Paylaş
3 çocuk, 4 torun sahibiyim. Hemen hemen 40 yıldır oturduğum apartmanımda çok iyi komşularım var.
Beni yalnız bırakmıyorlar ama yine de boğucu bir yalnızlık içinde çırpınıyorum. Kendimi dört duvar arasında, hapiste gibi hissediyorum.
Özellikle de akşamları duvarlar sanki üstüme üstüme geliyor. Yıllarca eşim ve çocuklarımla kalabalık bir aileydik. Çocuklar evlenip gitti, eşimden ayrıldım.
Şimdi tek başıma kalakaldım koca evde...
Kendimi yapayalnız hissettikçe zaman zaman ağlama krizlerine kapılıyorum. Biliyorum ki, bu yaşta artık kendime yeni bir hayat kurmam mümkün değil.
Hele ki maddi imkânlarım kısıtlı olunca...
Tek dayanağım, şu anda sağlıklı olmam, şükürler olsun. Sizden bu durumda ne yapmam gerektiğini söylemenizi bekliyorum.
◊ Rumuz: Yalnızlık
Sevgili okurum, yalnızlık gerçekten çok zor, özellikle de kalabalık aileden gelen insanların günün birinde koca evde tek başına kalması çok ciddi sorunlar yaratıyor.
Ama sizin gibi çocukları ve torunları olan bir hanım yine de bu konuda şanslı sayılır.
Üstelik çevrenizdeki komşularınızın sizi yalnız bırakmadığını söylüyorsunuz ki, bu da gerçekten çok büyük şans.
Gazetelerde ve televizyonlarda görüyorsunuz, kendi kendine evinde yaşamını yitirmiş ve bir hafta boyunca anlaşılmamış insanlar var.
Komşuları günlerce bir kez bile kapısını çalmamış, onu merak bile etmemişler.
İşte maalesef kalabalık şehirlerde yaşamanın bir sonucu da bu. Sizin en büyük şansınız söylediğiniz gibi, sağlıklı olmak.
Bunun ne kadar büyük bir lütuf olduğunu bilmem hatırlatmam gerekiyor mu...
O halde spor yapabilirsiniz, yürüyüş yapabilirsiniz. Belediyelerin açtığı çok yararlı, çeşitli kurslara katılabilirsiniz.
Bu arada hiç de geç olduğunu düşünmemelisiniz, çok rahatlıkla, sizin gibi yalnız kalmış bir beyefendiyle evlenebilirsiniz.
Bana bu konuda yazan birçok erkek olduğunu söyleyebilirim.
Belki bu yaştan sonra da hayatınıza yeniden birini alarak, mutluluğu yakalayabilirsiniz.
Artık insanlar eskisinden çok daha uzun yaşayabiliyor ve daha genç ve dinç kalabiliyor.
Sık sık intiharı düşünüyorum
Sevgili ablacığım, ben 17 yaşında bir genç kızım. Eğitimime ara verdim, çünkü depresyondayım.
Hayattan zevk almıyorum ve sık sık intiharı düşünüyorum.
Okulda kendimi hep başkalarından alt düzeyde görüyordum.
Her açıdan onların benden üstün olduğunu düşünüyorum.
Kendimi ise güçsüz, akılsız, beceriksiz, çirkin buluyorum.
Bunda ailemin de çok büyük etkisi var.
Çünkü bana sürekli, “Sen aptalsın, sen delisin, sen bir işe yaramazsın” diyorlar.
Hatta bu intihar düşüncesi yüzünden beni bir uzmana yönlendirmelerini söylüyorum, kabul etmiyorlar, bunu gereksiz buluyorlar.
Oysa bir uzmanın bana destek olabileceğini düşünüyorum. Ne yapmalıyım abla?
◊ Rumuz: Depresif
Ailenin ne yapmak istediğini anlamak mümkün değil, sevgili kızım. Neden seni kaybolmuş, işe yaramaz biri olduğunu düşünüyorlar, aklım almadı.
Ancak bu hayat senin ve sen mutlaka ona sarılmalısın. Bu intihar düşüncesini kafandan atmak için elbette bir psikiyatrın yardımına ihtiyacın var...
Bunun için gerekirse kendin bir hastanenin psikiyatri bölümüne başvurabilirsin.
Ya da sana destek olabilecek bir yakının, bir akraban, bir arkadaşından bu konuda yardım isteyebilirsin.
Bu ruh halinden mutlaka bir an önce sıyrılmalısın. Tedavi görüp eğitimine devam etmelisin.
Diyelim ki eğitimine devam edecek gücü bir türlü kendinde bulamadın, bir işte çalışmayı, bir kursa gitmeyi deneyebilirsin. Ama mutlaka evden çıkmalı, bir çevre edinmeli, kendine bir yön vermelisin.
Bu saçma kendini yetersiz ve değersiz görme düşüncenin dediğin gibi ailenin yanlış tutumundan kaynaklandığını sanıyorum. Ama bu duygudan sıyrılmayı başarabilirsin.
Sen hiç kimseden daha aşağı durumda değilsin. Sadece senin tek farkın, onların gelecekle ilgili projeleri ve umutları olması, senin ise kendini sevmekten vazgeçmiş ve hayata karşı umudunu kaybetmiş olman.
Güzel kızım, bir an önce tedavi olmalısın.
Yazık değil mi sana, Allah insana bu hayatı böyle harcamak için değil, mutlaka bir işe yaramak, bir görev üstlenmek için bahşetmiş...
İntihar ise en büyük günahtır. Yaşamının en güzel çağındasın, hayatın değerini bilmelisin. Sana tavsiye; Leo Buscaglia’nın, Üstün Dökmen’in kitaplarını oku, iyi bir arkadaş edin ve zaman kaybetmeden mutlaka bir uzmana başvur.
Paylaş