Paylaş
Kadına şiddetin çözümü aile, eğitim ve devlette
Sayın Feyza Hanım, ben köşenizde yer verdiğiniz kadına şiddet konulu yazının sahibi Mustafa K...
Yazımı yayınladığınız için size ve gösterdiği duyarlılıktan dolayı Bakan Fatma Şahin’e teşekkür ederim.
Daha önce de belirttiğim gibi; kadına şiddet, toplumumuzda salgın hastalık haline geldi.
Yaşım 66 ve 60 senedir İstanbul’da ikamet ediyorum. Bu yaşıma dek, son iki-üç senedeki kadar ‘kadına şiddet’ olayını ne görmüş ne de medyada takip etmiştim. Bu tür olaylar eskiden münferitti, toplumu bu kadar rahatsız ve meşgul etmezdi.
Sayın bakanımız bu konuya çözüm getirmek için büyük bir çaba içerisinde. Peki, bizler toplum olarak, özellikle de kadın kuruluşları ve sivil toplum örgütleri olarak ne yapıyoruz?
Hiçbir şey.
Ben hukukçu değilim. O yazıyı içimden geldiği gibi yazdım. Sağ olun, siz yayımladınız ve bakanımız da cevap verdi. Bu sorunu gündemde tuttuk.
Bana göre sorunun çözümü, üç ayaklı sacayağı gibi aile, eğitim ve devlettedir. Bunlardan biri eksik olursa sorun devam edecektir.
Aslında bu kadın sorunu değil, insanlık sorunu, hatta trajedisidir.
Kadına şiddeti en iyi hissetmesi gereken Meclis’in ilk kadın milletvekillerinden şimdi görevde olanlar, kadın avukatlar, kadın kuruluşları, çeşitli mesleklerde bulunan kadınlarımız nerede?
Demek ki duyarlı davranılmamış ve bu duyarsızlık devam etmekte...
Kadına uygulanan şiddete karşı mücadeleyi görev edinmiş bir tek kadın ünlümüz var mı?
Bu saydıklarım varken, benim burada dil dökmem yakışıyor mu?
Ayrıca söz konusu yasayı okudum, maalesef bana doyurucu gelmedi.
Kadın hakarete uğramış, tehdit edilmiş, daha da kötüsü darp edilmiş, şiddete uğramış, silahla yaralanmış. Peki bu suçların tek tek ceza kanununda karşılığı yok mu? Neden bunları yapanlara bu suçların her birinin karşılığı olan ceza uygulanmıyor?
Mustafa K.
O kocaya verilecek ağır ceza örnek olmalı
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in açıkladığı yasayı yeterli ve açık bulmadım. Bir vatandaş olarak beklentime cevap vermedi. Örneğin yasa diyor ki; “Şiddet uygulayan kişinin tedbir kararlarına aykırı hareket etmesi halinde zorlama hapsine tabi tutulacağı şeklinde düzenlenmiştir.” Şöyle bir soru geliyor akla: Peki, kişinin tedbir kanununa kadar yaptığı şiddet ne olacak?
İşlenen her suç, ceza olarak karşılığını almalı.
Örneğin işkence için halkın anlayacağı dilden “İşkence suçunun cezası şudur” denmeli.
Bakan, halkın bilgilendirilmediğini ifade ediyor. Halk kesin ve net sonuç bekler.
Yeni yasaya rağmen şiddete maruz kalmış, devlet koruması altındaki bir kadın daha birkaç gün önce kocası tarafından boğazlanmadı mı? Şimdi beklentimiz, o kocaya en ağır cezanın uygulanması. Verilen ceza örnek olmalı.
Rumuz: Ayrıntı
Paylaş