13 yaşındaki kıza şantaj yapıp tecavüz etmişler" yazısı hakkında yazıyorum size. Bu satırları görünce dehşete düştüm.
Burada bahsedilen sözde tecavüze uğradığı iddia edilen kız çocuğunun yakınıyım. Haber ya da yorum yaparken olayı araştırıp, doğruluğundan emin olmadan haber yapan medya yüzünden 13 yaşındaki bir kızın hayatı kararmakta. Ortada tecavüz yok, ki bu ailesi tarafından gerek adli tıp raporuyla, gerekse psikiyatriden alınan raporlarla tespit edildi. İddia edildiği gibi tecavüz hiç gerçekleşmedi. Olan sadece taciz, şantaj ve telefona çekilen görüntüler, masum bir öpücük.
Ama medyada günlerdir tecavüze uğradı, telefona kaydedildi, şantaj yapıldı gibi yorumlar yapılıyor.
Bu yorumlar yapılırken, haber yapılırken mağdur durumda olan asıl kişi ve ailesi ile görüşülmesi gerekmiyor mu?
Ç.T. adlı kız okuldan disiplin cezası aldı, okuldan çıkışı verildi. Gazetede yazılanları okuyup, inandıkları için böyle bir kızı başkaları da okullarına kabul etmek istemediler.
Psikolojik olarak yıpranan Ç.T, bu olayın dışında artık eğitimini de askıya almış durumda. Evini, okulunu, hayatını değiştirmek zorunda kaldı.
Aslında tepkim size değil; sadece size ulaşabildim, o yüzden size yazarak, medyanın küçük bir kızın hayatını nasıl kötü etkilediğini göstermek istedim. Tüm bunları yaşayıp hayatı mahvolan küçük kız, bunlar yetmiyormuş gibi yazılan haberler yüzünden bunalımda...
Çevredeki herkesin kıza bakışı, yaklaşımı çok değişti; gerçekten tecavüze uğramış kirletilmiş gibi davranıyorlar.
RUMUZ: EDK-07
Tüm suçlamalarınızı bana yöneltmiş olmanızı anlayabilmiş değilim. Ben sadece, bir hafta önce gazetelerde yayınlanan haberden yola çıkarak bir yazı yazdım. Burada 15 yaşında gençlerin nasıl böyle bir ahlaksızlığa tevessül ettiklerini vurgulayıp, gençler nereye gidiyor, demek istedim. Liseli gençler arasında giderek artan şiddet eğiliminin bir başka tezahürü olduğunu yazdım.
Ben küçük bir kızın uğradığı cinsel tacizin (mutlaka ilişki olmamış olabilir ama bu da tacizdir) hafife alınmasına, en çok da gençlerin serbest bırakılmasına tepki gösterdim.
Bu olayı hafife alamıyorum. Ayrıca küçük kızın, karakol da dahil olmak üzere, yaşadığı tüm olayları düşündükçe yüreğim sızlıyor. Hukuk sistemimizdeki bu zafiyet beni çok üzüyor.
Anladığım kadarıyla, genelde toplumun taciz ya da tecavüz karşısındaki bilinen tavrı burada da kendini göstermiş. Tecavüzcülere değil de, tecavüze uğrayana tepki duyulur ya, her zaman... Burada da söz konusu küçücük bir kız çocuğu olduğu halde, uğradığı saldırı karşısında yine aynı tepkiyle karşılanıyor demek ki; inanılır gibi değil. Neredeyse asıl suçlu kendisiymiş gibi, küçücük bir kızın geleceğini mahvetmeye kararlı olmalılar.
Sevgilim Akdeniz anemisi hastası onu bırakmalı mıyım
Ben 24 yaşında, üniversiteden yeni mezun olmuş bir erkeğim. Benim sorunum çok ciddi. Karmaşık duygular içindeyim. Benim 2 yıldır beraber olduğum bir kız arkadaşım var. 23 yaşında, Akdeniz anemisi (thalassemia) hastası. Fakat thalassemia major değil, thalassemia intermedia hastası. İşte bu yüzden ilişkimizi bitirmek istiyor. Beni peşinden daha fazla sürüklemek istemediğini söylüyor. Yani hastalığının sonunun kötü olduğunu düşünerek, bana daha fazla acı vermekten korkuyor. Aynı sebepten dolayı beni birkaç kez daha terk etmişti, ama dayanamadı ve geri döndü. Bunu tamamen beni düşündüğü için yaptığını biliyorum. Şu an beni yine terk etti. Ondan nefret etmem için her şeyi yapıyor. Artık beni sevmediğini söylüyor. "Git, benim sonum iyi değil" diyor. Çok kararsızım. Artık onun peşini bırakmalı mıyım? Evlensek bile ileride ya onu bu hastalığından dolayı erken kaybedersem? Ben de üniversiteden yeni mezun oldum. Geleceğime yön vermem gerek, ama veremiyorum.
ABD’ye gitmek istiyorum eğitimim için, ama gidemiyorum. Çünkü ya yine bana dönmek isterse, diyorum?
Sizce mantığımla mı davranmam gerekir, yoksa duygularımla mı? Hastalığı beni çok korkutuyor. İleride çocuklarımız olduktan sonra ona bir şey olursa, ne yaparım? Tedavisi yok mu bu vicdansız hastalığın Güzin Abla? Sizce aşkımın peşinde koşmaya devam etmeli miyim? Yoksa pes edip kaderime boyun mu eğmem gerekir?
RUMUZ: ICEBERG
İşte yine bana uykusuz geceler geçirtecek bir sorun... Çaresiz kaldığım, ne diyeceğimi bilemediğim ve gerçekten üzüldüğüm ciddi bir dertle karşı karşıyayım. Böyle zamanlarda "Güzin Abla" olduğuma pişman oluyorum. Böyle bir konuda kararı elbette ki sen vermelisin. Ayrıca bu durumdaki insana karşı gerçekten büyük bir sevgi ve ilgi duymak gerekir. Büyük fedakarlık gerekir.
Kafamda sadece şöyle bir düşünce var; kimin ne olacağı belli mi bu hayatta? Kime ömür biçebilir ki insanoğlu? Bu genç kızın sevmeye, sevilmeye hakkı yok mu? Yine de bu hastalık hakkında çok fazla bir bilgim olmadığı için, sorunu gazetemizin her alanda bilgisine güvendiğim dahiliye uzmanı doktorumuz, Sevgili Dr. Gündüz Tezmen’e danıştım. Verdiği bilgileri sana aktarıyorum: "Çok duygusal bir tablo, ama ne yazık ki hastalığın kesin bir tedavisi yok. Thalassemia hastalığı kalıtımla geçen ve Akdeniz anemisi (kansızlığı) de denilen bir hastalık. Major tipinde çok küçük yaşlardan itibaren önemli sorunlar görülür. Minor tipinde ise hastalığı taşıyıcı olmasına ve kan hücrelerinde bazı değişiklikler bulunmasına rağmen sağlığı etkileyici ve tedaviyi gerektirici bir sorun ortaya çıkmaz. Intermedia tipi ise Major kadar olmasa da kronik ve bazı sorunlara aday bir tablodur. Bu kişiler erişkin yaşlarda da, hastalığın getirdiği sorunlarla sürekli mücadele etmek zorunda kalırlar. Üstelik evlendiklerinde çocuk olursa hastalığın kalıtsal olduğunu da unutmamak gerekiyor."