Paylaş
Sayın Güzin Abla, 68 yaşındayım ve 17 yaşında uyuşturucuya başlayan oğlumu, bilhassa annesinin büyük çabalarıyla tedavi ettirmemize rağmen maalesef vazgeçiremedik.
Esasen yıllar süren mücadelemizde, şunu öğrendik; bağımlılık demek sadece uyuşturucu için kullanılan bir deyim değil. Uyuşturucu almasa, yerine alkolü koyuyor. Tabii o ortamda kimseyle arkadaşlık edemediğinden (bağımlı olmayan kişilerle) beraber oldukları da kısa bir süre sonra yeniden uyuşturucuya başlamasına neden oluyor. Bu bir sarmal.
Hastaneye yatması ise boş hayal. Kendisi kabul etmezse, kimse onu hastaneye yatıramaz. (Hasta Hakları.) Ancak onlar hasta olduğunu kabul etmiyorlar ki! Çalışmak dersen, sadece madde parası kazanmak için gelgeç işler yapıp, parayı temin ettiklerinde uyuşturucuya harcıyorlar.
Kullananlar arasında büyük bir bağlantı var. Bir araya gelip herkesin parası ortaya toplanıyor ve madde, içki temin edilerek içiliyor.
O bizim oğlumuz olduğundan terk etme şansımız yok, çünkü yalnız kalırsa 3-4 ay içinde sokaklarda öleceği kesin. Zira başlangıçta uyuşturucu bağımlısı dediğin kişi ileriki yıllarda aklî melekeleri zayıfladığından, halüsinasyonlar, sanrılar derken şizofreniye kadar gidiyor. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi doktorları uğraşıyor ama kiminle?
Normal hastalar, ilacını alır, kendini tedavi eder değil mi? Ama bağımlılar bunun hastalık olduğunu kabul etmediği gibi birbirlerine ilacın yan etkileri diye prospektüsleri yorumlayıp, ilaç almalarını engelliyorlar.
Fazla lafa ne hacet; birkaç gün evvel Whitney Houston, beş ay evvel Amy Winehouse ve düzinelerce çok para kazanan, dolayısıyla özel uluslararası kliniklerde tedavi görebilen kaç ünlü bağımlılığından kurtulamadığı için ölmedi mi?
Bu nedenle sizin uyuşturucu kullanan sevgilisini kurtarmak için çabalayan genç kızlara, “Aman kızım, kaç kurtul ondan yoksa seni de o batağın içine çeker.” demeniz çok haklı.
Rumuz: Bir bağımlının babası
Sevgili okurum, yaşadıklarınızı aynen aktarıyorum. İnsanlar bağımlılığın ne kadar korkunç bir şey olduğunu hatırlasınlar; kurtulmak için ne kadar büyük bir mücadele gerektiğini, ailesine de, kendine de ne kadar acı verdiğini görsünler, diye...
Gençler haysiyet, gurur, onur bırakmayan madde bağımlılığı konusunu iyi anlasınlar, diye. Size de gerçekten kolaylıklar dilerim.
Sevenlerime teşekkürler
Pazartesi günkü “Televizyon Maceram” yazım üzerine telefonlarım durmadı, eş, dost, arkadaş herkes aradı, “geçmiş olsun” demek için...
Ya mailler? Okurlarımdan onlarca, yüzlerce mail geldi. “Allah sizi korumuş, eminiz yaptığınız iyilikler karşı gelmiştir” diyenler...
“Allah sizi nazardan korusun, bizim için çok değerlisiniz, lütfen kendinize dikkat edin” diyenler...
Herkese, hepinize sonsuz teşekkürler, ben de sizleri çok ama çok seviyorum.
Feyza Algan
Paylaş