Paylaş
Allah’ın emriyle insanlara dost ve arkadaş olarak yaratılmış köpekler, belki de insanlığın en uç düzeydeki imtihanlarından biridir. Ancak bu imtihanda ne yazık ki birçok belediyemiz başarılı olamamıştır.
Göz önünden kaldırılmak amacıyla şehirlerdeki daracık kapalı alanlarda, ıslak fayansların üzerine kurulu demir kafesler içerisine aç biilaç, susuz bırakılan, ölünceye kadar esaret içinde tutulan köpeklere yapılan bu muamele Allah katında günah, insanlık adına suçtur.
Tam da bu noktada, sıkıntılarımızı ve durumun vahametini anlattığımız Sayın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu bizleri içtenlikle ve sabırla dinleyip, “mutlaka çözüm bulacağına” söz vermiştir. “Bu benim de meselem” diyebilen bakanımız, yönetmelikte bir değişiklik yaparak, sokak köpeklerini de yaban hayata dahil etmiş bulunuyor.
Yer tahsisi gerçekleştirildiğinde, artık onlar da serbestçe toprağa basabilecekleri, gölgelik bulabilecekleri, gönüllüler tarafından bakımlarının yapıldığı ormanlık alanlardan yararlanabilecekler.
Hangi partiden olursa olsun, siyasi görüşü ne olursa olsun, bulundukları makamda, vicdanın sesini dinleyerek yapılan hizmetler asla unutulmaz.
Böyle örnek bir uygulamaya imza attığı için Sayın Veysel Eroğlu’na şükranlarımızı sunuyoruz.
Ayrıca bu konuda bize destek olup her zaman yanımızda yer alan Sayın Milletvekili Prof. Dr. Abdurrahman Dodurgalı’ya gönülden teşekkür ederiz.
Zuhal Ardahanlı
HAY-HAK (Hayvan Hakları) Başkanı
Sevgili Zuhal Hanım, umarım bu karar sokak köpekleri için hayırlı olur. Ormanlarda başıboş bırakılmazlar.
Umudum, belirli alanlarda, çevrelerinin tel örgülerle çevrilip, gönüllüler tarafından düzenli bakılarak, kulübeleri içinde ve doğal ortamda sağlıklı yaşamalarına izin verilmesi.
Gerçek bir hayvansever olduğuna inandığım sayın bakanımız Veysel Eroğlu’na bu konuda güveniyorum.
Ayrıca gözbebeğimiz olan ve HAYKOD Barınağı’nda 21 yaşını dolduran ayı Meyvan’ın yerinden edilmemesi için kendisini defalarca rahatsız ettiğimde, gösterdiği ilgi ve sabır için ben de kendisine teşekkür etmek isterim.
Aynı duyarlılığı ve vicdani hassasiyeti, Meyvan için de göstereceğine inanıyorum.
Su kaplumbağaları da toprağa ihtiyaç duyuyor
Sevgili hayvan dostları, sizinle farklı bir gözlemimi paylaşmak istedim. 20 yıl önce minicik bir Singapur su kaplumbağası olarak ailemize katılan Jimi, 10 senedir kendisi için yaptığımız havuzunda yaşıyor.
Beş yıl evvel bir pet-shop’tan, yaşadığı çok kötü şartlardan kurtararak sahiplendiğim Mimi de onunla aynı havuzu paylaşıyor.
Yıllardır Jimi, bu aylarda havuz dışına kaçma teşebbüsünde bulunur, bazen de başarılı olur, toprağa çıkardı. Ben de su dışında yaşayamaz paniğiyle bahçenin kuytularına saklanan kaplumbağayı bulup hemen havuzuna bırakırdım.
Beş gün evvel yine havuzundan kaçan Jimi’yi sabah saatlerinde toprağı arka bacaklarıyla kazarken yakaladığımda çok şaşırdım.
Toprağı oldukça derin kazdığını görünce, kara kaplumbağalarından edindiğim tecrübeyle yumurtlayacağını anladım.
İki saat boyunca uzaktan onu seyrettim. Dört adet yumurtasını toprağa bırakan, üstünü de sabırla iyice örten Jimi’nin doğanın şaşmaz pusula içgüdüsüne sahip tüm hayvanlar gibi yuvasına yöneldiğini gördüm.
Şayet evinizde büyükçe su kaplumbağalarınız varsa ve dişiyle erkek beraberse, yumurtlamak için mutlaka toprağa ihtiyaçları olduğunu bilmelisiniz...
Hülya Alpgiray
ASKOD Aliağa Sokak Hayvanlarını Koruyanlar Derneği
Paylaş