Paylaş
Kış aylarında artık Tuzla’dayım. Şehrin keşmekeşinden uzak, aynı zamanda da Datça’ya benzeyen, kırsal bir bölge burası. İstanbul’a bağlı çok hoş bir ilçe... Henüz bozulmamış...
Deri fabrikalarının arada bir salıverdiği kükürt kokusu da olmasa, mis gibi havasıyla, pırıl pırıl güneşiyle, 3-4 katı geçmeyen binaları ve ağaçları, bol yeşilliğiyle beni mutlu etti. Tabii sahile yakın bölgesi bu anlattığım. Tuzla merkez yani...
Geniş caddeleri, trafik sorunu olmaması, her 15-20 dakikada geçen otobüsleri... Geceleri ışıl ışıl aydınlatılmış sahil şeridi, tertemiz lokantaları, kahveleri, her sabahın köründe çöpleri toplayan, caddeleri temizleyen çöp kamyonları ve işçileri...
Eh tabii, henüz çok yeniyim, şimdilik bu kadar tanıyorum Tuzla’yı ama sanırım bu bile bana yetti.
Kedi ve köpekler çok mutlu
Çünkü burada beni çok mutlu eden bir başka özellik de Tuzla’nın genç Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı’nın hayvanlara ve doğaya gösterdiği süper yaklaşım.
“Hayvan Doğal Yaşam Parkı”, hakkında zaten yeteri kadar bilgim vardı. Barınak da denebilecek bu park gerçekten çok bakımlı. Hayvanlar koskoca yeşil alanlarda özgürce yaşayabiliyor.
Bu park dışında da belediye elemanları, bir araçla her sabah sahil, Şelale Parkı ve yürüme alanı boyunca önce köpekler için her 100 metrede bir kuru mama bırakıyor.
Daha sonra ise kedilerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde yine belirli aralıklara öbek öbek mama koyuyor. Yürüyüş yaparken rastladım onlara. Gözlerime inanamadım. Artık o elemanlara da başkana da nasıl dua edeceğimi bilemedim.
Tuzla’nın kedi ve köpekleri gerçekten çok mutlu; hepsi de topaç gibi. Zaten Tuzla halkı da hayvanlarla iç içe yaşamaya alışmış.
Kedilerin annesi oldum
Ve inanın ülkemde gördüğüm en güzel kediler burada.
Hepsi de özel kedi takvimlerinden fırlamış gibi, olağanüstü güzeller.
Tabii hemen bizim sitede 10 tanesinin annesi oluverdim.
Onlara mama yetiştiremiyorum ama olsun. Allah da bana o gücü verir inşallah.
Keşke her başkan sizin gibi olsa, Dr. Şadi Yazıcı...
Size kucak dolusu sevgiler...
Feyza Algan
Hediye olarak hayvan almayın
Hayvan beslemenin sorumluluğunu bilmeyen ve heyecana kapılıp hayvan satın alan kişiler, bakımlarının hiç de kolay olmadığını görünce onları sokağa atabiliyorlar.
Köşenizdeki yazıdan sonra merak edip hayvan derneklerinin sitelerine baktım.
“Mağazalarda hayvan satışı yasaklansın” gibi bir ibare göremedim. Oysa sokak köpeklerinin sayılarının azalması için bu çok önemli.
Biliyorsunuz köpek ve kediler, özellikle de alışveriş merkezlerinde, pet shop adı verilen mağazalarda satılıyor. Buralarda yavru hayvanlar her önüne gelene sorgusuz sualsiz satılmakta.
Hayvan beslemenin sorumluluğunu bilmeyen ve ani heyecan veya hediye maksadıyla sevimliliklerine kapılıp hayvan satın alan kişiler kedi, özellikle de köpek bakmanın hiç de öyle kolay olmadığını görüp hayvanı sokağa atabiliyorlar.
Bulunduğum bölgede, ormanda envai çeşit cins köpek mevcut, bazıları yüzlerce dolara satın alınan, kolay bulunmayan seçme cinslerde. Dünyanın pek çok yerinde mağazada hayvan satışı yasaktır. Köpek ve kediler, ya barınaktan ya da yetiştirici veya köpek kulübü tarafından satılır.
Alıcılara hayvan bakmanın kolay olmadığı, her hayvanın her ortamda mutlu olamayacağı, özellikle köpeklerin karakterlerinin farklılığı anlatılır ve alıcının hayvana bakıp bakamayacağı, mutlu edip edemeyeceği araştırılır.
Alıcı yeterince sorumlu değilse ona hayvan satılmaz.
Sokak hayvanı meselesinde kısırlaştırmak çok önemli bir adımdır ama çözüm değildir.
Amaç sokağa köpek, kedi atılmasını engellemektir ki pet shop’larda hayvan satışı yasaklanmadan bu mümkün değil.
Rumuz: A.K.
Haklısınız, hatta bu konuda bir yasaklama da getirildi ama kimsenin kulak astığı yok. Özellikle de yılbaşı yaklaşırken, lütfen bakamayacak kişilere, tutup da sürpriz diye küçük bir yavru kedi ya da köpek hediye etmekten vazgeçin.
Belki sizi kırmamak için kabul ediyor ama sonra hayvanı ölüme terk ediveriyorlar.
Paylaş