Sokaktaki hayvan başıboş değildir

Yasalar çok açık ve nettir. Sokak hayvanlarıyla ilgili görev ve yetkiler, il ve ilçe belediyelerine verilmiştir. Yine il ve ilçe belediyelerinin mutlaka bakım evi kurma ve bu işler için bütçe ayırma zorunluluğu bulunmaktadır.

Yine 5199 sayılı kanunun 6’ncı maddesi hâlâ yürürlüktedir. Evcil hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan hayvan bakımevlerine götürülüp, bu müşahede yerlerinde kısırlaştırılıp, aşılanması, kimlikleri kaydedildikten sonra tekrar alındıkları ortama bırakılmaları esastır.

Burada altının çizilmesi gereken husus “seferberlik halinde kısırlaştırma” yapılması mecburiyetidir.

Belediyeler yapmıyor, yapamıyor ise, o zaman Sivil Toplum Kuruluşları, Veteriner Hekimler Odaları, İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri birlikte organize olmak ve bu kısırlaştırma işine öncelik vermek zorundadır.

Kısırlaştırma yapıldıktan sonra aşılama yine çok önem arz eder. 25-30 TL tutarındaki bir kuduz aşısının kesinlikle atlanmaması gerekir. 21. yüzyılda, kuduz, büyük bir utançtır.

Bu hayvanların, alındığı mahalle bırakılma zorunluluğunun düzenlenmesinde, çok önemli bir neden vardır: 5199 sayılı kanunun uygulama yönetmeliğinde, sokaklardan toplanarak bakımevlerine getirilen bu hayvanların, ormanlara atılması yasaklanmıştır.

Usulsüz toplamalar, mahallenin sakinine alışık, sevilen hayvanının ortadan yok olmasına, ondan açılan yere ise, insana daha uzak yeni hayvanlar gelmesine yol açar.

Her usulsüz toplama, mahallenin denge ve düzenini bozar.

Ülkemizde petshop’larda canlı kedi köpek satışı, 14.07.2022 tarihinden itibaren yasaklandı.

Ya peki kaçak üretim ve satış?

Merdiven altı üretim ve satış, çığırından çıkmış durumda. Zaten terkler, pandemi sonrası, ekonomik zorluklar sonrasında aldı başını yürüdü...

Sonuç olarak önümüzdeki tabloya yakından bakalım...

Ülkede, kaçak üretim, kaçak satış var. Kısırlaştırma yok. Aşılama yok. İnsanlar sorumsuzca hayvanlarını, parklara yollara terk ediyor.

 Bu terk sayısı her geçen gün artıyor.

Sokak hayvanlarının beslenmesinde sıkıntılar yaşanıyor.

Gerek yetkililer, gerekse vatandaşlar görevlerini yapamıyor. Sistem bu noktaya gelip tıkanmış durumda.

Şimdi bu noktada suçlu aranacaksa sıra hayvanlara dahi gelmez.

Ama bence akılcı olup, suçlu aramak ve suçsuz hayvanlara fatura kesmek yerine, çözüm odaklı olunmalı...

Hemen acil bir aksiyon planı hazırlayıp, seferberlik halinde kısırlaştırma yapmaya, kaçak üretim ve satış yerleriyle, kaçakçılıkla mücadele eder gibi mücadele etmeye başlamak zorundayız.

21. yüzyılda yapılması gereken hem “sokaktaki hayvan” kültürümüze sahip çıkmak, hem de yasal görevlerin yerine getirilmesini temin etmektir.

Gerisi hem yasaya aykırı olur, vicdanen büyük yanlış olur, hem de kendi kültürümüzü benliğimizi inkâr olur.

◊ Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu / İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Önceki Dönem Başkanı

YANIT

Son zamanlarda yaşanan pek çok olay nedeniyle, gerçekten hayvanlar konusunda çok ciddi endişelerim var, bu yüzden size bu aydınlatıcı ve açıklayıcı yazınız için sonsuz teşekkürler sevgili Deniz Hanım, umarım kısa zamanda her şey yoluna girer.