Paylaş
Merhaba Güzin Abla ben 26 yaşında bir kadınım, bir şirkette çevirmenlik yapıyorum. 1 yıldır kendimden 14 yaş büyük bir adamla beraberim. Bu kişi Türkiye’de büyük bir şirketin müdürü. Yakışıklı, zengin ve iyi eğitimli bir adam...
Önceleri bana çok mesafeliydi ama tesadüf eseri olan karşılaşmalarımız önce arkadaşlığa, sonra da aşka dönüştü.
Aslında hiçbiri tesadüf değildi, hepsi âşık olduğum adama ulaşmak için yaptığım küçük oyunlardı ve işe yaradı.
Birlikte olduğumuz 1 yıllık süre içinde ikimiz de otoriter ve inatçı olduğumuz için defalarca ayrılıp barıştık, aynı gün içinde bile ayrılıp barışıyorduk. Ayrıca onun çabuk sinirlenme gibi kötü bir huyu da var, aniden parlıyor ama birkaç dakika sonra normale dönüyor ve hiçbir şey olmamış gibi davranıyor.
Geçen ay doğum günüydü. Yakın arkadaşları ona evinde sürpriz bir parti hazırlamışlar, benim son anda haberim olduğu için hazırlığın son dakikalarına yetiştim.
Sevgilimin yakın arkadaşlarından birisi tam o eve girmek üzereyken sevgilimin bilgisayarının üzerine yanlışlıkla su döktü ve haliyle bilgisayarın kullanılacak bir tarafı kalmadı.
O bilgisayar içindeki dosyalar nedeniyle çok önemliydi, bunu hepimiz biliyorduk.
Sevgilim içeri girince hepimiz dehşete düştük, sevgilim de ilk olarak bilgisayarı gördü ve delirdi elbette. Bu işi kimin yaptığını sordu. Herkes kem küm ederken, ben suçu üzerime aldım, bana fazla kızmaz, diye düşündüm. Ama yanılmışım.
Dakikalarca bağırdı çağırdı, en sonunda sustu ve sonra da “Senin hatalarından sıkıldım. Küçük bir çocuğun öğretmeni olmak istemiyorum. Hayatımdan defol. Bir daha bu eve adımı atmayacaksın” diye bağırdı.
Bununla da kalmadı, bir yandan bağırarak koltuğun üzerinde paltomu ve çantamı elime tutuşturup, beni dış kapıya kadar itti ve kapıyı yüzüme kapattı.
Yakın arkadaşı da korkusundan söyleyememiş onun yaptığını. Ertesi gün arkadaşıyla evinde kalan eşyalarımı yollamış, bense her zamanki gibi gelir ve barışırız sanıyordum.
Günlerce, haftalarca beni arayıp sormadı; ben de gururumdan bir şey demedim ona. Geçen hafta geldi, bunca gün sonra barışmak istediğini söyledi.
Seviyorum, çok seviyorum ama biliyorum ki onun bu ani patlamaları yaşanmaya devam edecek ve bu ve bunun gibi başka sebeplerden sürekli kavga edip duracağız. Sence ne yapmalıyım abla?
◊ Rumuz: Bir dargın bir barışık
YANIT
Sevgili kızım, önce kendinden 14 yaş büyük bir adamla ciddi bir ilişkiye girmen pek doğru olmamış bence. Daha sonra da haliyle adamın varlıklı, olgun yaşta dolayısıyla da seni çocuk gibi görmesi nedeniyle sürekli sürtüşme yaşamanız, bu ilişkinin pek de iyi gitmediğini gösteriyor.
Seni küçük bir çocuk gibi gördüğünü kendi söylüyor ve sana bir şeyler öğretmek için çabalamaktan bıktığını yüzüne karşı bağırmaktan kaçınmıyor. Şimdi tekrar barışmak istemesinin pek de önemi yok, çünkü bu sürtüşmeler beraber olduğunuz sürece devam edecektir.
Bilgisayar elbette ki çok önemli dosyalar içeriyordur. Ama bir şekilde bu dosyalar kurtarılabilir. Bu yüzden sana hakaret etmesi gerekmiyordu. Sonuçta kendini senden üstün gördüğünü göstermek istemiş belli ki...
Bu arada bu kazayı senin üstlenmeni de hiç akıllıca bulmadım. Arkadaşına kızacaksa kızsın, sanane bundan? O da zaten seni kapının önüne koymak için yer arıyormuş.
Böyle her sorunda, her terslikte sana parlayacaksa sana göre göre böyle bir beraberlik nasıl devam edebilir? Buna ne kadar katlanabileceğini düşünüp, kendin karar ver.
13 yaşımdayım, bir kızı canımdan çok seviyorum
Merhaba sevgili Güzin Abla, ben 13 yaşındayım 5 yıllık okulumdan ayrılıp yeni bir okula geçtim. Bu okulda bir kıza âşık oldum ama öyle böyle değil, onu çok seviyorum.
Bazen sınıfta ona bakıyorum, o da bana bakıyor. Ama beni sevip sevmediğinden emin değilim. Benim onu sevdiğimi biliyor, ona kandillerde, bayramlarda kutlama mesajı yazdım. Ama cevap vermedi.
Biliyorum yaşım küçük şu an ama âşık olduğum kızı kendi canımdan çok seviyorum. Bu durum beni çok üzüyor. Her an onu düşünüyorum.
◊ Rumuz: Âşık oldum
YANIT
Aslında sizin yaşlarınızdaki bu tür heyecanlara, bu âşık olma hevesine bayılıyorum. “Âşık oldum” diyorsunuz, aradan birkaç ay hatta hafta geçmeden başkasına deli divane oluyorsunuz. Ama bu çok doğal... Hem de çok hoş...
Derslerinizi ihmal etmeden, aptallıklar yapmaya kalkışmadan böyle platonik aşklar yaşamanız aslında hayatınıza anlam katıyor. Görüyorum ki, aileler de artık eskisi gibi değil. Hoşgörüyle yaklaşıyorlar çocukların bu aşk çılgınlıklarına... Onları kırmadan, anlayışla yaklaşıyorlar. Çok da iyi yapıyorlar. Çünkü bu heves nasıl olsa, kısa bir süre sonra geçecek gidecek.
Bizim dönemimizde anne babalar sanki çocukların bu hayalleri hemen gerçeğe dönüşecek gibi ciddiye alır, yasaklar koyar, hatta onları okuldan almaya bile kalkarlardı. Neyse ki artık aileler de, gençler de değişti ve bugün bu düşünceler ortadan kalktı.
Sevgili oğlum, sen de bu küçük hanıma karşı duygularının karşılık görmemesini bu kadar önemseme. Belki de o da senden hoşlanıyor ama kızlar bu yaşlarda hemen karşı cinse yüz vermek istemezler. İstersen onunla arkadaşlık etmek için ısrarlı ol ama bu heyecanını hayatının amacı olarak görmekten vazgeç.
Aşkının keyfini çıkar ama çok da fazla abartma...
Paylaş