Türkiye’den bir çocuk evlat edinmemiz meğer ne zormuş
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Sevgili Güzin Abla, size eşimle birlikte Türkiye’den bir çocuk evlat edinme çabalarımızdan söz etmek istiyorum. Size yazmamın nedeni ise, sizin açık sözlü, dürüst kişiliğinize, bilgi birikimi ve deneyimlerinize olan büyük saygım. Belki bize yardımcı olabilirsiniz...
Yaklaşık altı aydır Türkiye’deki ilgili bakanlığa gönderdiğimiz hiç bir e-postaya yanıt alamadık. Web sayfalarında ise, yaşadığımız ülkenin ilgili kurumundan yasal izin almamız gerektiği yazıyor. Bunun için uğraşıyoruz ama bizim uygun anne-baba olup olmadığımıza Avustralya mercilerinin karar vermesi, en iyi ihtimalle yaklaşık bir yıl sürüyor. Bu bir yılın sonunda izni alsak bile, Türkiye’den de başvurumuzu yaptıktan sonra, en az beş altı yıl bekleme süresi olduğu söyleniyor. Ben kırk, eşim ise kırk sekiz yaşında. Her şeyin aksamadan yolunda gittiğini düşünsek bile yaklaşık 7-8 yıl sonra bir çocuk evlat edinebileceğiz. Anne-baba ve çocuk arasındaki yaş farkının 40’tan fazla olamayacağını da öğrendik. Yani ben 47-48 yaşına geldiğimde, eşimle birlikte evlat edinebileceğimiz çocuğun yaşı en az 7-8 olacak.
Bu kadar beklemek bizi çok üzüyor
Gazetelerden sürekli bebeklerin işkencelerle öldürüldüğü haberlerini izliyoruz ve içimiz yanıyor. Yetimhanelerde bakımsız, dayak yiyen onca çocuk var. Töre cinayetlerine artık bebekler de kurban veriliyor. Türkiye’de, bakamayacağı için bebeklerini daha doğmadan öldüren kadınların sayıca ne kadar çok olduğu da malum... Bakamadıkları çocukları sokağa atanlar da cabası... Ne yazık ki, Angelina Jolie üç değişik ülkeden evlat edindiği çocuklarla reklam yaptığı iddiasıyla eleştirilirken, biz evli bir Türk çift olarak Türkiye’den, makul bir zaman içinde ve tercih ettiğimiz yaşta bir çocuk evlat edinemiyoruz! Çiftlere çocuk değil, çocuklara yuva prensibiyle hareket edilmesi ve ince elenip sık dokunması tabii ki yapılması gerekenler. Ama sıcak bir yuva, ilgi, şefkat, sevgi, iyi bir eğitim ve gelecek verebilecek olgunlukta, yaşta ve maddi güce sahipken, bu kadar yılı kaybetmek düşüncesi bizi çok üzüyor.
Bütün bu olumsuzluklar karşısında, bize rızasıyla küçük yaşta bebeğini/çocuğunu, ya da kimsesiz akrabasını evlatlık vermeyi kabul edecek kişilere ulaşabilmenin daha akılcı bir yaklaşım olduğunu düşünmeye başladık. Gereken şartlara fazlasıyla sahip olduğumuzu düşünüyoruz; ben ve eşim yıllardır Avustralya’da yaşamaktayız ve ikimiz de üniversite mezunuyuz. Ben öğretmenim, eşim elektronik mühendisi. Hiç çocuğumuz olmadı. Genel olarak sağlığımız da, maddi durumumuz da iyi. Türkiye’de çevresi son derece geniş akrabalarımız var. Ama çocuk evlat edinmemize sıcak bakmadıklarını söylediler. Başka kimlerden yardım alabileceğimizi düşünürken, Türkiye’de sevilen ve güvenilen bir gazeteci/köşe yazarı olarak bize yardımcı olabileceğiniz aklımıza geldi. Burada, gerek Avustalyalılar, gerekse Türkler tarafından, hem mesleki açıdan, hem de kişilik olarak sevilen, sayılan ve gıpta edilen bir çift olarak her türlü referans alabilecek durumdayız. Amacımız, topluma yararlı bir insan kazandırabilmek ve bunu sağ ve sağlıklıyken yapabilmek. Eğer bize bir şekilde yardımcı olabilirseniz çok seviniriz.
RUMUZ: ÇOCUK EVLAT EDİNME-
e-mail: serpil@aanet.com.au
Sevgili okurum, bana gösterdiğiniz güven için teşekkür ederim. Her ne kadar bu pek sık rastladığım bir konu değilse de, çırpınışınızı ve iyi niyetinizi o kadar iyi anlayabildim ki, sizin için gerçekten üzüldüm ve yardım etmek isterim. Gerçekten ülkemizde istenmeyen bebeklerin türlü eziyetler çektikleri hatta katledildiklerini ürpererek izliyoruz. İnternette bir site var ve bu sitede evlat edinme koşulları anlatılıyor ve yardımcı olunuyor. http://www.nvi.gov.tr/75,Evlat_Edinme.html Belki siz de biliyorsunuzdur, ama yine de her ihtimale karşı yazıyorum. Bunun dışında, yine yasal yollardan sizin mail adresinize ulaşıp, yardımcı olmak isteyenler çıkabilir. Umarım dilediğiniz çocuğa bir an önce kavuşursunuz. Ve ona mutlu bir yuva sunabilirsiniz.
Güzin Hanım; hayat bu, insanın ne yaşayacağı hiç belli olmuyor. Bu yaşadıklarım umarım kadınlarımıza bir tecrübe olur. Ben 18 senelik evli bir kadınım. 17 yaşında bir oğlum var ve okul durumu nedeniyle İstanbul’dan ayrılıp başka bir şehre yerleşmek zorunda kaldık. Bu arada eşim, işi dolayısıyla İstanbul’da kaldı. Ancak bu süre içinde bizi 15 günde bir görmeye geldi; hiç yalnız bırakmadı, hep ilgilendi. Yine de biz taşındıktan 2 ay kadar sonra, eşimin aynı işyerinden bir hanımla telefonda çok sık görüştüğünü anladım. Bu hanımı araştırdığımda ise evli olmasına rağmen birçok yasak ilişkisi olduğunu da öğrendim.
Eşime sorduğumda doğal olarak inkár etti. Ama benim ona karşı güvenim bitmişti. Nihayetinde emekli olup, 1,5 sene sonunda yanımıza döndüğünde ise oğlum adına onu affetmeye hazırdım. Ancak geldikten 3 gün sonra rahatsızlandı ve kendisine "genital herpes" teşhisi kondu. Bunun üzerine hemen bir test yaptırdım, ancak bende "sınırda negatif" sonucu çıktı. Oğlumu ve kendimi bu hastalıktan nasıl koruyabilirim. Cinsel yolla bulaşan bir hastalık mıdır? Başka yollardan da bulaşabilir mi? Kültürlü ve çalışmış, emekli olmuş bir kadınım ama inanın kendi başıma bir karar veremedim. Tek çözümün boşanmak olduğunu düşünüyorum. Lütfen cevaplayın, beni aydınlatın.
RUMUZ: BEYAZ GÜL
Sevgili kızım, herpes virüsü ne yazık ki genital bölgede kolay kolay iyileşmiyor ve kolaylıkla bulaşıyor. Genital herpes genellikle cinsel ilişki yoluyla bulaşıyor. Ama virüsü taşıyandan havlu yoluyla ya da tuvalet kullanımı yoluyla da bulaşabiliyor. En kötü yanı da, bu hastalık kadınlara bulaştığında, rahim ağzı kanserine yol açabiliyor. Üstelik herpes virüsü cinsel ilişki yolu ile kana karışıp ömür boyu kanda kalmakta. Hastalığın kadınlarda fazla belirti vermemesi tehlikeyi artırmakta. Doğrusunu istersen eşinden boşanmak sana kalmış bir şey. Ama yine de onunla yeniden bir hayata başlamayı seçersen, bir hepes virüsü aşısı, ya da bitkisel koruyucu bir ürünle kendini korumaya almalısın. Bitkisel bir ürün olan "Herpigen", cinsel organlardaki herpes açısından koruyucu ve yararlı. Yine de, bir jinekologa danışarak yardım istemen en doğrusu olacaktır.