Yaşlılara kulak verin çünkü onlar bunu başardılar

Yeni yılda, 32 yıllık evli bir erkek okurumun mutlu evlilik formülünü sizlerle paylaşıyorum. Kendi yaşamından örnek vererek nasıl uzun ve sevgi dolu bir evlilik sürdürebileceğinizin formülünü anlatıyor.

Haberin Devamı

Burada, biliyorum yazılarıma yorum yapan bazı okurlarım yine hayal gördüğümüzü söyleyeceklerdir. Ama benim için önemli olan, bu orta yaşlı okurumun, erkek gözüyle bu tavsiyelerde bulunması.
Kim ne derse desin, gençler arasında boşanmaların bu kadar çok arttığı bu dönemde, eskilerin sözlerine kulak vermekte yarar var, diye düşünüyorum. Çünkü onlar bunu başardılar...

Mutlu evlilik formülü

Sayın Güzin Abla, bilmem belki yaşıt olabiliriz ama size ben de herkes gibi abla diye hitap ederek saygımı belirtmek istedim. Köşenizi eşimle birlikte takip ediyor, okurların dertlerine bazen gözlerimiz dolarak bazen de gülümseyerek ortak oluyoruz.
Bundan bir süre önce köşenizde çok mutlu bir evliliği olduğunu yazan, bir buçuk yıllık evli bir genç hanımın yazısını okudum. Arada bu tür yazılar yayınlayarak, giderek artan boşanmaları önleyebilmek için gençlere örnek olduğunuzu düşünüyorum.
Buna karşılık medyada rastladığım bazı kadın köşe yazarlarının (ki bunların büyük kısmı sanırım bekar) 10 yılı aşan evliliklerde, artık sevginin bittiğini, beraberliğin miadını doldurmuş olduğunu ifade etmeleri beni ve eşimi ziyadesiyle üzüyor.
İşte bu yüzden ben de size kendi evliliğimi yazmak istedim. Böylece karamsar genç okurlarınıza mutlu evliliklerin de olabileceğini anlatıp umut vermek istedim.
Ben 60 yaşındayım ve 32 yıllık evliyim, eşimse 58 yaşında. Kendisi çalışan bir hanımdı. Şimdi emekli oldu.
Evliliğimizin ilk 5 yılında annem, iki kız kardeşim ve trafik kazasında felç olmuş ağabeyimle birlikte aynı evde oturmak zorunda kaldık. İkimizin kazancı ancak kıt kanaat geçinmemize yetiyordu. Ama bütün bu şartlara rağmen bizim mutluluğumuz bozulmadı.
Kardeşlerimin evlenmesi, annemin ve daha sonra da ağabeyimin vefatı sonunda tüm ev işleri ve iki çocuğumuzun bakımı tamamen eşimin üzerine kaldı. Benim elimden geldiğince ona yardımcı olmam işini hafifletmedi.
İkimiz de özel sektörde çalıştığımız için çalışma saatlerimiz de düzenli olmuyordu. Çocukları yuvaya vermiştik, ama kazancımız ancak bize yettiği için eve bakıcı, yardımcı almamıza da imkan yoktu. Hafta sonları da genellikle ev temizliği, çamaşır ütü vs. ile geçiyordu. Gezme, eğlence, sinema vs. bizim hayatımızda yoktu.
Bütün bu hayat şartlarına rağmen birbirimizi asla kırmadık, eşim sızlanmadan bütün bunlara katlanıyordu, bana surat bile astığını hatırlamıyorum. Çünkü ben onu sevgiyle sarıyor, yükünü hafifletmeye çalışıyordum. Bazen birbirimize sitem ederdik ama bu da asla uzun sürmezdi.
Genellikle kendimiz için değil, birbirimiz için yaşamayı öğrendik. Asla senin kazancın, benim kazancım ayrımı yapmadık. Başkalarının hayatına özenip huzurumuzu bozmadık. Mutlu olduğumuzda sevincimizi birlikte yaşadık, sıkıntılı zamanlarımızda da birlikte üzüldük. Ama sıkıntımızı strese döndürmedik, bu yüzden birbirimizi suçlamadık.
Evlilik hayatımızda cinselliği ön plana alıp sevgiden daha fazla önemsemedik. Her meselede, darda kaldığımız zamanlarda sevgimize sığındık. Çocuklarımız için kavga etmedik, onlara hep aynı açıdan ve fikirbirliği içinde yaklaştık. Sevgiyle sarıp sarmaladık ama zor günler de oldu elbette, yılmadık.
İşte biz evliliğimizi böyle sürdürdük, mutluluğu böyle yakaladık.
Biz değil 32 yıl mümkün olsa 132 yıl dahi beraber yaşasak evliliğimizin miadı dolmaz. Eğer ileride yaşlılık dolayısıyla akıl noksanlığı yaşamazsak, bizim sevgimiz bitmez, mutluğumuz tükenmez.
Gençlere şunu anlatmak isterim; evliliklerde asla birbirinize tahakküm etmeyi değil, birlikte düşünüp birlikte karar vermeyi öğrenin. Birbirinizin kusurunu değil, iyi yönlerini görerek ön plana çıkarın. Bunu sevgi gözüyle görerek çok kolay yapabilirsiniz. Hatta birbirinizin kusurlarınızı zamanla kırmadan, incitmeden törpüleyebilirsiniz.
Evliliğiniz sırasında mal ve aile ayrımı yapmayın. Benim ailem, senin ailen değil de, bizim ailelerimiz şeklinde düşünmeye alışın. Anne ya da babalarınızın zaman zaman olabilecek sitem ya da şikayet tarzı sözlerini sakın eşinize aktarmayın. Bu büyük hata olur, geri dönüşü olmayan husumet yaratabilir.
İşte benim mutlu evlilik tavsiyelerim. Umarım genç okurlarınıza yararı dokunur.
Rumuz: 32 yıl

Yazarın Tüm Yazıları