Paylaş
Ben 24 yaşında, üniversite mezunu, eğitimine hâlâ devam eden, ayrıca iyi bir işi olan bir genç kızım.
Yaklaşık üç yıl önce benimle aynı mahallede yaşayan birine aşık oldum.
Doğum gününde ona bir sosyal paylaşım sitesinden ulaşıp duygularımı anlattım.
Ne büyük şanssızlıktır ki, o günlerde ailesinin tanıştırdığı biriyle görüşmeye başladığını söyledi.
Hakkımda iyi şeyler düşündüğünü ama şu an böyle bir durumu kaldıramayacağını anlattı.
Tabii saygı duydum, aradan çekildim ama bu, onu unutmam için yeterli olmadı.
Ortak tanıdıklarımız aracılığıyla şu an hayatında kimse olmadığını öğrendim.
Beni gördüğü zamanlarda hâlâ bakıyor.
Çevremden ve akrabalarımız aracılığıyla birçok kişi evlilik amacıyla kapımı çaldı, ancak ben onu severken bir başkasıyla evlenmeyi düşünemem.
Ben onu hayatımı paylaşabilecek, her zorluğuna katlanabilecek kadar çok seviyor ve yol arkadaşım olarak görüyorum.
Dokunmadan özlediğim, düşünmesi bile mutlu eden, içimi titreten bir adam o.
Beni gurursuz, insanın yakasına yapışan, ısrarcı biri olarak görmesini istemiyorum. Ama hayatımın erkeğinin böyle ellerimden kayıp gitmesini de istemiyorum.
Güzin Abla sence onu hâlâ sevdiğimi söylemeli miyim?
Rumuz: Onsuz eksik kaldım
Kızım, hani 17-18 yaşında olsan, bu kadar eğitim almış olmasan diyeceğim ki saf bir kızcağız, ne yapsın uzaktan komşusuna gönül vermiş.
Ama sen aklı başında, çalışan, üniversite mezunu bir kızsın ve artık olgun bir yaştasın.
Onun hayatının erkeği olduğuna nasıl karar verdin Allah aşkına? Kaç kez yan yana geldiniz, konuştunuz, görüştünüz? Onun hakkında ne biliyorsun?
Uzaktan uzağa onu görmekle ya da bir sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla öğrendiklerinle onu nasıl bu kadar kesin bir şekilde değerlendiriyorsun?
Mahallenizden onu tanıyor olabilirsin, iyi bir çocuk da olabilir ama bakalım o seni sevecek mi, onunla her bakımdan uyum sağlayacak mısınız? Zevkleriniz, aile yapılarınız, görüşleriniz birbirini tutacak mı?
Günümüzde iki-üç yıl birlikte olan, birbirini tanıyan, belirli bir nişanlılık süreci geçiren insanlar bile evlendikten kısa bir süre sonra boşanabiliyor. Sen nasıl bu kadar emin olabiliyorsun mutlu olacağınızdan?
Ayrıca sen ona mesaj atıp duygularını açmadın mı zaten? Eğer seninle ilgilenseydi, sana böyle bir cevap vermezdi, seni tanımak, görmek isterdi.
Bırak böyle hayalleri de kızım, hayatına dön bir an önce.
Dost dediklerimiz canımızı yakmak için sıraya girdi
Derdimi nasıl anlatayım, bilemiyorum Güzin Abla...
Kısa bir süre önce eşim iflas etti, her şeyimizi kaybettik.
Düşenin dostu olmaz misali en yakınlarımız bizi sırtımızdan vurdu.Hepsi, canımızı yakmak için adeta sıraya girdi.
Kimden yardım istediysek kapılarını yüzümüze kapattı. Düşme, düşersen bağımsızlığını ilan eder dostların misali... Ama Allah’ın her şeyi gördüğünü unuttular.
Eşim o kadar merhametlidir ki, bu insanlara zamanında çok iyiliği dokunmuştu. Şimdi her gece birbirimize sarılıp ağlıyoruz. Her şeye rağmen rabbimden ümidimi hiç kesmedim. Bunda da elbet vardır bir hayır.Belki senin vesilenle merhametli bir işadamının yüreğine dokunurum diye yazmak istedim.
Yardım değil, borç istiyorum. Çalışıp öderim abla.
Rumuz: Ümit.
Senin için, hele dostlarının seni ve eşini böylesine yalnız ve zor durumda bırakmalarına gerçekten çok üzüldüm.
Aslında bu tür yazılara yer vermem doğru değil ama bir defalık yazını yayınlıyorum.
Belki gerçekten birileri büyüklük eder de sesinizi duyar.
Mail adresin bende saklı, arayan olursa sana yönlendiririm kızım.
Paylaş