"VAKİT" gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez "cinsel istismar" suçlamasıyla tutuklandı.
Başka bir deyişle, yetmiş sekiz yaşındaki saldırgan belki istim eksikliğinden; belki de aşağıda sıralayacağım gerekçelerden dolayı, on dört yaşındaki B.Ç.’ye fiilen tecavüz etmemiş.
Mağdurenin "telefonda seks konuşmaları yapıyordu" ve "edep yerlerimi zorla öpüyordu" ifadesinden de anlaşılacağı gibi, "teori"yi "pratik"e tam anlamıyla geçirmemiş.
Bu arada hatırlatayım ki, söz konusu zat-ı muhterem táa 1952 yılında da, Yahudi, yani "dönme" (!) olduğu gerekçesiyle, o zamanki "Vatan" Gazetesi sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman’a suikast düzenlemiş ve on yıl kodeste kalmıştı.
Her neyse de, ben burada en önce Üzmez’i tebrik ediyorum.
* * *
HAYIR efendim, nefsine az biraz "hákim olduğundan" (!) dolayı tebrik etmiyorum.
Eğer Hüseyin Üzmez’i kutluyorsam, bu, onun fıkıh bilgisinden dolayıdır!
Evet evet, "Vakit" yazarı sırf piştovla insan kurşunlamak açısından değil, İslam hukukuna vakıf olmak konusunda da on üstüne on hak ediyor.
Çünkü, cimá veya ziná, aynı İslam hukukuna göre, cinsel temasın gerçekleşmiş olması için, af buyurun "duhul" gerekir.
Ve tabii ikinci durumda da, yandı gülüm keten helva!
* * *
ÖYLE tabii, çünkü Üzmez hem Peygamber efendimiz; hem de şu laik, yani ona göre şu "zındık" TC’nin Medeni Kanunu önünde de dinen ve resmen nikáhlı addedilmiyor mu?
O halde, kendisinin ve gazetesinin arzuladığı gibi, bu "zındık" (!) Türkiye şayet şeri yasaları uyguluyor olsaydı, eyvah ki eyvah, "Vakit" yazarının kellesi uçmuş olacaktı.
Çünkü malûm, zina suçlularına verilen "recm" cezasını kastederek "sizi acıma duygusu engellemesin" diyen ve üstelik bunu, "Mü’minlerden bir grup da onlara yapılan azába şahit olsun" diye tamamlayan "Nûr" suresinin ikinci áyeti zaten ortadadır.
Nitekim de, "hád" denilen bu ceza hemen tüm fıkıhçılar tarafından kural addedilir.
Háttá, İbn Hazm ve İbn İshak gibi bazı muhaddis ve icmácılara göre, söz konusu kelle gitmeden önce suçlunun sırtında bir de yüz değnek paralanması gerekir.
* * *
İMDİİ, bütün bunlar devreye girdiği takdirde, zekásından ve bilgisinden ötürü Hüseyin Üzmez’i tebrik etmekte haksız mıyım? Hazretin "cinliği" göz çıkartmıyor mu?
Çünkü, tamam yetmiş sekiz yaşındaki "dini bütün aç kurt" on dört yaşındaki masûm kızcağıza karşı bir haltlar karıştırmış ama, işi yine de kısmen kitabına uydurmuş.
Zira bir, ne anatomik, ne de teolojik anlamda bir cinsel ilişki gerçekleştirmiş. Dolayısıyla da iki, İslam terminolojideki bir "ikráh" veya "irtisab"dan; yani günlük dildeki "tecavüz" ve "iğfal"den söz edilemez.
O halde, El Ezher uleması gibi fetva buyuracak değilim ama yine de şundan eminim. Şeri hukuk, reşit çağa gelmemiş ve özgür irade beyan etmemiş çocuklarla "seks konuşması yapmak" ve "edep yeri öpmek" gibi alçaklık ve hayásızlıkların cezasını, ziná ve tecavüzdeki gibi "recm" raddesine vardırmaz.
* * *
BU demektir ki, yine bir; fıkıh bilgisi sayesinde Hüseyin Üzmez kelleyi kurtardı. İki; Yalman suikastının sanığı "zorla öpüş" sonrası abdest aldığına ve "sakın başka erkekle yapma" diye öğüt verdiğine göre, bir ihtimal yüz sopa yemekten de paçayı kurtardı.
Sırtında kırılması öngörülen değnek sayısı belki elliye, háttá belki yirmibeşe indi.
Fakat kurtulmayan, kurtarılamayan ve kurtarılamayacak olan iki bir şey kaldı:
On dört yaşındaki bir kızcağızın feryádı ve "şeriat hukuku"nun tekrar tekrar iflásı!