Sevdiğim kız çok zengin ben ise işçi çocuğuyum

Sevgili Güzin abla, ben işçi bir ailenin oğluyum.

21 yaşında, oldukça yakışıklı bir gencim ve ailem gibi çalışarak hayatımı sürdürmeye çabalıyorum. Benim sevdiğim bir genç kız var. Ancak ailesi çok zengin. Maddi açıdan çok iyi durumdalar.

Ben bu genç kıza sırılsıklam aşık oldum. O da bana dostça davranıyor, benimle konuşup şakalaşıyor, ama gösterdiği bu yakınlığın sevgi olabileceğini sanmıyorum. Çünkü o kız lüks bir hayata alışmış.

Arabası var, mücevherleri var. İstanbul’un en iyi semtlerinden birinde çok güzel bir evde yaşıyor. Ben ise iki göz evde beş kişilik ailemle çile dolduruyorum. Çok zor koşullarda ayakta kalmaya çalışıyorum.

Ben ona ne verebilirim? Beni gerçekten sevebilir mi? Ona aşkımı açmaya cesaret etsem mi? Yoksa sevgimi kalbime mi gömeyim?

RUMUZ: İMKANSIZI İSTEMEK


Sevgili oğlum, bu genç kızla nerede tanışmış, nasıl arkadaş olmuşsunuz bilemiyorum, ama madem seninle sohbet ediyor, sana sıcak davranıyor, belki onun bu yakınlığında dostluk dışında da bir şeyler vardır. Hiç değilse, yakışıklı bir genç olduğun için seni beğeniyordur.

Bugünkü koşullarda çok uzak bir ihtimal de olsa, senin maddi durumun onu ilgilendirmeyebilir.

Ancak şöyle bir gerçek var ortada: Aranızda ciddi bir beraberlik söz konusu olsa bile, sen ona alıştığı hayatı veremezsin. Hele biraz şımartılarak büyütülmüş bir genç kızsa, birbirinizi anlamakta zorlanırsınız. Diyelim ki bir peri masalı gerçekleşti ve ailesi de bu durumu kabullendi. Sana destek olmak istediklerinde, bu da seni incitebilir. Aranızda ciddi tartışmalar çıkabilir. Sonuçta gerçekten uyumsuz bir beraberlik yaşayabilirsiniz. Hem ailenin de kızlarının geleceğiyle ilgili başka hayalleri vardır.

Belki de bu genç kız, sana karşı yalnızca dostça bir ilgi duyuyordur. Ya da her istediğini elde etmenin getirdiği bir şımarıklıkla sana ilgi gösterip, flört etmekten hoşlanabilir. Bütün bunları göz önünde bulundurup, ona sevgini açmadan önce iyice düşünmelisin. Ters bir tavırla karşılaşıp da üzülmeni istemem. Bu tür beraberlikler ne yazık ki eski Türk filmlerindeki gibi "mutlu son"la noktalanmıyor artık.

Annesi "O çocukla evlenirsen hakkımı helal etmem" demiş

Merhaba Güzin abla... Ben bazı anneleri anlayamıyorum. Sevdiğim kızın annesi "O çocukla evlenirsen sana hakkımı helal etmem" demiş. Bu tepkisinin sebebine gelince; kız üniversitede okuyacak ya, aklında kimse olmasın diye benden ayrılmasını istiyor. Bu arada kızın yaşı 20, benimki de 26...

Kendisine "Önceden nasıl gizledikse yine bir süre annenden gizli yürütebiliriz" dedim. Ama o "Benim gizli yaptığım her şey ortaya çıkıyor" deyip bu isteğime karşı çıktı. Ne kadar uğraştımsa da bir türlü yanaşmıyor. Onu çok seviyorum abla...

Annesine benden bahsetmiş, aramızdaki her şeyi anlatmış bir de... Gerçi ne anlattığını bilmiyorum tam olarak... Benim sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklarım yok. Annesi beni neden istemiyor olabilir? Neden peşin hükümlü davranıyor? Beni tanıyıp ona göre karar vermesi gerekmez mi?

Ben özel güvenlik elemanı olarak çalışıyorum. Biraz işitme kaybım var, yoksa bundan dolayı mı evlenmemize karşı çıkıyor. Sizce annesiyle konuşsam yararı olur mu? Kız beni sevmiyor olabilir mi? Seven insan sevgisi için mücadele etmez mi? Bana nasıl davranmam gerektiğini söyler misiniz?

RUMUZ: HAYAL GÖZLÜM

Her şeyden önce şu işitme kaybı konusunu dert etme oğlum... Çünkü bu ciddi bir şey olsaydı, seni güvenlik elemanı olarak çalıştırmazlardı.

Bana kalırsa, annesi kızının üniversiteyi bitirmesini, iyi bir meslek sahibi olmasını, bundan da yararlanarak aklınca çok iyi bir izdivaç yapmasını istiyor. Pek çok anne gibi onun da gözü oldukça yukarılarda sanırım... En kötüsü de galiba senin kız, annesinin pek fena etkisi altında kalmış.

"Kızım aklını kullan. Üniversiteyi bitirsen, sana koca mı yok? Gençliğine, güzelliğine yazık değil mi?" tarzında bir şeyler söylemiş, kızının aklını çelmiş olabilir. Bir süre bekle bakalım, eğer sevdiğin kız da seni aynı derecede seviyorsa, dayanamaz ve döner.

Eşimin hastalığı seks hayatımızı bitirdi

Sevgili Güzin abla. Ben 30 yıllık evli bir kadınım. Altı yıl kadar önce, idrarını yapamaz hale geldiği için eşimin prostatı alındı. Ameliyattan bir süre sonra her şey düzeldi, sağlığına kavuştu. Fakat artık erkekliği kalmadı, yani sertleşme olmadığı için bana kocalık görevini yerine getiremiyor. Bu yüzden seks hayatımız cehenneme döndü.

Küçük yaşta evlendiğimiz için henüz yaşamın en olgun ve güzel yıllarındayız. Birbirimizi de seviyoruz ama seks sorunumuz ikimizi de birbirimizden soğuttu. İki yabancı gibi olduk. Eşim benimle birlikteliğini yürütemedikten sonra her şey değişti.

Ne olur bir akıl verin, bir çare gösterin. Kocamın eski haline dönmesi mümkün mü? Yoksa bunca yıl sonra boşanma raddelerine gelebiliriz.

RUMUZ: ORTA YAŞ

Sevgili kızım, her ne kadar genç yaşta evlenmiş olsanız da, 30 yıllık evlilik sonunda her ikiniz de 50 yaş dolaylarında olmalısınız. Bilmem beni yadırgayacak mısın ama, sen de menopoz yaşına gelmiş durumdasın ve genellikle bu yaşlarda kadınlar da öyle gençlik yıllarındaki gibi ateşli bir seks hayatı sürdüremezler...

Menopoza giren ya da girmek üzere olan kadınların hormonları eski düzeyinde olmadığından, ayrıca bu olgun yaşlarda kendine daha manevi heyecanlar ve keyifler bulduklarından, kadınlar da evliliğini ve hayatını tümüyle cinsellik üzerine oturtmaz. Bana kalırsa, eşinin ameliyatla hastalığından kurtulmuş olmasına şükretmelisin. Onun hálá yanında, yuvanın direği, evinin erkeği olduğunu düşünerek mutluluk duymalısın.

Eskisi gibi bir seks hayatınız olmaması nedeniyle eşine soğuk davranıyor, tavırlarınla bunu hissettiriyor, onun bu açıdan kendisini eksik hissetmesine neden oluyorsan, elbette adamcağız senden uzaklaşacaktır. Evlilik hayatında elbette cinsellik önem taşır. Ancak 30 yıl aynı yastığı paylaşmış iki insan için, artık dostluk, sevgi, şefkat, dayanışma, anlayış ve bir aile olmanın getirdiği güzellikler ağır basmalı...

Gencecik yaşta eşi sakat kalmış nice kadın var. Bırak seks hayatını, kocaları kendi başına yemek yiyemiyor, hatta tuvalete bile gidemiyor belki de... Ama onlar eşlerinin başından bir an olsun ayrılmayı düşünmüyorlar, öyle değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları