Paylaş
Dünkü gazetelerde okumuşsunuzdur, Slobodan Miloseviç'in toraman oğlu Marko Miloseviç, ‘Bambipark’ ismini taşıyan Amerikanvari bir eğlence bahçesi açmış.
Çetnikbaşı'nın doğumyeri olan Pozarevaç'daki bu parkın resm-i küşadına parti ve rejimin Belgrad'dan gelen tüm kodamanları katılmış. Kapıda ‘Mercedes’den geçilmemiş ve panayırdan ilk yararlananlar ‘sosyete’ mensupları olmuş.
Hazin ki, çok hazin...
* * *
UNUTMAYIN, Tosun Marko kalantor çocuklarının cebinden para kazanmak için güle oynaya ‘Bambipark’ın açılışını yaparken aynı anda Kosova'da, Çetnik alçakların Bela Crkva köyünde enselerine kurşun sıkarak katlettiği ve toplam altmış dört Arnavutun arasında yer alan yedi masum çocuk gömülüyordu.
Onların hiç ‘bambi’si olmadı... Onlar hiç lunaparka gidemeyecekler...
Zaten, Sırp çocukların ezici çoğunluğu da Mahdum Miloseviç'in ortak olduğu mekanda eğlenemeyecekler. Ekmek bulmak için didinen ebeveynler, atlıkarıncada tur atsınlar diye evlatlarının cebine Alman markından harçlık koyamayacaklar.
Yuh olsun ki, eski Yugoslavya halkları tümden ağlarken lanetli Miloseviç ailesinin oğlusu servetine servet katmak için şen şıkırdak ‘Bambi Park’ açıyor.
* * *
ÜSTELİK malum, ‘bambi’ geyik Walt Disney'in hayal dünyasından çıkmıştır.
20'inci asır Amerikan efsanelerinin başında gelir. ‘Yankee’likle özdeşleşir.
Ve düşünebiliyor musunuz ki, ABD'ye beddualar savuran komünist hanedanın veliahtı eğlence merkezini ilkin ‘Disneyland’a nazire ‘Bambiland’ diye vaftiz edecek; ardından biraz ayıp kaçtığından bunun ‘land’ını atacak; fakat yine her şeyiyle Yeni Dünya mitoslarını çağrıştıran son isimde karar kılacak... Pes !
Üstelik, Tosun Miloseviç'in annesiyle çekilmiş fotoğrafında gördüm, hani kocasının karısı sıfatıyla ‘ideoloji zaptiyeliğini’ üstlenen ve bizim on binde sıfır virgül sıfır küsurluk Maocu İP partisini Belgrad'a davet ederek Türkiye'de Çetnik yalakalığı yaptırtan o korkunç cadı var ya, işte oğlu bu iğrenç valdesiyle ‘Bambi Park’ın açılışını kutlarken ‘Coca Cola’ dikiyordu. Yarasın !
Ayan beyan ortada, karaborsa cukkasını mahrem bankalara yatıran ‘Madona’ rumuzlu ihracat şirketi; müziğini Michael Jackson'dan seçen gençlik diskoteği; kopyasını New York pizzacılarından alan pideci zinciri, Mafya'dan beybabası ve Çete'den hanımanası sayesinde daha otuz yaşına varmadan dolar milyoneri olan Marko Miloseviç beyimiz Sırbistan'da Amerikan ruh saçarak papel istifliyor.
* * *
BİR yöneticinin ailesini ve yakınlarını kayırarak onlara maddi ve siyasi ulufe dağıtımını sistemleştirilmesine politika lugatinde ‘nepotizm’ denir.
Bütün totaliter ve otoriter devletlerde çirkef izlerine raslanır.
Ama bu mekanizmayı rayına oturtmakta kimse komünistlerin eline su dökemez.
Mao'nun cadaloz karısı Çin'de iktidar gaspetmiştir; Brejnev'in kızı ve damadı elmas kaçakçılığından Rusya'da dünyalığı doğrultmuştur; başta mahdumu ve zevcesi tüm Çavuşesku familyası Romanya'yı soyup sovana çevirmiştir; Kim İl Sung toraman oğlunu Kuzey Kore'ye veliaht tayin ederek tahta oturtmuştur.
‘Nepotik’ kızıl iktidarların haddi hesabı yoktur ve saymakla tükenmez.
* * *
EH bunların sonuncusu olan Slobodan Miloseviç eksik kalacak değil ya, eski Yugoslavya'yı yok ettiği yetmiyormuş gibi bir de anası babası; karısı kızanı; dayısı halası; dadısı dudusu, son geri kalanı da maaile bir güzel hortumluyor.
Yunanistan, Kıbrıs veya Karaipler'deki banka hesapları şiş Allah, şişiyor.
Tosun Miloseviç babasının köyünde Alman markıyla girilen lunapark açıyor.
Ama, uzak olmayan bir gelecekte defterler de açılacak. Mutlaka açılacak.
Ve sırf insani açıdan dileyelim ki, Slobo'nun alçak uygulamaları, Mira'nın rezil suçları ve Marko'nun hayta hırsızlıklarıyla tıpatıp Çavuşesku ailesine benzeyen Miloseviç familyasının sonu Romanya'daki kadar trajik bitmesin...
Paylaş