Paylaş
Eşimle beş yıllık evliyiz. Yakında da bebeğimize kavuşacağız, evimizde de üç yaşında bir köpeğimiz var. Ailelerimizin de baskısıyla, eşimle aklımıza bazı sorular gelmiyor değil.
Özellikle hem köpeği hem de bebeği bir arada yaşatmak mümkün olacak mı? Köpeğimizin yeni doğacak bebeğimize zarar verebileceğini düşünmek bile istemiyoruz ama ya bebeğimizin sağlık açısından bir sorun yaşamasına neden olursa diye çok üzülüyoruz. Örneğin alerji yapabileceğini söylüyor büyüklerimiz.
Sonunda köpeğimizi gözden çıkarmamız söz konusu olabilir mi?
Rumuz: Bebekle-Köpek
Son zamanlarda Facebook’ta, Twitter’da sıkça sahibi hamile kaldığı ya da doğum yaptığı için evden atılan kedi-köpek ilanlarına rastlıyorum. Çok üzülüyorum, çünkü bu hayvancıkların akıbetlerinin ne olacağını çok iyi biliyorum.
Bu durumda genel olarak, bebekle köpek ya da kedinin bir arada büyüyemeyeceği düşüncesine karşı bu konuyu araştırdım, danıştım.
Yapılan araştırmalar, özellikle doğumundan itibaren evde evcil hayvanla büyüyen bebeklerin, bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğunu gösteriyor. Ayrıca eğer genetik bir alerjik problem yoksa, yine kedi ya da köpekle büyüyen çocuklar alerjik hastalıklara karşı daha az risk taşıyor.
Tabii bu arada hayvanın düzenli aşılarını, bakımını, temizliğini ihmal etmemek önemli.
Diğer yandan, hayvanla büyüyen çocukların kendilerine daha güvenli, diğer canlılara ve çevrelerine karşı daha duyarlı oldukları anlaşılmış. Buna gönülden katılıyorum. Çünkü bunu ben torunumda birebir yaşadım.
Bu çocuklar diğerlerinden farklı olarak paylaşmayı ve sorumluluk almayı öğreniyorlar. Evcil hayvanlarla büyüyen çocuklarda sorumluluk duygusu çok daha farklı oluyor. Bu çocuklar düzenli olma ve güvenilir olma konularında da bir adım önde yer alıyorlar. Evcil hayvanın ona ihtiyacı olduğunu bilmesi ve o hayvanın sorumluluğunu taşıması sebebiyle çocuklardaki özgüven duygusu da gelişiyor.
Hayvanın beslenmesi, gezdirilmesi gibi görevleri üstlenen çocuk bunların karşılığında hayvanın sevgisini kazanarak, hem sorumluluk üstlenmiş hem de dostluk nedir öğrenmiş oluyor. Böylece çocuk; insan ilişkilerinin temeli olan sevmeyi, vermeyi, paylaşmayı ve kendi kendine yetmeyi öğreniyor.
Psikologlar küçük yaşlarda hayvan sevgisini öğrenen bireylerin ileri yaşlarında insanlara, hayvanlara, yaşlılara karşı daha merhametli olduğunu söylüyorlar.
Hayvanla büyüyen çocukların suça meyletme ihtimalinin de çok düşük olduğu psikologların bir başka uyarısı.
Çocuklar için hayvan sevgisi okşamak, sarılmak ve oyun oynamak anlamına geliyor.
Hayvanlar da çocukları oldukları gibi kabul ettikleri için aralarında farklı bir bağ oluşuyor. Çünkü onların çocuklara ayıracak zamanları hep vardır, siz sürekli meşgul olsanız da çocuğunuz onun sayesinde kendini asla yalnız hissetmez.
Özellikle de tek çocuklarda ortaya çıkabilecek yalnızlık ve arkadaşsızlık duygusu bu nedenle onlarda görülmez, her türlü sıkıntılarını dört ayaklı dostlarına anlatabildikleri, kendilerini sabırla dinletebildikleri için de dostlukları sonsuzdur.
Köpek sahibine bağımlıdır. Bu yüzden hayvanın aileye katılacak bu yeni bireye adapte olması için, onu biraz hazırlamak gerekebilir. Bu da tabii yine sevgiyle başarılır, sonunda gelen bebeği de ailesinin bir üyesi olarak görür, ona da aynı şekilde sevgiyle ve sadakatle bağlanır.
Kısacası, köpeğiniz, bebeğinize sevgiyle bağlı sessiz bir dadı olacak.
Çocuk, sevgi ve ilgi verdikçe, özellikle köpek gibi sadakat duygusu olan canlıların, ona nasıl fazlasıyla karşılık verdiğini gördükçe, sevginin erdemini de idrak ederek sevginin karşılıklı bir ilişki olduğunun farkına varabilir.
Sonuçta hayvanla büyüyen, daha bebeklikten itibaren hayvanları, doğayı, canlıları seven bir çocuk, dolayısıyla mutlu bir çocuk, hayata karşı daha pozitif, sosyal ve sevgi dolu olacaktır.
Paylaş