Paylaş
Merhaba Güzin Abla, aslında ülkemizin yaşadığı korkunç katliamlar yüzünden, son birkaç gündür düşünüyorum da, ne kadar gereksiz şeyleri kafaya takıyoruz. Birbirimizi şu kısacık hayatta üzmeye değiyor mu? Kendimizi harap etmeye değer mi?
Beş dakika önce annesine, “Otobüse bindim annem, merak etme” diye telefon eden bir genç, yine birkaç dakika önce selfie çekip sevdiklerine gülücükler atan, kırmızı çizgili kazaklı 16 yaşındaki gencecik kız, tatlı tatlı geleceğine gülümserken acaba beş dakika sonra durakta masum masum otobüs beklerken, kendine pek yakışan kırmızı çizgili kazağı ile paramparça olacağını aklına getirmiş miydi?
Hangisinin ölüm aklına gelirdi ki?
İşte bu yüzden diyorum ya Güzin Abla, yaşadığımız anın kıymetini bilmeliyiz...
Ben senin yıllardır takipçinim, insanların dertlerini dinleyen Güzin Abla’msın benim. Köşende okuduğum dertlere bakınca, ister istemez bunları düşünüyorum birkaç gündür.
Sana yaşımı yazmayacağım, çünkü bana göre insanın yaşın önemi yoktur. Çünkü insan bence hissettiği yaştadır.
Üç ay önce genç bir ordu mensubuyla çıkmaya başladım. Askerleri takip ettiğim yazarlardan okuduğum gibi bildim hep. Dürüst, cesur, fedakar... Ona karşı ilgi duymamdaki etkenlerin biri de bu oldu ama hani içinden biri bozuk çıkar ya, o da bana denk düştü.
Sürekli yalan konuştu. Yetmezmiş gibi ikimizi aynı anda idare etti. Bunu hissediyordum. Üstüne üstlük öğrendiğimi anlayınca bana hakaretler etti.
Öbür kıza söyleyeceğimi söyledim, o kızın da bu adamın nasıl biri olduğunu öğrenmesi için, uyarıda bulundum. Ama fazlasını yapmadım, boş verdim.
Aldatmanın nedenleri çok fazla biliyorum ama anlamadığım; neden yürekli bir biçimde beni aldattığını ve aldattığı kızın adını söyleyemez.
Madem böyle aldatma yüreksizliğini yapar da, karşıma çıkıp açık açık söyleme yürekliliğini neden göstermez?
◊ Rumuz: Yüreksiz gönüle denk gelmek
YANIT
Sevgili kızım, yazının başında söylediklerin yüreğime kor gibi oturdu... Çünkü kaç gündür, o gencecik çocukların sağlıklarında dünyaya umutla bakan gözlerini, gençliklerinin tüm coşkusuyla gülen yüzlerini gözümün önünden silip atamıyorum.
Bu kaçıncı yok oluş, bu kaçıncı matem diyorum...
Hayatlarının baharında ölüm akıllarına en son gelecek şeydi onların... Annelerin, babaların duygularını düşünmek bile istemiyorum
Teselli değil biliyorum ama umarım bu son olur diye dua ediyorum.
Bazen hayat o kadar acımasız ki, evet gençlik bu... Ama kısacık bir karşılıksız aşk öyküsü için hayatlarının sonu olduğunu düşünen, ölmeye kalkışanlara bunları hatırlatman iyi oldu. Demek istediklerimi, okurlarıma sen söylemişsin.
Gelelim şimdi senin konuna; sadece sana karşı yüreklilik gösteremeyen, canını yakacak olsa da, karşına geçip, gerçeği söyleyemeyen o genç adama karşı büyük bir öfke duyuyorsun. Çok da haklısın.
Yine de onun yaptığı mesleğiyle, yürekliliğiyle, askeri becerisiyle ilgili değil. O çok ayrı bir şey. Birçok erkeğin davrandığı gibi davranmış. Ama sen bu ihaneti olgunlukla karşılamışsın. Seni kutluyorum.
Hayat insana sürekli dersler verir, sürekli sınavlardan geçirir kızım. Bu da onlardan biri işte... İnsanlara güvenini kaybetmen gerekmiyor.
Yaşam devam ediyor, şükürler olsun.
Hamilelikte cinsel ilişki öneriniz
Geçtiğimiz günlerdeki bir yazınızda, bir erkek okuyucunuz size eşiyle hamilelik sırasında cinsel ilişki hakkında sorular sormuş. Eşinin hamile olduktan sonra ilişkiden kaçtığını ve buna çare bulamadığını söylemiş...
Ben, evli ve doğum yapmış bir kadın okuyucu olarak sizin yanıtınızı eksik buldum. Eşler arasında en önemli unsur, iletişimdir. Eşi neden cinsel ilişki istemiyor, doktoru mu bunu ona söylemiş, kendini yorgun, halsiz mi hissediyor, yoksa hiç mi cinsel dürtüleri kalmamış, diye eşlerin karşılıklı konuşmaları gerekiyor.
Sağlıklı bir evlilik, ilişki ve hamilelik iletişimden geçer. Doktora birlikte gidilir, konular açıkça konuşulur. Erkek beklentilerini ve hoşlandığı şeyleri söyler, kadın da istediklerini ve hoşlandıklarını söyler ve hep birlikte ortasını bulmaya çalışırlar.
Sizin dediğiniz gibi “anlayış göster, bir süre kendini frenlemelisin” tavsiyesi bana göre bu durumda verilecek eksik bir tavsiyedir.
◊ Rumuz: Didem K.
YANIT
Sevgili okurum, sanırım yazımı iyi okumamışsınız. Benim cevabımda, genç adamın eşinin belki doktorun tavsiyesini dinlemiş olabileceği şeklindeydi. Çünkü “Kadın doğum uzmanları, genellikle bir düşük tehdidini ortadan kaldırmak için, hamileliğin ilk üç ayında cinsel ilişkiden uzak durmayı tavsiye edebiliyorlar” diye yazmışım.
“Eşinin doğum yapmaya hazırlandığı bu kutsal günlerde, doğacak bebeğini ve anneyi düşünerek daha anlayışlı olabilir, kendini frenleyebilirsin” demişim. Gerçekten bunu soruşturup yazmıştım. Hatta uzmanların, hamilelik sırasında, kadının eski normal adet günlerinde ilişkiye girmesinin, düşük tehdidi oluşturabileceğini, hatırlattıklarını da yazmışım.
Elbette sizin dediğiniz gibi karşılıklı konuşmanın en doğrusu olduğunu ben de biliyorum. Ama bazen bu uyumu sağlamak, dediğiniz kadar kolay olmayabiliyor.
Paylaş