Tamer Karadağlı olayında en önemlisi sizin yorumlarınız
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Kaç gündür, Türkiye’nin gündemini tek bir olay sürüklüyor. Tamer Karadağlı olayı... Ne siyaset, ne ekonomi, ne AB...
Hepimiz tek bir olaya odaklandık. Tamer ve Arzu Karadağlı çiftinin evliliğini sarsan, Rus kadınlarıyla otel odasında yaptığı kaçamak ve maruz kaldığı şantaj olayı...
Her kafadan bir ses çıkıyor... En ciddi köşe yazarlarından tutun da sanatçılara kadar herkes bu konuda kendine göre yorumlar yapmakta...
Kimileri Karadağlı’yı suçlarken, kimileri de eşine soğukkanlı olmayı öneriyor...
Pazartesi günleri Kelebek’teki ilginç röportajlarını okuduğunuz Sevgili Hülya Avşar, ‘Zaman her şeyi unutturur, toplumumuzun hafızası güçlü değildir, unutulur gider. Bunun için yuva yıkılmaz, arada aşk yoksa bu tür aldatma kolay affedilir’ demiş...
Kendisine katılmıyorum. Kadın unutmaz, unutur gibi yapar, yüreğinin bir yerinde hep hatırlar. Aslında hiç de hafızasız bir toplum değiliz, belki unutmuş gibi yapıyordur insanlar, kim bilir? Aldatma ise ne şekilde olursa olsun, aldatmadır ve kadın her türlü aldatmada kırılır, incinir. İçinde bir yerlerde bir şeyler yok olup gider; bu eşine karşı sevgisidir, saygısıdır...
Her konuda bilgisine başvurulan sayın Toroğlu ise, neredeyse çapkınlık yapmayan erkeği küçümser bir tavır içinde... Aldatmayan erkeğin ya kabiliyetsiz ya da kendine güvensiz olduğunu vurgulamış. Eh artık erkekler kendilerine güven duyduklarını, kabiliyetli olduklarını ispatlamak için çapkınlık yapmayı büsbütün marifet sayacaklar!
Mehmet Ali Erbil ise, kendi çapkınlıklarını unutmuş gibi, yuvaların asla aldatma üzerine kurulamayacağını, toplumumuzda hálá çifte standart uygulandığını belirtiyor ki her şeye rağmen bu düşüncelerine katılıyorum.
Ve daha pek çok yorum var gazetelerde...
Aslında tam ‘Güzin ablalık’ bir konu bu...
Ama ben bu konuda en çok yorum yapma hakkının sizlerin, siz okurlarımın, yani halkımızın olduğunu düşünüyorum. Halka malolmuş bir sanatçının birden gündeme oturan bu, bana sorarsanız çapkınlık bile denemeyecek, kendine hiç yakışmayan davranışını siz nasıl yorumluyorsunuz, yazın bana... O güzelim yazılarınıza yer vereyim köşemde...
Evliyim, anneyim, evli biriyle birlikteyim
Merhaba Güzin abla, ben 35 yaşında, evli, 2 çocuk annesiyim. Bir bankada çalışmaktayım. Yaklaşık 2 yıldır evli ve 1 çocuk babası biriyle yasak aşk yaşıyorum. Birbirimizi çok seviyoruz ama bundan eşlerimizin haberi yok. Üstelik eşlerimizle beraber aynı ortamlarda bulunuyoruz, aile dostu gibiyiz. Onsuz olmuyorum, eşimden de kopamıyorum. Ne yapmalıyım? Bir yanda sevdiğim erkek, diğer yanda 2 çocuğum ve hayat arkadaşım... Ama ikisinden de vazgeçemiyorum.
RUMUZ: GÜLPEMBE
Sevgili kızım, sevgi ve aşk karşısında her zaman son derece anlayışlı olmaya gayret ediyorum. Çünkü sevgiye inancım ve saygım çok büyük. Ama burada ‘dur bakalım’ demek geliyor içimden. Çünkü böyle dostça ilişkiler içinde olduğun bir aile, bir kadın ve sen o kadının kocasıyla ilişki kurmuşsun. Eşin o adamla görüşüp, dostça sohbet ediyor, sen onun karısıyla arkadaşlık ilişkisi içindesin. Sonuçta, çok büyük bir ihanet yaşanıyor. Onları aptal yerine koyuyorsunuz. Mutlaka bir karar vermek zorundasın. Ama bu beraberliği bu şekilde sürdüremezsin. Ya eşini ve çocuklarını ya da onu seçmelisin. Ama bakalım, o boşanmak niyetinde mi?
Türkiye’den iki gençle görüşüyorum
Sevgili Güzin abla! Aslında hakkınızdaki düşüncelerimi kelimelerle ifade etmem mümkün değil. İyi ki varsınız.
Ben hayatı, yaşamayı seven 16 yaşında bir genç kızım. Şimdiye kadar elbette sorunlarım oldu ve bir şekilde karar vermeyi başardım ama bu sefer ne yapacağımı bilmiyorum.. Türkiye’de tanıştığım ve bir süreden beri çıktığım bir genç var, ondan çok hoşlanıyorum ama gerçek bir aşk değil. Her zaman beni arıyor, yazıyor: Beni çok sevdiğinin farkındayım. İki ay önce babası vefat etti ve o zamandan beri bana daha çok bağlandı. Onunla bir geleceğimizin olabileceğine inanmıyorum. En yakın arkadaşım sayesinde tanıştığım bir başka genç daha oldu, aslında arkadaşım da ondan hoşlanıyordu ama biz birbirimize fotoğraf yolladık. Benden hoşlanıyor, açıkçası ben de ondan. Ciddi bir beraberliğimizin olabileceğine inanıyorum. Yine de teklifine evet diyemiyorum, çünkü çıktığım o genç var. Bir de arkadaşım hoşlandığı çocuğu elinden almış olacağım için beni asla affetmez. Düşüncelerinize ihtiyacım var, yanlış karar vermekten korkuyorum.
RUMUZ: ALMANYA’DAN AVCI
Sevgili kızım, elbette bir karar vermek zorundasın. Ama henüz 16 yaşında bir kızın böyle geleceğini düşünerek karar vermek istemesi çok anlamsız bence. Sen henüz evliliği planlayacak yaşta değilsin ki! Arkadaşlık edebilirsin, hoşlanabilirsin. Ancak henüz ciddi bir ilişki için çok erken. Eğer ilk arkadaşından gerçek anlamda hoşlanmıyorsan, ona daha fazla ümit verme! Diğeri ise, senden hoşlanıyorsa, zaten kız arkadaşına umut vermemiştir. Üstelik ikisi de senden çok uzakta ve onları yazdan yaza görüyorsun sanırım. Bunu hayatının sorunu haline getirme, bu güzel ve tasasız günlerinin kıymetini bil.