yaptıkları Anayasa’yı da budadılar.
Beni de “arananlar” listesine yazdılar ki, mülteciliğe kaçtım.
ALTI: Yirmidokuz yaşındaydım. 12 Eylül 1980’de ordu yönetime tekrar el koydu.
Kendilerinin yaptığı o 1960 Anayasa’sını yine kendileri bu defa tümden değiştirdiler.
“Komünizme karşı silah oluşturmak” için de din derslerini zorunlu kılmaktan imam hatip liselerini yeni statüyle donatmaya, “maneviyatçı atılım” (!) uygulamasına geçtiler.
Aynı yıl askere gittim. 58. Topçu Tugayı’na gelen kurmay subaylar Kürt diye bir şey olmadığını ve bu sözcüğün karda yürürken çıkan “kart kurt” sesinden türediğini öğrettiler.
İlk seçimleri ise askerlerin asla istemediği ANAP ve Turgut Özal kazandı.
YEDİ: Kırkbeş yaşındaydım. O “yok” denilen Kürtleri artık Cumhurbaşkanı’nın bile “realite” sayması bir yana, yeni sosyolojik tabanını 12 Eylül TSK’sının “maneviyatçı atılımı”na (!) borçlu olan siyasi İslam aynı TSK tarafından bu defa “irtica” addedilir oldu.
“Andıç” falan, 28 Şubat 1997’de “postmodern darbe” gerçekleştirdiler.
Ve tabii, bir sonraki seçimi kökenleri yine siyasi İslam’a uzanan parti kazandı.
SEKİZ: Şimdi ellibeş yaşındayım. Dün gece ekranda “TSK’nın ‘kanunlarla kendisine verilmiş’ olan açık görevleri eksiksiz yerine getireceğine” dair bir “e-muhtıra” okudum.
Sorgu sual ne haddimize! Demek ki, her defasında bir öncekinin aksi yönde darbe yapıyor olsa ve de yine her defasında dayatmak istediğinin zıddı sonuç alsa bile, mutlak “haklılığı” ve “doğruluğu” tartışılamaz ordu için başka bir “kanun” (!) geçerlilik taşıyor.
Demek ki o kanunların zirvesi olduğu için “kanun-i esasi” denilen Anayasa nizamiye kapısından içeri adım atamıyor ve de kışladaki farklı yasalar askerlere farklı “görev” veriyor.
DOKUZ: Hayır, kabul etmiyorum! Reddediyorum!
Ellibeş yaşımı sekize böldüğüm takdirde meşûm bir “rekor” olarak ortaya çıkan ve ortalama her altı virgül sekiz yılda bir tekrarlanan bu darbe ve darbe girişimleri artık yetti!
2007 Türkiye’sindeki hiçbir gerekçe yeni bir darbe tehdidiyle uzlaşmayı haklı kılamaz.
Ben sivil ve laik bir yurttaş olarak, tüm hukuk devletlerini ve tüm demokratik rejimleri belirleyen Anayasa ötesinde ve ondan başka bir kanun tanımıyorum ve de tanımayacağım!
Paylaş