Tekrar karşıma çıkmasının mutlaka bir nedeni olmalı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Canım ablam, öyle zor durumdayım ki; çareyi sana danışmakta buldum.
22 yasındayım ve bugüne kadar sadece iki ilişkim oldu. Biri şu an devam eden, değer verdiğim sevdiğim arkadaşım; diğeri ise iki sene kadar önce biten hüzünlü bir aşk hikayesi...
Üç sene kadar önce üniversite nedeniyle İzmir’in küçük bir ilçesine yerleştim. Ve orada ilk aşkımı buldum; çok ama çok sevdim ve de sevildim. Her şey o kadar güzeldi ki, hayatımın en mutlu günlerini onunla yaşadım ama benim kaprislerim nedeniyle ilişkimiz bitti. Ardından okulum da bitince evime döndüm. Daha sonra ona ulaşmaya çok çalıştım, yokluğunu çok ama çok derinlerde hissettim. Telefonu değişmişti, ortak arkadaşlarımızda numarası veya adresi yoktu. Ne yaptımsa olmadı, ona ulaşamadım; en sonunda ümidimi kaybedip Allah’ın birlikte olmamızı istemediğini düşünmeye başladım.
Bir işe girip çalışmaya başladım ve işyerimde şu anki erkek arkadaşımla tanıştım. O çok iyi bir insan. Ona daha önce yaşadığım ilişkiyi anlattım; saygı duydu. Bana çok ama çok destek verdi. Beni çok sevdi ve de seviyor. Ben de onu seviyorum. O dünyanın en iyi, üzülmeyi hiç hak etmeyen, çok dürüst ve mert insanı.
Bir ay kadar önce internette bir siteye üye oldum. Bu siteden film, müzik gibi şeyler indirilebiliyor ve diğer üyelerle de konuşulabiliyor. Siteden bir mesaj aldım; karşılaştığı bir sorunla ilgili yardım istiyordu. Adımı sordu söyledim, nerede yaşadığımı sorunca farklı bir amacı olduğunu düşünüp çıktım. Birkaç gün sonra siteye girince, aynı şahıstan bir mesaj aldım ve donup kaldım "Geçen gün konuşurken beni yanlış anladınız; adınız bana bir arkadaşımı hatırlattı" yazıyordu ve adı-soyadı vardı. O an kalbim öyle hızlı çarpmaya başladı ki anlatamam. Evet oydu, yıllar önce kaybettiğim arkadaşımdı; ben de kim olduğumu söyledim, inanamadık. Uzun uzun konuştuk, birbirimize telefonlarımızı verdik. O da beni çok aramış ama izimi bulamamış bir türlü.
Şimdi beni her gün arıyor. Allah’ın onu, böyle inanılmaz bir şekilde karşıma çıkarmasının mutlaka bir nedeni olduğunu düşünüyorum. Ama bir o kadar da üzgünüm. Şu anda eski arkadaşımla sadece telefonda konuşuyor olsak da kendimi suçlu hissediyorum. Yeni arkadaşıma hiçbir şey anlatamadım; nasıl anlatırım bilemiyorum. Ne yapacağımı da bilmiyorum; senin fikirlerine o kadar ihtiyacım var ki...
RUMUZ: ZORDAYIM
Evet, ben de ikinizin de birbirinizin değerini bilmeniz için böyle bir ayrılığa gerek olduğunu düşündüm yazını okuyunca.
Belki bu yeni arkadaşın çok iyi bir insan olabilir, seni çok seviyor da olabilir ama ortada bir gerçek var sevgili kızım. Sen onu eski sevgilin kadar sevmiyorsun; onu sadece çok iyi, çok anlayışlı ve çok değerli biri olduğu için seviyorsun, aşık değilsin. Öteki ise senin yüreğinde, yaşamında, benliğinde yer etmiş, sana büyük mutluluk yaşatmış bir genç adam. Birbirinizi kaybetmeniz yalnızca senin hatan olmuş.
Onunla karşılıklı görüşmelisin. Hatta birkaç kez oturup konuşmalısınız. Bu süre içinde ona eski sevgin devam ediyor mu, yoksa artık sana eski duyguları aşılamıyor mı, bu yeni sevgilin daha mı ağır basıyor anlayabilirsin. İnsan bunu hemen hisseder; ancak bu gerçekçi yaklaşımla duygularını tartabilir, ona göre karar verebilirsin.
Romatizma için şifalı bir karışım öneriyorum
Güzin Abla, insanların dertlerini paylaştıkları köşenize ben de romatizma ile ilgili, uygulayanların şifa buldukları bir tedavi yöntemini açıklayarak katılmak istedim. Başımıza gelmeden romatizmanın ne kadar yıpratıcı bir hastalık olduğunu bilmiyorduk.
250 gram sarımsak ve 250 gram kuru soğan soyulup robotta çekilir. Bir su bardağı elma sirkesi katılarak, ağzı iyice kapalı bir kavanozda oda sıcaklığında bir gün bekletilir. Daha sonra da bir kilo bal katılıp, yedi gün yedi gece oda sıcaklığında bekletilir. Süzgeçten geçirilip buzdolabında bir gün daha bekletilir. Bu süre sonunda sabah akşam birer yemek kaşığı içilir. Aslında sabah aç karnına içilmesi öneriliyor; ama mideye dokunuyorsa tokken de içilebilir. Buzdolabında korunması gerekiyor.
RUMUZ: NUR. Ö
Teşekkürler sevgili okurum; bu saydıklarınızın hepsi birbirinden şifalı besinler... Ancak bir araya geldiklerinde ne olur, bilemem. Ama tecrübenize güveniyorum; sadece bu karışımın tadı nasıl olur diye merak ediyorum. Adı üstünde ilaç işte...
Hayat herkese verilen bir ödüldür
Köşenizi her gün mutlaka okurum Güzin Abla. Şaşkınlıkla, bazen neşe ve bazen acıyla okuyorum yazılanları. Okurlarına kısa bir mesajım var. 12 yaşındaki bu kızı küçümsemesinler. Hayat herkese verilmiş bir ödüldür. Çuvallarla altınla bile bir insan hayatı ödenemez. İnsan hayatını karşılayabilecek bir başka emsal yoktur. Hepimiz kendi içimizde sırlar tutarız ve her birimizin sırtında görülmeyen çuvallar vardır. Paylaşmadıkça daha ağır gelir yükler, anlatmadıkça ağırlaşırlar dertler.
Herkese hatırlatmak isterim. Ne kadar üzülürseniz üzülün hálá güneş parlıyor, akşam yattığınızda yeniden yıldızlar çıkacak. O zaman yeniden umut edeceksiniz ve yeniden tutunacaksınız hayata. Hayaller yeniden canlanacak kafanızda. Yeni bir umut olacak o sabah ve yeniden sevineceksiniz. Unutmayın sevinci sevinç kılan da üzüntünün varlığıdır. Bu nedenle her şekilde hayatın tadını çıkarmayı bilmek gerek.
RUMUZ: HAYAT GÜZELDİR
Ah canım, güzel kızım, ne de güzel yorumlar bunlar... Valla şimdiki çocuklar gerçekten harika! Bir de sizleri hálá çocuk görenlere okutmalı bu yazını. Hele "Herkesin sırtında çuvallar vardır, paylaşmadıkça daha ağır gelir yükler" sözüne bayıldım, tam bana göre... İşte okurlarım da dertlerini hafifletmek için, benimle paylaşıyorlar ya...