Severek ayrılmak çok zormuş

.

Haberin Devamı

Güzin Abla, ben 20 yaşında bir gencim. Çocukluk arkadaşım olan kızla birbirimizi severek ayrıldık. Ayrılmamızın sebebi ben değilim, ailesi...
Bir süre önce kendisini istemeye gelmişler ama sevgilim bunu kabul etmemiş, ayrıca babası ne kabul etmiş ne de reddetmiş.
Daha önce ailece görüşüyorduk, aramız çok iyiydi. Babası, annesi beni tanıyor.
Bundan önce hakkımızda asılsız bir dedikodu çıkmıştı ailemle ilgili. Ama o zaman bizim ilişkimiz yoktu, uzun süreden beri devam eden arkadaşlığımız vardı.
O günden beri ailesi benden nefret ediyor. Ondan sonra da ilişkimiz sırasında bir sorun yaşadık. Annesini tanıyan bir hanım, güya bizi sarmaş dolaş görmüş, ama bu mümkün değil. Biz hep gizli saklı buluşuyorduk.
O hanım da “Ya ayrılırsınız ya da annesine gidip her şeyi anlatırım” dedi. O zaman konuşmuştuk sevgilimle ne yapalım diye. Babasından gidip kendisini istemem gerekiyordu. Babasının hayır diyeceğini biliyordum, gitmedim.
Ailemin ve benim de bir gururum var, onu ayaklar altına alamazdım.
Bu yüzden sevgilim benden ayrıldı. Kendisi “Bu durumda seninle böyle bir ilişkiyi sürdüremem” dedi. Ama çok iyi biliyorum, kendisi beni seviyor, ben de onu seviyorum.
Abla belki daha yaşın çok küçük diyeceksin ama ben bu kızla evlenmeyi çok istiyordum. Ama bütün hayallerim yıkıldı. Sadece hayallerim değil, ben de yıkıldım.
Ben bu acılara dayanamayacağım. Gerçekten kendimi bir arabanın önüne atsam mı diye kendi kendime soruyorum.
Abla, lütfen bana yardım et ne olur. Ne yapacağımı bilmiyorum, çaresizim gerçekten...
◊ Rumuz: Çocukluk aşkı

YANIT

Haberin Devamı

Sevgili oğlum, şu seni bir anda o ailenin gözünde düşman haline getiren dedikodu da neymiş, bir bilseydim keşke. Haksızlık diyorsun ama nedenini söylemiyorsun.
Aile demek ki bu dedikoduyu ciddiye almış. 20 yaşındaki bir delikanlıdan ne isterler ki?
Sevdiğin kız senin her şeye rağmen gidip kendisini babasından istemeni beklemiş. Demek ki onu istemeye gelenlere direnmiş ama, belli ki bunlara karşı babasının da pek niyeti yokmuş. Ama beğendiği birileri çıkarsa, kızı verecek gibi bir durum var.
Kız da kabul edecek, direnmeyecek.
Sana şimdiden sırtını dönmüşe benziyor. Aile baskısı, baba korkusu her ne ise, belli ki zayıf davranıyor. Onlar ne isterse onu yapacak. Kendisini ailesinin isteklerine göre hazırlamış.
Evet, yaşın henüz çok genç. Bu sevdiğin kızın çocukluk aşkın olması elbette yıllardır onunla bir gelecek hayal etmene neden olmuş.
Ama sonuçta, kendini arabanın altına atmana gerek yok, aşk uğruna intihar etmek artık çok eskilerde kaldı... Yaşamana bakacaksın hem de güzel güzel yaşayıp, kendine yeni bir yol çizeceksin.
Ve bu arada belki de yeni bir sevgili bulup, onu seveceksin. Belki değil, mutlaka demeliyim aslında.
Çocukluk aşkından sana hayır yok. Madem o seni unutmaya hazır, babasının önüne koyduğu bir adamı da kabul edebilecek, demek ki seni sandığın kadar sevmiyormuş. E sen neden onun için ölmeye kalkışıyorsun? Hayır, tam tersine, inadına yaşayacaksın. Hem de inadına mutlu olarak yaşayacaksın...

Haberin Devamı

Kadına şiddeti önlemek için basına büyük görevler düşüyor

Sayın Feyza Hanım; her gün medyada kadının uğradığı şiddet, yaralama, cinayet haberleriyle sarsılıyoruz. Maalesef yasalar beklentilere cevap veremedi. Somut önlemleri içermiyor.
Bu konudaki yasaları anlayamıyorum. Kadın şiddet görmüş, yüzü gözü morarmış, darp edilmiş, yapan kişi savcılıkça veya mahkemece serbest bırakılıyor.
Bir benzeri olay bakıyorsunuz başka savcılık tarafından mahkemeye intikal ettiriliyor ve o şahıs ağır cezada yargılanıyor. Yasalar mı farklı, yasayı uygulayanların yorumları mı farklı?
Ya giderek artan kadın cinayetleri... Ülkemizde hiç bu kadar yoğun bir şekilde kadınlar öldürülmedi. 3 kez koruma isteyen bir kadın çocuğunun gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü.
Bu sosyal yara devletin, hepimizin sorunudur. Dolayısıyla da siz gazetecilerin el atması çok önemlidir. Özellikle size yazdım, çünkü siz toplumun her kesimine hitap edebilen bir yazarsınız.
Sorun sadece kadına şiddet değil, bir insanlık sorunudur. Bu ciddi sosyal sorunumuza faydalı olabilmek umuduyla naçizane bazı görüşlerim var. Bunları sizinle ve okurlarınızla paylaşmak istedim. Belki sesimizi duyan birileri olur.

1- Bir kadın koruma talep ederse bu talep hemen yetkililerden oluşacak bir komisyona iletilmeli ve bu komisyon acilen karar vermeli.
2- Koruma talep eden kadınlara kendilerini korumaları için biber gazı hatta şok silahı verilmeli.
3- Kadına şiddet uygulayanlarla ilgili yasalar acilen gözden geçirilmeli. Yasal boşluklara yer verilmemeli, kesin ve net hükümleri ihtiva etmeli, cezalar ağırlaştırılmalı.
4- Okullarda, orduda, kamuya ve özel işyerlerinde personele bilgi verilmeli, eğitilmeli.
5- Yazılı ve görsel medyada bu konuda halk eğitilmeli ve cezalar hatırlatılmalı.
6- Karakolla polise intikal eden kadına şiddet olayını, polis kesinlikle savcılığa intikal ettirmeli. Taraflar arasında arabuluculuk yapmamalı.

Haberin Devamı

Bu olayların 3 kolu var: Aile, devlet ve yasalar...
Bunların hepsi birbirinden önemli. Aileler özellikle, sizin de dediğiniz gibi anneler çocuklarını yetiştirirken bu konulara çok önem vermeli. Ağaç yaşken eğilir.
◊ Rumuz: Mustafa K.

YANIT

Sevgili okurum, sizin gibi birçok okurumdan buna benzer mektuplar alıyorum. Bana “Neden bu konuda daha çok yazmıyorsunuz, daha çok söz etmiyorsunuz” diye sitem ediyorlar. Oysa çok yazdım, çok çizdim...
Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin giderek arttığı bir gerçek... Bunun genel olarak kadına verilen değerin günümüzde ne yazık ki önem kaybettiğinin bir yansıması olarak görüyorum.
Kadın küçük görüldükçe, erkeğe bağımlı olarak yaşamaya itelendikçe, erkek onu her şekilde kullanabileceğine, ona kendi malıymış gibi isterse zarar verebileceğine, hatta yok edebileceğine inanıyor.
Ancak burada beni çok üzen bir gerçeğe de değinmeden yapamayacağım. Kadınların, sevgili Atamızın onlara kazandırdığı tüm haklara rağmen, özgür ve bağımsız yaşamaya pek de gönüllü olmadıklarını görünce gerçekten isyan ediyorum.

 

Yazarın Tüm Yazıları