Sevgili Güzin Abla, sana bu mektubu yazıyorum, çünkü başka kimseye derdimi anlatamıyorum. Umarım okur ve bana cevap verirsin.
Ben 16 yaşında bir lise öğrencisiyim. Neredeyse bir yıldır bizim okuldan bir gence aşığım. Onu çok seviyorum. Gerçekten küçümsenecek boyutta bir şey değil bu. Bana bazen yakın davranıyor ama bunun nasıl bir yakınlık olduğunu bilmiyorum. “Açıl ona, anlat hislerini” diyeceksiniz belki ama yapamam. Ben öyle bir insan değilim. Keşke olabilsem... Mümkün olduğunca hislerimi belli etmeye çalışıyorum. Gözlerim sürekli onun üstünde ama beni anlıyor mu bilmiyorum. O da bir grup içinde olduğumuz zaman ne anlatıyorsa daha çok bana bakarak anlatıyor. Ya da arada benim davranışlarımı taklit ediyor. Onunki arkadaşça bir yakınlık mı, yoksa benim istediğim türden mi, bilemiyorum... Bir de onun başka bir kızdan hoşlandığından şüpheleniyorum. Görünürde de bir şey yok aslında. Yine de içim içimi yiyor. O kız onun en yakın arkadaşı gibi bir şey ama anlayamıyorum ki... Ne yapmam gerekiyor, lütfen bana yardım et Güzin Abla... Sen benim son çaremsin. Bu acı beni içten içe yiyip bitiriyor. Rumuz: Y.S
Sevgili kızım, siz gençler belli bir olgunluğa ermeden, henüz hazır olmadığınız konulara el attığınızda genelde mutsuz oluyorsunuz. Ben lise sıralarında yaşanan aşkların çok sevimli, çok hoş, çok sıcak ama aynı zamanda çok zamansız olduğunu düşünüyorum. Bu heyecan, bu coşku çok güzel tabii ama genellikle mutsuz ediyor sizi. O neşe kolaylıkla sönüveriyor. Beklediğinizi bulamamak, istediğiniz gibi karşılanmamak, reddedilmek korkuları içindesiniz. Oysa doğal olun. Rahat olun. Onu bir tür arkadaş gibi görmeye çalışın. Duygularınızı açın. Ama çok fazla şey beklemeyin, çok fazla umutlanmayın. Karşılık görürseniz ne güzel. Görmezseniz de hayatınızın büyük aşkı gibi kabul etmeyin bunu. Daha o kadar gençsiniz ki... Gençliğinizi keyifle yaşamaya bakın. Önünüzde öyle sorunlu yıllar var ki... Hiç değilse bu lise aşkları mutluluğunuz olsun, üzüntünüz değil.
Merhaba Güzin Abla, benim 20 yaşında bir ablam var. Kendisi üniversite öğrencisi, bu sene yeniden sınava girecek, şimdilerde hazırlanıyor. Biz ıstanbul’da oturuyoruz ama o Ankara’da okumak istiyor. Geçen gün dertleşirken, bir sevgilisi olduğunu, üstelik internette tanıştıklarını söyledi. Fotoğraflarını da gösterdi. Bu genç Konya’da okuyor, son sınıfta. Hoş bir çocuk, ona bir itirazım yok ama öyle bir ortamda tanışmalarını kaldıramıyorum bir türlü. Saatlerce telefonda konuşuyorlar, sürekli mesajlaşıyorlar. şimdi de evlilik planları yapmaya başladılar. Çocuklarının adını bile koydular! Her şeyi konuşmuşlar. Ankara’da oturmayı düşünüyorlar. Ablam ilişkilerini öyle bir anlatıyor ki, “O askere gidip gelince işlerini yoluna koyacak, ben de o sırada okulumu bitireceğim” gibi cümleler söylüyor. Sevgilisinin iyi biri olduğunu düşünüyorum. Çalışkan, hırslı, hedefleri var. Çok da iyi anlaşıyorlar. Ama evlenseler bile internette tanıştıkları gerçeği aklımdan hiç çıkmayacak. Güzin Ablacığım, internetten tanışanlar mutlu olabilir mi gerçekten? Ne olursun bana akıl ver. Bu durumu kabullenmeli miyim? Yoksa ikisini ayırmalı mıyım? Rumuz: Çaresiz
Ben de senin gibi internet aşklarına kuşkuyla bakıyorum, biliyorsundur kızım. Ancak istisnalar kaideyi bozmaz diye de bir söz vardır. Bu kadar kuşkuyla baktığımız internet ortamından da iyi ve dürüst insanlar çıkabilir. Genellikle hoşça vakit geçirmek için kullanılan internet, yalnızlıktan kurtulmak isteyen, biraz çekingen, içine kapanık kişilerin sevgi arayışı içinde başvurdukları bir ortam da olabiliyor. Bu nedenle hemen karşı çıkacağına, bu adamı biraz tanımaya çalış. Ablana tamamen engel olacağına, temkinli davranması için onu uyar. Çok fazla da karışma. Birbirlerini gerçekten seviyorlarsa, sonra ablan sana kin duyabilir.