Paylaş
5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası’nda yapılması plananan değişiklik, yalnızca hayvanseverlerin meselesi değildir. Örfleri, adetleri yüzyıllara dayanan köklü bir milletin, çağdaşlaşmayı hedef almış bir ulusun, “Canım sana feda olsun” dediğimiz bir peygamberin ümmetinin meselesidir. Bu cümle için “Ne alaka?” diyenler olabilir. Onlar için şu hatırlatmayı yapmak istiyorum: Yavrulu bir köpek için on bin kişilik İslam ordusunun yönünün değiştiren, Hz. Muhammed Mustafa Peygamberimiz’dir. Dolayısıyla hayvanlar hakkında karar verirken durup bir daha düşünmemiz gerekiyor.
Eğer söz konusu tasarı Meclis’ten geçerse, Allah’ın bize emanet ettiği kedi ve köpeklerimiz deney hayvanı olarak kullanılabilecek. Hiçbir Müslüman böyle bir vebalin altına giremez. Çünkü deney, dünyanın en acımasız işkencesidir.
Ağzı var dili yok bir hayvanı yakalayacaksınız, üzerinde her türlü korkunç deneyi uygulayacaksınız ve bundan bazı kurum ve kuruluşlara destek sağlayacaksınız.
Batı dünyası ticari deneyleri canlılar üzerinde yapmaktan vazgeçtiği için, tıbbi ve ticari kuruluşlar ve el becerisini geliştirmek isteyen tıp öğrencileri az gelişmiş ülkelere yönelmişlerdir. Maalesef Türkiye bu tasarıyla böyle bir fırsatı sunmuş oluyor.
Özellikle Balkanlar ve Ortadoğu’daki ticari kuruluşlar ve tıp talebeleri domuza dokunmak istemedikleri için, bizim sokaklarımızdaki kedi ve köpeklerimiz onlara deney hayvanı olarak sunulacak.
ÇÖZÜM: AŞILAT-KISIRLAŞTIR-YAŞAT
İkinci önemli konu; “Doğal Yaşam Parkları”. On binlerce canlının bakımının söz konusu olduğu bir projenin ülkemiz şartlarında neredeyse imkansız olduğunu görmezden gelemeyiz.
Bir başka önemli madde de evdeki hayvan sayısına kısıtlama getirilmesi. Sayıyı bakanlık belirleyecekmiş. Bu madde aynı zamanda sokaklarda kedi köpek kalmayacak anlamına geliyor. Evlerimizdeki hayvanlara müdahale edilmesi gibi bir durum oraya çıkmışsa, sokaktakileri asla yaşatmayacaklardır.
Hayvanseverler “Evimizdeki kedimizin, köpeğimizin sayısı devleti neden rahatsız ediyor, anlamış değiliz. Evimizin gözbebeği kedimizi kapımızın önüne koyduk diyelim, orada durmasına izin verecek misiniz? ‘Bu yasayla sokakta tek bir hayvan bile kalmayacak’ diyorsunuz, o halde sokağa bıraktığımız cana ne olacak? Deney masalarına hayvanlarımızı feda etmeyiz. Evlatlarımızı ormanlara teslim etmeyiz” diyor.
5199 sayılı yasanın ana maddesi olan “aşılat-kısırlaştır-yaşat”, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Romanya, Bulgaristan, İtalya ve Türkiye gibi Güney Avrupa ülkelerinin şartlarını göz önüne alarak uygulamaya koyduğu bir projedir. Bu projenin bütünüyle uygulanması çözüm için kaçınılmazdır. Bu madde daha önce nasıl kabul edilip uygulanıyorsa, şimdi de uygulanmalıdır.
Hayvanseverler büyük bir tepki içinde bu tasarının büyük bir yanlış olduğunu söylüyor.
Ben hükümetimizin bu büyük yanlıştan mutlaka döneceğine inanıyorum.
* Ak Parti Çevre ve Hayvan Hakları Komisyon Başkanı Zuhal Ardahanlı
Sevgili Zuhal Hanım, mücadelenize ben ve okurlarım gönülden destek veriyoruz. Bu yasayla mücadele etmek bir insanlık görevidir.
Hayvan sevin, sevmeyin; bu masum canlara azap çektirerek ölümlerine neden olacak tasarıya karşı çıkmak, Allah’ın yarattığı her cana saygı duyan tüm insanların görevidir.
Biz asırlardır köylüsüyle şehirlisiyle sokakta hayvanlarımızla birlikte yaşamaya alışmışız. Onların uçsuz bucaksız ormanlara atılması hepimiz için çok acı olacaktır.
Üstelik orman ne köpeklerin ne de kedilerin doğal yaşam alanıdır. Yetkililer de, biz de bu acı gerçeği iyi biliyoruz ki, bu onların ölüm fermanı olacaktır.
Hani şu sokakta yürürken köpek beni kovaladı diye şikâyet edenler bile karşı çıkacaktır buna.
Yüreğiniz dayanıyorsa, denek olarak kullanılan şu zavallı şempanzenin gözlerine bir bakın. Allah tüm canların yanında olsun.
İtiraz başvurusu için; Bakan Veysel Eroğlu’nun mail adresi:
veysel.eroglu@tbmm.gov.tr
Telefon: 0312 207 62 62
Faks: 0312 207 62 99
Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya’nın mail adresi: erol.kaya@tbmm.gov.tr
Paylaş