Para için yuva yıkan kadınlara lanet olsun

38 yaşındayım. Büyük kızım 17, küçük kızım ise 9 yaşında... Bu evlilik hep benim fedakarlığımla sürdü. Fakat yıllar geçip yaş ilerleyince, insan eskisi kadar çekemez oluyor.

Eşim serbest meslek sahibi... Her gece, bilhassa da yazın, eve çok geç geliyor. İşi en geç 23.00’te bittiği halde gece çok geç vakit ya da sabaha karşı geliyor. Önceleri hiç konduramadım, "Manevi eziyet etse de beni seviyor, yapmaz" dedim. Ama birkaç kez cep telefonunda karşı taraftan gelen mesajları okudum. "Komplo" dedi. Telefon konuşmalarına şahit olduğumda ise "Yanlış numara" diye geçiştirdi. Hep inkar etti.

O kadar usta bir yalancı ki, kulağımla duyduğum şeyleri inkar ediyor, ben bile bir süre sonra inanıyorum. Parasını barda, pavyonda kadınlarla yiyor. Üç ay boyunca tek kelime konuşmuyoruz ya da tüm zamanımız hırgürle geçiyor. Çocuklarla hiç ilgilenmiyor. Büyük kızım kabullenmiş durumda, ama çok içerliyor. Küçük desen, boynunu büküyor. Babaları çocuklarının kahrını, nazını çekeceğine, çocuklar babalarının sarhoş kahrını çekiyor!

Ayrılmayı denedim, ama hem umursamıyor, hem ciddiye almıyor. Ayrılmak benim için çözüm mü? Siz de bilirsiniz ki alkolik bir kişi yapar eder, sonra pişman olur. Tedavi olmuyor. Bizim ne kadar üzüldüğümüzü görmüyor. Gece yarısı gelip zile acı acı bastığında, hepimiz rahatsız oluyoruz, sanki inadına bizi uykumuzdan uyandırıyor.

Konuş diyeceksiniz belki, ama ne iyi ne de kötü laftan anlıyor. Çoğu kişi "Durulur bekle" diyor, ama hep aynı... Ekonomik bağımsızlığım yok. Ayrılığı göze alamıyorum açıkçası...

Korkarım uyuşturucuya da alışmış. Çünkü sarhoş geliyor, ama ağzı kokmuyor. Nasıl ayrılacağım? Daha ne zamana kadar çekeceğim bu hayatı? Seviyorum diye, düzelir diye, çocuklarım var diye hep ümitle geçti yıllarım... Para için böylelerini ayartan, bir yuvayı çocuklarından ve eşinden koparan kadınlara lanet olsun.

Erkeğin bir ayağı dışarıdayken, gözü evi, evdekileri görür mü? Kendinden öyle soğuttu ki beni, iki yıldır çocuğumla yatıyorum. Ne olur bana yardım et.

RUMUZ: NE ZAMANA KADAR

Sevgili kızım, belki bana kızacaksın ama yine de söylemeden edemeyeceğim: Bunca sene neden çektin bu adamı? Gözü dışarıda, içkide, kadında olan bir insandan sana ne hayır gelir? Ne umdun, ne değişecekti ki hayatında? İnsanlar kolay kolay değişmez. Değişecek olsaydı da bu 18 yıl içinde değişirdi.

Sana "Dur, bekle, durulur" diyenler, çektiğin acıyı biliyorlar mı? Çocuklarına yazık değil mi? Bana yazan pek çok genç, anne ve babalarının geçimsizliğinden, babalarının alkolik olmasından, dayağından yakınıyor, tüm yaşamlarının altüst olduğunu ve geleceğe umutsuz baktıklarını söylüyorlar. Eminim senin çocukların da psikolojik sorunlar yaşıyordur.

Bence sen, her şeye rağmen kocanı seviyorsun... Ayrılmamak için bahanelere sığınıyorsun. Çocuklarını hemen hemen büyütmüş, kendilerine bakacak hale getirmişsin. Artık pekálá bir yerde iş bulup çalışabilirsin. Büyük kızın da birkaç yıl içinde bir işe girerse, kendi kendinizi idare edebilirsiniz. Hem sana hem de çocuklarına yazık olmuş. Çekme artık bu adamı...

Hamilelikte erken teşhis nasıl olur

Güzin Abla, benim çok sevdiğim bir nişanlım var. Birbirimize olan bağlılığımız güçlendikçe istekler de farklılaştı. Yaptığımız hataydı ama geçen hafta birlikte olduk. Hamile kalmaktan korkuyorum.

Bu olasılığı düşünüp internette araştırma yaptık. Ama tatmin edici bir cevap bulamadık. Hamileliğin erken teşhisi nasıl mümkün olabilir? Bana yardım eder misin?

RUMUZ: GÜVENDİK

Güzel kızım, her şeyden önce hamile kaldıysan adetlerin kesilir. Göğüslerinde şişkinlik ve ağrılar oluşur, uyku hali ve halsizlik başlar. Daha sonraları mide bulantısı ve baş dönmesi görülür. Ama günümüzde bu belirtileri beklemene de gerek yok. Eczaneden edineceğin bir gebelik testi, birkaç dakika içinde sana sonucu gösterecektir.

Moldovalı kadınların cilvelerine aldanmayın

Sevgili Güzin Abla, başımdan geçen bu olayı ibret olması için yayınlayın lütfen.

Eşimle zorla evlendirildim. Şimdi okula giden çocuklarımız var. 30 yaşımdayım, büyük hatalar yaptım.

Dört yıl önce tanıştığım Moldovalı bir kadına aşık oldum. Bu kadına imam nikáhı kıyıp iki yıl ona baktım. Daha sonraları geçmişini kurcaladığım bu kadının çok kötü bir hayat yaşadığına tanık oldum. En az 25 erkekle olan ilişkisine, benimle beraberken de devam etmiş.

Aşk gözümü kör etmiş ve ilk defa da olsa eşimi aldatmıştım. Aylarca üzüntüden içkiyle kurtulmayı denedim, yani hata üzerine hata yaptım.

Çok yakışıklı ve mükemmel özellikleri olan bir insanım. Ama o kadının benimle yalnızca para için birlikte olduğunu anladım. İnsanların yüzüne bakamaz oldum. Çocuklarıma, eşime bu sıkıntımı anlatamamamın acısını ve utancını yaşadım.

Eşim; çocuklarımın annesi ve benim için kutsaldır. Beni ölümüne seviyor. Ama ona çok haksızlık yaptım. Üzgün ve pişmanım...

Geçmişe dönebilseydim, hayatıma böyle bir kara leke sokmazdım. Lanetlendiğimi düşünüp ölmek istediğim bile oldu.

Şimdi tüm Türk erkeklerine sesleniyorum...

Lütfen benim yaptığım hatayı yapmayın. Kim olduğunu bilmediğiniz, amacını göremediğiniz insanları evlerinize sokmayın. Bu kadınlar küçük yaşta cinsellik yaşayıp orta yaşta da doyumsuz oluyorlar. Her türlü kazanç yolunu deniyorlar.

Özellikle paralı evli ya da paralı dul erkeklerle beraberler. Tatlı gülücük ve güzelliklerine aldanmayın. İşlerimi ve ailemi kaybetme tehlikesini aynı anda yaşadım. Allah Türk eşlerimizi yanımızdan ayırmasın.

RUMUZ: Tüm erkeklere ibret olsun

Sevgili oğlum, sen bu tür bir sorun yaşamış, çapkınlığının kurbanı olmuş erkeklerden yalnızca birisin. Genellikle erkekler bu açıdan çok saf oluyorlar, cinsel açıdan her zaman kolaylıkla avlanabilecek bir av durumuna düşüyorlar. Dediğin gibi bir gülücük, biraz cilve, biraz ilgi onların başını döndürmeye yetiyor...

Elbette bu yaşadıklarını ibret olarak bizlere yazman çok iyi oldu. Bu defa bir erkeğin ağzından bu yaşananları gözler önüne sermek benim uyarılarımdan çok daha yararlı olacaktır.

Ancak çok da haksızlık etmemeliyiz... Bu tür ilişkiler sadece bir ülke hanımlarıyla kurulmuyor... Erkekleri ihanete her milletten kadın sürükleyebilir...

Önemli olan erkeğin, eşinin değerini bilerek, her türlü maceradan uzak kalması değil mi?