DARBE olur mu?Hayır, olmaz!Nokta, satırbaşı, paragraf ve hadi selámetle!* * *YAZIYA böylesine kesin ve kestirme bir cevapla başladım, çünkü demokrasi ve özgürlük düşmanı güçler zaten daima bir Demokles kılıcı olarak salladıkları yukarıdaki melûn soruyu, 12 Eylül’ün yuvarlak rakam yıldönümü nedeniyle daha ‘gür sesle’ telaffuz ettiler.Tabii, onların ‘darbe olur mu’ demesi asla ‘masûmane’ bir içerik yansıtmıyor. Bununla hem ‘olur ha’ tehdidi savuruyorlar, hem de ‘ah olsa’ dileği çağrıştırıyorlar.Ama dinsizin hakkından imansız gelir, dolayısıyla bendeniz ‘statüko zaptiyeleri’nin o kuru sıkı ‘gür sesi’ne (!) sonsuz defa daha tiz bir perdeden tekrar yanıt vereyim:Olmaz efendiler, olmaz ve derdinize mum yakın!* * *OLMAZ, zira kendinizi ‘Saddamcı Atatürkçü’ diye takdim ederek ‘ordu göreve’ pankartı açsanız da; ‘Karanlıkçı Maocu’ derginizde TSK hiyerarşisinin legalist tutumuna karşı ‘yurtsever tabanı’ (!) kışkırtsanız da; ‘İmralı Palas’ meczubunun emrettiği Kürt şovenist provokasyonuna bel bağlasanız da, ‘kutsal ittifak’ınız yine yanlış merkebe oynuyor.Geçti Bor’un pazarı ve o eşeği Niğde’ye sürün ki, şu gerçek artık kafanıza dank etsin: Günümüz Türkiye’si ve dünyası çeyrek asır öncesinin Türkiye’si ve dünyası değildir!Köprünün altından çok sular aktı. Ülke ‘demokrasi kültürü’nü epey epey özümsedi. Sivilleşmede dev ilerlemeler kaydettik ve laiklik ağacı mümbit toprakta kök saldı.Bütün bunları görmemek için kör, anlamamak için ise ahmak olmak gerekir.* * *SONRA, bugün yurdumuz politik açıdan istikrarlı, ekonomik açıdan gürbüz ve diplomatik açıdan güçlüdür. Ulusumuz, artık tamamen toplumsal bir ütopyaya dönüşmüş olan AB dinamikleri sayesinde de özgürlük ve refah coğrafyasına eklemleşmek azmini sürdürüyor. Öte yandan, Kürt sorununu ‘ortak vatan - bölünmez ülke - eşit yurttaş’ ekseninde çözüme kavuşturmak kaydıyla, PKK çapulculuğunun orta-uzun vadede hiçbir şansı yoktur.Ve de bilhassa, istisnasız bütün siyasi, iktisadi, beşeri ve askeri kurumlarıyla birlikte Türkiye şimdi, ‘küresel dünya’nın et-tırnak ayrılmazlığındaki bir parçası haline geldi.Öyle ki, o askeriyeye ait ‘OYAK’ın ABD bankası ‘First National Bank of Boston’ u satın almasından, Fransız dev ‘Renault’un en ciddi ortak ve ihracatçısı olmasına, bizzat ‘müdahelesi umulan’ (!) güçler dahi aynı ‘küresel dünya’da iktisadi vektör kimliği edindi.* * *PEKİ, içerideki nesnel durum aynen böyleyken ve o ‘içeri’si de artık asla ‘dışarı’dan bağımsız düşünülemeyecekken, kim ‘darbeye kalkışmak’ cüretini gösterebilir?Hangi bedbaht, en ufak ‘zinde kuvvet’ (!) macerası karşısında Türkiye’nin dünyadan derhal soyutlanacağını görmezden gelebilir? Bunun da uçurum olacağını es geçebilir? Ama yine de varsayalım ki, fi tarihi sergüzeşti Talat Aydemir ve avenesi gibi, ‘ordu göreve’ ve ‘yurtsever taban’ (!) provokasyonuna kapılacak tek tük ebleh çıktı.Kanuni rejime ve legalist TSK hiyerarşisine karşı suç işleyerek intihara kalkıştılar.‘İntihar’ diyorum, zira bırakın o hiyerarşinin asli görev icabı yasal düzeni savunmak yükümlülüğünü, böyle bir saldırı önünde artık ülkemiz halkının da eli armut toplamayacaktır.Daha doğrusu, ağzı aval aval hava toplamayacaktır. Darbecileri tükürükle boğacaktır.Tekrarlıyorum, sivil kisveli ve provokatör kimlikli ‘apoletsiz general’ler aba altından yaba gösterek, ‘darbe olur mu’ sorusuyla demokrasi güçlerini sindireceklerini sanmasınlar.Darbe marbe olmaz ve es kaza yeltenen çıkarsa da, hadi selámetle, artık onlar olmaz!