Paylaş
Sevgili Güzin Abla, 40 yaşındayım ve hiç evlenmedim.
İyi bir eğitimim, gıpta edilecek bir işim var ve şükürler olsun güzel bir kadınım. Bugüne kadar çok sevildim ama ben sevemedim onları ve hep ayrıldım...
Yaşıtlarımın boylarıyla çocukları varken, kendime bu konuda baskı yapmadım. Yapmam da...
4 yıl önce 46 yaşında bir erkekle tanıştım, eşi yıllar önce bir hastalıktan vefat etmiş, 2 oğlu var. Birisi evliydi, diğeri bekar... Ama hepsi de aynı evde yaşıyorlar.
Mesleğimiz, ilgi alanlarımız, giyim tarzımız, hayata karşı neşemiz bizi bütünleştiriyordu. Her şey o kadar güzel gidiyordu ki, ailesiyle tanışana kadar...
Tabii ki yaşımız gereği, gizli saklı buluşmak istemediğimiz için ailelerimize açıldık ve aile arası söz kestik.
Ne oldu bilmiyorum ama her şey çok güzel giderken, büyük oğlu beni kabullenmedi ve daha sonra annesinin ölümünden sonra büyük bir travma yaşadığını öğrendim. Sözlümün benden önce kimle beraber olursa olsun, mutlaka bir şey bulup onları ayırdığını da öğrendim. Çocuğun en büyük sorunu, benim anne olmamamdı.
Çünkü bugüne kadar sözlümün beraber olduğu kadınların hep çocukları varmış. Aslında bunu da sorun yapıyormuş. Ama bana da o kadar kötü davranıyordu ki, resmen beni düşman gibi görüyordu.
Bunları da sorun etmedim. Ama işin kötü yanı ben ne dersem diyeyim, hep onun çocukları haklıydı, her konuda...
Daha sonra böyle yürümedi ve ayrıldık tabii ki. Çok mücadele verdim çünkü ilk defa olduğu gibi sevebildiğim, güvenebildiğim bir erkek vardı karşımda. Çünkü inanıyordum ki o da bana âşık olmuştu.
Şimdi tam 4 sene oldu ayrılalı ve ben onu halen unutamıyorum. O sanki benim ruh ikizimdi. Bana yardım edin, o bana değer verseydi, bu kadar canımı acıtmazdı değil mi?
Aslında o kadar çok yıprandım ki o kadar çok utandım ki...
Başka kızların 18’inde yaptığı hatayı, bu yaşımda yaptığım için, annemi babamı üzdüğüm için...
Çok çok üzgünüm. Şimdi beynimde deli sorular var, acaba onu arasam mı?
Ama ben onun için değerli olsaydım, o beni aramaz mıydı?
◊ Rumuz: Umut etmeli miyim?
YANIT
Sevgili kızım, kendini suçlamayı bırak, utanacak bir şey yapmamışsın ki...
Sadece birini sevmişsin, onunla bir hayat kurmayı düşünmüşsün. Ailenin üzülmesine senin davranışın değil, o beğendiğin ve sevdiğin adamın çocuklarına karşı zayıf tutumu neden olmuş.
Evlilik yaşına gelmiş bir genç adamın, babasının evleneceği kadına karşı bu tutumu elbette normal değil.
Elbette annesinin ölümü üzerine babasının yanında bir başka kadının varlığına katlanamamasını bir yere kadar anlayışla karşılayabiliriz ama bu sonuçta büyük bir bencillik değil mi? Söz konusu sen değilmişsin ki babasının ilgi duyduğu tüm kadınlara karşı tepki göstermiş.
Diğer kadınların çocukları olması belki bir sorun olabilirmiş ama işte senin çocuğun da olmadığına göre, buna neden karşı çıkmış, anlamak zor.
Bir de üstelik bu adamın evli oğlu, bekar olan oğlu da aynı evde yaşıyorlarmış.
Sen evlendiğinde eminim bu çok büyük sorun yaratacaktı.
Ama en büyük sorun bence bu beyefendinin çocuklarına karşı zaafı ve seninle beraberliğini koruyamaması.
Demek ki senin de dediğin gibi, sana layık olduğun değeri vermemiş.
Üzülmene hiç gerek yok. Ama sakın onu aramayı düşünme... Eğer isteseydi, ya da o da senin gibi düşünseydi, o seni aramaz mıydı?
Olmayacak bir beraberliği kafandan da yüreğinden de silip atmayı başarmalısın. İşte o zaman yeni bir beraberliğe kanat açabilirsin.
Paylaş