Merhaba Güzin Abla; ne zamandır sana yazmak istiyordum.
Lütfen yazımın kusuruna bakma. Ben sana olan hayranlığımı belirtmek istemiştim. Seni çok takdir ediyorum ve çok seviyorum. Böyle güzel fikirleri nasıl bulduğunu merak ediyorum. Senin fikirlerinin bana çok faydası olmuş, yazılarından kendime çok pay çıkarmışımdır. Gerek evliliğimde gerekse diğer konularda öğütlerin bana yol göstermiştir. Çünkü sana ve okurlarına yazdığın cevaplara çok güveniyorum. Sen hiçbir zaman ayrım yapmadan cevap veriyorsun. Bazen rastlıyorum, yazdıklarına inanmıyorlar. O zaman üzülüyorum. İnanmayanlar okumasın ablacığım. Ayrıca o çok saygın ve unutulmaz annenize Allah’tan rahmet diliyorum.
Sana bir konu hakkında fikrimi söylemek istiyorum; ben 26 yaşındayım ve 3 çocuğum var. En büyük kızım 9 yaşında. Bazen gerek senin okurlarından gerekse çevremden duyduklarımdan anladığıma göre, hanımlar "Artık kocamla birbirimizi sevmiyoruz, boşanacağız" diyorlar. Bence aşk belirli bir zaman sonra bitiyor. Ben o kadar küçük evlendiğim halde çoğu şeyin üstesinden geldim. Yurtdışında yaşıyorum; hani sen diyorsun ya, "Kendinizi geliştirin"; senin bu sözün hep aklımda. Eğer cevap verirsen çok sevinirim; vermezsen de canın sağ olsun, ablacığım. Seni çok seviyorum.
RUMUZ: GÜZİN ABLA HAYRANI
Sağol sevgili kızım, beni anladığını görmek beni gerçekten mutlu etti. Ayrıca düşüncelerin de evli çiftlere ışık tutacak türden. Her köşe yazarına hayranlık belirten mektuplar sıkça gelir. Bana da geliyor ama ben hiç yer vermem bunlara köşemde... Ama bu yazını örnek olarak ele alıp, bir süredir beni çok öfkelendiren bir konuya parmak basmak istedim. Bu nedenle yayınlıyorum. Sen de zaten değinmişsin ya... Bana inanmayan okurlar olduğunu söylüyorsun. Evet, bu kişiler hem inanmıyor hem de okumayı sürdürüyorlar. Neden; anlamak mümkün değil. Bana "Bu yazıları siz uyduruyorsunuz değil mi?" diye soranlar da var. Hem mektubun hem de cevabın aynı üslupta olduğunu söylüyorlar. Güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum, bu durumda... Bir kere keşke bunca mektubu, bunca öyküyü yazabilecek kadar hayal gücüm olsaydı. Bırakın bir günde aldığım yüzlerce mektubu, sadece köşemde yayınlanan mektup sayısı yılda 1000 dolayında. Bunu annemle birlikte köşeyi sürdürdüğümüz 40 yıla yayarsanız, bir düşünün...
Bunca mektubu hayal etmemiz, yazıp cevaplamamız mümkün mü? Keşke bu kadar hayal gücüm olsaydı, belki Türkiye’nin Barbara Cartland’ı olarak yüzlerce roman yazar, köşeyi dönerdim.
Üslubumun mektupta da aynı olmasına gelince... Bana ulaşan okur mektuplarını, e-mailler’i genellikle yeniden yazmak zorunda kalıyorum. İmla hataları, cümle düşüklükleri bir yana çok uzun oldukları için kısaltmak zorundayım. Bu yüzden elbette kendi üslubumu kullanıyorum. Bu da çok doğal, değil mi?
Kendi kendime gelin güvey mi oluyorum
Ablacığım... Ben 14 yaşındayım ve okulumdaki bir çocuktan çok hoşlanıyorum. Belki böyle şeyler için henüz çok küçük olduğumu düşünebilirsiniz, ama olsun. Ben de onun benden hoşlandığını düşünüyorum. Sürekli bakışıyoruz ve birbirimize bakarken yakalanıyoruz. Bazı arkadaşlarım onun da benden hoşlandığını söylerken, bazıları da öyle bir şey olmadığını ve her kıza böyle baktığını söylüyorlar. Aslında bunu söyleyenler, ondan hoşlanan kızlar. Dün okulun bahçesinde yürürken yine bana bakıyordu, yanımda bir kız arkadaş vardı. Dayanamayıp; "Bu sürekli sana bakıyor, sen bakınca da hemen kafasını çeviriyor" dedi. Çevremden bir sürü duyumlar alıyorum, hangisine inanayım bilmiyorum. Bir ara gidip söylemeyi düşünmüştüm ama sonra beni rezil eder diye korktum. Böyle sorunları daha önce yaşayan arkadaşlarım oldu.
Onun çevresinde 5-6 kız var; üstelik o bizim okula yeni geldi. Tabii bunun da etkisi var. Ama ben onun başkalarına baktığını görmüyorum. Sizce benden hoşlanıyor mudur? Yoksa kendi kendime gelin güveyi mi oluyorum? Hoşlandığını nasıl anlarım, hoşlanıyorsa ne yapmalıyım? Ona nasıl karşılık vermeliyim? n RUMUZ: SELİS
Güzel yavrum, bu yaşlarda bu tür heyecanları duyman çok doğal ama sen gel, bu işi bu safhada bırak... Böyle uzaktan bakışmak, bir ilişkinin en güzel ve en heyecan verici dönemidir, inan bana... Yalnız senin yaşında değil, koca koca insanların bile ilişki başladıktan sonra, büyük hayal kırıklıkları yaşadıkları ortada. Şu anda sen onu hayalinde canlandırıyor, yaşatıyorsun. Belki de o gerçekte senin hayalinle hiç örtüşmeyecek bile... Tam tersine sinir olduğun sözler eden, itici bulacağın davranışlar sergileyen biri de çıkabilir. Henüz çocuk sayılabileceğin bu yaşlarda onunla arkadaşlık edebilirsin rahatlıkla. Ama bu flörte dönüşmemeli. Sana baktığına göre elbette sana karşı bir ilgisi var demektir. Ancak çevresinde böyle pek çok hayranı olan bu küçük beyin, kısa zamanda bu hayranlık nedeniyle başı dönerse, herkese mavi boncuk dağıtır.
Eski nişanlımın çevresindeki kızları çok kıskanıyorum
Sevgili Güzin Abla, benim sorunum 2 ay nişanlı kaldığım ve ayrıldıktan sonra da düşünmeye devam ettiğim eski nişanlımı başkalarından kıskanmam. Şu anda beni isteyen bir genç var ama benim aklım sürekli eski nişanlımdayken, bu gençle nişanlanıp ona umut vermek istemiyorum. Eski nişanlımın çevresinde gördüğüm diğer kızları çok kıskanıyorum. Bu durumda o genci kabul etmeyi düşünmüyorum. Bu duygu ilerde bana zarar verebilir mi? Lütfen beni aydınlat.
RUMUZ: NİŞANLANMAK
O genci hálá kıskanıyor ve uzaktan uzağa izliyorsan, hálá seviyorsun demektir kızım. Bu durumda başkasına umut vermenin hiç anlamı yok. Keşke bana nişanı neden bozduğunuzu da yazsaydın yoksa bu aşırı kıskançlığın nedeniyle mi? Eğer böyle bir durum varsa, bu hastalıklı bir kıskançlık. O zaman bir uzmanın yardımını alman yerinde olur.