Geçen hafta Kanal D’de ödüllü bir film yayınlandı. Ünlü yönetmen Ferzan Özpetek imzalı ve konusu İtalya’da geçen Cahil Periler, sıra dışı bir öyküyü dile getiriyordu.
Sinema tarihinin en güzel gay filmleri listesinde ilk 10’a giren film, anlaşılacağı gibi hem eşini çok seven, hem de kendi evinin ve iş dünyasının dışında bambaşka bir hayat yaşayan, eşcinsel ilişki içindeki bir adamın öyküsünü dile getiriyordu. Bir araba kazası sonucu zamansız bir ölüm onu eşinden ayırınca, genç kadın, kocasının bir başka kadınla ilişkisi olduğunu düşünerek, yaşamını araştırmaya başlıyor ve beklediğinin aksine, karşısına bir kadın değil, bir erkek çıkıyor.
Bu bir filmdi. Ama bugün size sunduğum gerçek bir öykü. Genç bir kadın, evlenmeye hazırlandığı, hayatının erkeği olarak gördüğü adamın sıra dışı ilişkisini öğreniyor. Ve bir şok yaşıyor. "Keşke bir kadın olsaydı" bile diyor
Dünya giderek değişiyor; artık hiçbir şey inanılmaz gelmiyor da insana.
Rumuz: Mathilda
Anlattıklarımı şaşkınlıkla karşılayacağınızı biliyorum. Ben de olayın şaşkınlığı, üzüntüsü ve dehşeti içerisindeyim. Yaşadığım olayın üzerinden bir ay geçmesine rağmen, hálá kendime gelemedim... Umarım kimse benim bu yaşadıklarımı yaşamaz. Böyle bir şok geçirmez.
Bir yıl kadar önce biriyle tanıştım; ona aşık oldum ve kısa süre içerisinde birbirimize bağlandık. Dünyanın en kibar, en hoş, kadına değer vermesini bilen, en nazik erkeğiydi. Beni mutluluktan uçuruyordu. Bu yaz evlenecektik. Planlarımızı yapmıştık bile... Eşyalarımız, gelinliğim, her şeyim seçilmişti.
Şimdi düşünüyorum da, nasıl bir yardım geldiyse, tam zamanında bana gerçeği gösterdi. Tam zamanında, evlenmek gibi bir hataya düşmemi önledi.
Şubat ayından beri onda bazı değişiklikler fark ediyordum. Bana karşı eskisi gibi sıcak değildi; her gün görüştüğüm, beni görmeden duramayan adam çeşitli bahaneler yaratarak görüşmek istemiyordu. Bense işlerinin yoğun olduğunu düşünüyordum. Arada sırada hayatında başka bir kadın mı var diyordum.
Keşke kadın olsaydı! Evet, yanlış okumadınız...
Bir gün dışarıda yemekteydik. O tuvalete gitmek üzere masadan kalktı; cep telefonu ceketinin cebindeydi.
İçimden bir his telefonuna bakmam gerektiğini söyledi. Aldım, mesajlar bölümüne girdim ve çeşitli aşk mesajlarıyla karşılaştım. Sonra da mesaj gönderen numarayı aradım ve ikinci şokumu yaşadım. Karşımda bir erkek sesi vardı ve telefonu aşkım diye açmıştı. Yanlışlık olduğunu düşünerek, yüzüne kapadım. Ama bu sefer o aramaya başladı. Telefon çalıyordu ve ben ne yapacağımı şaşırmıştım. Sevgilim dönmeden alelacele telefonu tekrar ceketinin cebine koydum. Telefon çalmaya devam ediyordu. O sırada sevgilim geldi, telefonu açtı ve müsait değilim diyerek kapattı. Kim olduğunu sorduğumda da, "İşten bir arkadaşım" dedi. Ne söyleyebilirdim ki ?.. Bir yıldır tanıdığım, güvendiğim adamın böyle bir ilişki yaşamasını hálá ona konduramıyordum.
Her şeye rağmen emin olamıyordum ve bu nedenle sevgilimi takip etmeye karar verdim. Ertesi gün işten biraz erken çıkıp, gizlice onu iş çıkışında bekledim. Gerçekten de bir süre sonra çıktı; arabasına bindi, ben de arkasından izledim. Evinin önüne geldik. O an kendime çok kızdım; haksız yere şüphelendiğim için. Evine çıktı, hemen cebinden arayıp, "Sana geliyorum" dedim. O ise "Toplantım var bugün görüşemeyiz" dedi. Beklemeye karar verdim. Birkaç dakika sonra apartmanın önüne bir taksi yanaştı. Taksiden 25-26 yaşlarında bir çocuk indi; binaya girdi. Bir süre daha bekleyip yukarı çıkmaya karar verdim.
15 dakika sonra yukarı çıktım. Bendeki yedek anahtar ile usulca kapıyı açtım. Salonda kimse yoktu, televizyon açıktı. Yatak odasına gittim. Ve gördüğüm manzara karşısında şoka girdim. Birkaç dakika önce taksiden inen çocukla, sevgilim yatakta sevişiyorlardı. Beni görünce toparlanmaya çalıştılar. Ne yapacağımı bilemeden, hiçbir şey söyleyemeden evi terk ettim. Günlerce kendime gelemedim. Telefonlara çıkmadım, görüşmedim ve sizden başka da hiç kimseye hiçbir şey anlatmadım. Çünkü onun bu ilişkisinden, ondan çok ben utanıyordum. Böyle bir adamla, bir yılı aşkın bir süredir beraber olduğum ve evlenmeyi düşündüğüm için utanç içindeydim.
Olayın üzerinden bir ay geçti. Kafamı her yastığa koyduğumda o olay gözümde canlanıyor. Beni hálá arıyor, konuşmamız gerektiğini söylüyor ama bu yaşananların konuşulacak bir yanı olduğunu düşünmüyorum.
Artık kimseye güvenim yok; özellikle erkeklere hiç yok. Neden böyle bir şey yaptı?.. Benden önce de böyle bir hayatı var mıydı bilmiyorum. Bir kadınla normal bir şekilde birlikte olabilen bir erkeğin böyle bir ilişki yaşamasına akıl sır erdiremiyorum.