BİZ her bakımdan kendine özgü, eski deyimle ‘‘nev-i şahsına münhasır’’ bir ülkeyiz.
Yalnız Asya'yla Avrupa arasında sıkışmış coğrafyamız, Doğu'yla Batı arasında kalmış sosyolojmiz veya ‘‘dinperestlikle’’‘‘laikperestlik’’ arasında zıtlaşmış sekülerimizmle değil.
Biz aynı zamanda, ideolojilerin yorumu ve uygulanması açısından da‘‘numune’’yiz.
* * *
BUNU, üniversitelerimizde meydana gelen son arbedelerden dolayı düşündüm.
Malumunuz, ‘‘Saddamcı Atatürkçü’’lerle (!) ‘‘Saddamcı Komünistler’’ sopa, satır, değnek, falçata, Allah ne verdiyse, ellerine kaptıkları alet edavatla ‘‘cenge tutuşmuşlar’’ (!).
Zahir diğerleri de o kelleye kızıl yıldızlı ‘‘Çeka’’ polisi kepi veya siperliği eski proleter kasketi giydirmek istiyordu ki, Saddam'ın pozu uğruna tarafların bir piştov çekmediği kalmış.
Şimdi gel de Türkiye'nin kendine özgü bir ülke olduğunu ve ‘‘anakronik’’ denilen cinsten miyadı dolmuş ideolojilerin dahi, onların sahipleri tarafından ıskalandığını söyleme!
* * *
ÖNCE, ‘‘Saddamcı Atatürkçü’’ (!), o pek hayranı olduğun Arabi rezilin kafasına ister fötr şapka, ister bez kefiye, ister sidikli oturak geçir ama, sakın ha kalpağa yeltenme! Çarpar.
Tıpkı, daha dün Apo'ya gerilla teftiş edip rüzgar değiştiği an ‘‘ultra Kemalist’’ kesilen İp Maocuları gibi, şimdi senin deMavi Gözlü Dev'inismi arkasına saklanman ve ‘‘İleri’’ ve ‘‘Türk Solu’’ diye vaftiz ettiğin dergilerde Yekta Güngör Özden,Attila İlhan, Erol Manisalı türü ‘‘emsalsiz Atatürçülere’’ (!) satır çiziktirtmen, sana asla, Mustafa Kemal Atatürk'ün sembol kalpağını Saddam Hüseyin canisinin kellesine geçirmek dokunulmazlığını getirmez.
‘‘Büyük Kemal’’i ‘‘Cüce Hüseyin’’le özdeşleştirmeye kalkma ve dergi logosuna resmini bastığın Deniz Gezmiş'in de 12 Mart'ta ‘‘Atatürkçülük’’ adına idam edildiğini öğren!
En azından, satır, falçata, kamayla sahiplenmeye çalıştığın ‘‘ideoloji’’yi(!) hazmet!
‘‘Saddamcı Atatürkçü’’ destur de ve sırtını dayadığın ağababana da fazla güvenme.
***
SONRA, Mustafa Kemal tabusuna sığınıp kampüste bıçak çekenler böylesine ‘‘nev-i şahsına münhasır’’ da, yine ‘‘sol’’ ideolojiden diğer süper marjinal grupçuklar farklı mı?
Yok canım ne münasebet, al birini vur diğerine!
Hadi, gidene ağam gelene paşam demekle nam salmış yukarıdaki Maocu tarikatın meşrebi zaten belli onu geçeyim, ama yeni bir şey öğrenince hayretten küçük dilimi yuttum.
Elektronik postama gönderilen bir bildiri, Ankara'daki 1 Mayıs gösterine ‘‘anarşist komünistler’’in veya yanılıyor olabilirim, ‘‘komünist anarşistler’’in katıldığını duyuruyordu.
Evet evet, yanlış işitmediniz, ‘‘anarşist komünistler’’...
* * *
YAHU, eğer asla yanyana gelmeyecek iki şey varsa bunlar anarşizmvekomünizmdir.
Türkiye'den başka hiçbir yerde ‘‘anarşist komünist’’ yoktur. Olamaz. Neyi sayayım?
Komünist totalitarizmin sakallı babaları Marks ve Engels'in ‘‘anarşist libertarizm’’ ideologları Proudhon ve Bakunin'e savurdukları küfrü mü; yoksa Stalin kızıllarının İspanya İç Savaşı'nda ve sırf Katalunya'da Franco faşistlerinden kat kat fazla anarşist katlettiğini mi?
Ateşle su bütünleşebilir mi? Esaretle özgürlük yekparelik oluşturabilir mi?
Fakat ‘‘kendine özgü’’ Türkiye'de oluşturuyor.
Nasıl ki ‘‘Saddamcı Atatürkçü’’Büyük Kemal'in kalpağını Tıkriti katilin kellesine oturtuyor; nasıl ki İpçi Maocu aynı Büyük Kemal'in tabusu arkasına saklanıp dokunulmazlık kazanıyor; işte 1 Mayıs gösterisinde de ‘‘anarşist komünist’’ Ankara sokaklarında yürüyor.
Evet evet, sağıyla ve soluyla ülkemizde hüküm süren ‘‘biz bize benzeriz’’ ideolojisi, çöpe atılmış en gudubet ve en ‘‘anakronik’’ diğer ideolojileri dahi kendine benzetiyor.