Hadi Uluengin: Bir nasyonal cumhuriyetçiye mektup

Hadi ULUENGİN

Bay Regis Debray; Sırbistan'a yaptığınız güdümlü yolculuk ertesinde binbir gerçeği tahrif ederek kaleme aldığınız ve ‘Bir Seyyahın Cumhurbaşkanı’na Mektubu' başlığı altında Jacques Chirac'a hitaben yazmış olduğunuz hilebaz makaleyi 13 Mayıs tarihli ‘Le Monde’ gazetesinde hayretle değil tiksintiyle okudum. Öğürdüm.

Miloseviç'i sinsice sahiplenerek NATO operasyonuna beddua yağdırdığınız ve Fransa'nın müttefik harekattan çekilmesi için 5. kol tezleri ürettiğiniz bu iğrenç makalenin sahte ve kalleş argümanlarını teker teker çürütecek değilim.

Tahrifat ve yalanlarınızı ertesi gün lime lime eden ‘Liberation’ gazetesi zaten size gereken cevabı verdi. Filozof Bernard-Henri Levi de yine ertesi günü ve yine ‘Le Monde’ sütunlarında sizi tarihin çöplüğüne attı.

Hiç tereddütsüz, siz ancak böyle bir çöplüğe layıksınız.

* * *

FAKAT Sezar'ın hakkı Sezar'a Bay Debray, siz tabii ki ‘dönek’ değilsiniz!

Siz, vahim cehaletinden dolayı kendisi farkında olmasa bile aslında sizin tüm ‘nasyonal cumhuriyetçi’ değerlerinize tapınan ama bizim ülkemizde Kosova konusunda biraz daha ihtiyatlı davranmak gerektiği için gerçeği çarpıtmaya yeltenen bir şirretin size vurduğu ‘dönek’ damgasından çok çok uzaktasınız.

Tam tersine Bay Regis Debray, ipliğinizi pazara çıkartan ‘Liberation’ redaksiyonunun ve Levi'nin ‘dönekliğine’ karşılık siz hiç ‘dönmediniz’.

Siz, Che'nin silah arkadaşı sıfatıyla Latin Amerika mahpusuna girdiğinizde de; heyhat bu satırlar yazarını bir dönem hafif nebze etkilemiş olan ‘Devrimde Devrim’i kaleme aldığınızda da; Mitterrand'ın danışman koltuğuna oturduğunuzda da ve nihayet cumhuriyetçilikle demokratlığı kesin çizgilerle ayrıştırarak birincisini vaaz ettiğiniz 1989 makalenizi yayınladığınızda da hep aynıydınız.

Bay Debray kuşku yok, önceleri kendinizi tanımlarken bu terimi kullanmamış olsanız dahi siz daima ‘nasyonal cumhuriyetçi’ydiniz. Şimdi de öylesiniz...

Siz demokrasinin, daha doğrusu sizin ‘cumhuriyetçilik’ kavramınızı aşan her demokrasinin dün yeminli düşmanıydınız. Bugün de öylesiniz...

Ve, sizin ‘cumhuriyetçilik’ anlayışınız Büyük Devrim'in topu topu 1793 ve 1794 yıllarına sınırlı Robespierre diktatoryasına tekabül ettiğinden de, tıpkı utangaç veya aleni yandaşı olduğunuz totaliter ülkeler, partiler ve liderler gibi, siz gayet doğal olarak Saddam'ın ve Miloseviç'in safındasınız.

Bay Regis Debray, siz ‘giyotin cumhuriyeti’ entellektüelisiniz.

Ve Avrupa ütopyasını da reddeden siz, kendi tabirinizle ‘nasyonal’siniz.

Bay Debray, siz ‘nasyonal cumhuriyetçi’ teori üreten bir şarlatansınız.

* * *

BAY Debray, çömeziniz ‘nasyonal cumhuriyetçi’lerden bizde ibadullah !

Fakat, tahrifat ve şarlatanlıkta size taş çıkartsalar bile en son tahlilde bunlar ancak birer işporta malı kopya, bizimkiler entellektüel kapasite itibariyle sizin elinize su dökemiyorlar ve yukarıda belirttiğim gibi, bazen siz ‘taka tuka’ dediğinizde onlar ‘mantar tıka’ anlayarak pusula şaşırıyorlar.

Ama haklarını yemeyeyim, demokrasi düşmanlığında, devlet fetişizminde, laikçilik dindarlığında, Jakobenizm ceberrutluğunda sizi harfiyen izliyorlar.

Özgürlükçü demokrasiye karşı sizin despot ‘cumhuriyetçiliğinizi’, küresel evrenselliğe karşı da sizin yerel ‘nasyonalliğinizi’ vaaz ve empoze ediyorlar.

Birkaç istisna hariç sizin gibi aleni Çetnik avukatlığına soyunamasalar da, zat-ı alinizin yolunuzdan kıvırtarak müttefik harekata nefret kusuyorlar.

Çömezlerinizle iftihar edin Bay Debray, en cahilleri lafınızı tam anlamasa dahi bizim ‘nasyonal cumhuriyetçiler’imiz peşinizden dört nala koşuyorlar.

Ve utanın Bay Regis Debray, sizde bir nebze yüz surat kalmışşa utanın !

‘Nasyonal cumhuriyetçi’ ihtirasınız uğruna bütün ‘demokratik cumhuriyetçi’ değerlerini Miloseviç'e sattığınız 1789 Devrimi Cumhuriyetinden utanın !