Paylaş
Benim başıma böyle bir şey asla gelmez sanmıştım ablacığım, ama geldi. Hayretler içindeyim ve ne yapacağımı gerçekten bilemiyorum.
Eşimle iki yıllık evliyiz. Birbirimizi üniversite yıllarından beri tanıyoruz.
Önceleri çok iyi arkadaştık, sonra sevgili olduk... Aramızda çok güzel bir çekim vardı. Her konuda anlaşıyorduk...
Ve ailelerimizi de razı edip, okul biter bitmez evlendik.
O askerliğini erteletti. Birlikte master yapmak için yurtdışına çıktık. Ailelerimizin de desteğiyle İngiltere’ye gittik. İkimiz de hem çalışıyorduk, hem de eğitimimize devam ediyorduk.
Aslında çalıştığımız işler basit, sıradan ve bizi ancak günlük yaşatacak kadar para kazandığımız işlerdi.
Garsonluk, bulaşıkçılık, ütücülük, bebek bakıcılığı gibi işler kısacası.
Üniversite bitirmiş olmamız iyi bir iş bulmamıza hiç de yardımcı değildi. Ama o kadar mutluyduk ki tek odalı dairemizde... Yorgun da olsak, her gece çok büyük heyecanla birbirimize sarılıyor, deli gibi sevişiyorduk.
Zaman içinde arkadaşlar edindik. Gruplara katılmaya başladık. Sevişmelerimiz eskisi kadar sık tekrarlamasa da ben onu deliler gibi seviyordum.
Yorgun ve bıkkın olduğunu düşünüyordum. Bir süre daha orada kalıp yurdumuza döneceğimizi düşünerek sabrediyordum.
Döneceğimiz günler yaklaşmışken olan oldu. Bir felaketle karşılaştım...
Belki de bir kadının yaşayabileceği en inanılmaz olay geldi başıma.
Bir gün işyerinde ateşim çıktı ve eve erken döndüm. Eşimin de işinde ya da okulunda olduğunu sanıyordum. Kapının önüne geldiğimde bir gariplik olduğunu anladım.
İçeriden sesler duydum, bu bana hiç normal gelmedi.
Kapıyı açtığımda karşılaştığım manzara kolay kolay hazmedilebilecek gibi bir şey değildi. Eşim yatağımızda, bir başka erkekle beraberdi. Şoka girdim. Dilim tutuldu ve hareket edemez hale geldim. Gözlerimden yaşlar boşalıyordu. Ne diyeceğimi bilemeden öylece taş kesilmiş halde onlara bakıyordum.
Diğer genç adam yataktan fırladı, yerdeki giysilerini aldı, odadan çıktı. Eşim ise öylece hareketsiz bana bakıyordu.
Sonunda sadece “Neden geldin?” diye saçma sapan bir soru sordu. Bense ağlıyordum ama sesim çıkmıyordu.
Biraz toparlandıktan sonra kararımı verdim. Hemen bir uçak bileti ayarladım, memleketime dönecektim.
Valizlerimi hazırlarken, eşim “Saçmalama, sana izah edeceğim, böyle gidemezsin” gibi aptalca konuşmaya devam ediyordu.
Her şeyimi hazırladım.
Ona elimle “sus” der gibi bir işaret yapıp bir köşeye oturdum. Uçak sabah çok erken saatteydi. Bütün gece uyumadım, öylece bekledim.
Bana engel olmak istedi ama ben kararlıydım. Yüzlerce kez af diledi, bir şaşkınlık anında olduğunu, kendini tanıyamadığını tekrarlayıp duruyordu, beni kaybetmek istemediğini, bunun bir fantezi olduğunu söylüyordu.
Dinlemedim, sonra onu orada bırakıp ailemin yanına döndüm. Kimseye bir şey söylemedim. Söyleyemedim.
Döneli iki ay oluyor. O orada kaldı, hemen her gün telefonla arıyor, mail atıyor... Ama ben karşılık vermiyorum.
Ailem benim halimden bir şeyler olduğunu anlıyor ama onlara rahatsızlandığım için döndüğümü söylediğimden seslerini çıkarmıyorlar.
Düzelmemi bekliyorlar.
Güzin Abla söyle şimdi bana... Ne yapmalıyım? Bu durumu nasıl karşılamalıyım? Boşanmalı mıyım? Hâlâ onu sevdiğimi biliyorum, o da sürekli sevgisinden söz ediyor.
Ama ben bu durumu nasıl hazmedebilirim?
Kendi kendime sürekli şunu soruyorum: Bir kadınla mı olması bana daha çok koyardı? Yoksa bir erkekle olması mı?
Ne olur akıl ver, bu durum geçici midir?
Yoksa o artık bir gay mi?
◊ Rumuz: Akıl almaz
YANIT:
Sevgili kızım, şimdi sana söyleyeceklerim belki inanılmaz gelecektir ama bazı erkeklerin hayatlarının bir bölümünde böyle bir değişiklik yaşadıklarını söyleyebilirim. Tabii ki genelleme yapmıyorum ama, ya çocukluk dönemlerinde, ya genç delikanlılık çağında böyle bir eğilim duydukları, bunu bazen yaşadıkları bazense sadece hayal düzeyinde kaldıkları gerçeğini bilmelisin.
Bazı çok değerli yabancı yazarlar, kitaplarında bu gibi maceralarını açık açık anlatmışlardır hatta...
Sorun senin bu durumu nasıl kabulleneceğin ya da kabullenemeyeceğin...
Hayat bazen insanın karşısına çok karmaşık, beklenmedik olaylar çıkarabiliyor.
Dediğin gibi eşinin seks arkadaşı bir kadın olsaydı kabullenebilecek miydin?
Yoksa böyle bir durum karşısında mı daha büyük bir tepki duyuyorsun?
Düşün ki, bir kadın olarak karşındaki senin hemcinsin olmadığı için bir rekabet duygusuna kapılmayabilirsin.
Ondan belki de daha az nefret eder, geçici bir fantezi olduğunu daha kolay kabullenebilirsin.
Ancak sonuçta karar verecek olan sensin.
Onu seviyorum ama söylemeye korkuyorum
Güzin Abla, 20 yaşında bir kızım ama aşk acısı çekiyorum. Sevdiğim kişiye sevdiğimi söyleyemiyorum, korkuyorum. Neden diye soracak olursan bu sevdiğim kişiyle ailelerimiz görüşüyor. Eğer ona sevdiğimi söylersem ve beni reddederse, hem onu hem de ailesinin aileme karşı tutumunun değişmesinden endişe ediyorum. Hem de sevdiğim kişiyle aramda yedi yaş var, beni çocuk gözüyle görmesinden endişeleniyorum. Onu ara sıra görüyorum, konuşuyoruz ama bana ne gözle bakıyor bilemiyorum. Bana yardımcı olursan sevinirim.
Rumuz: Karamsar
YANIT:
Doğrusunu istersen sevgili kızım, sana ne gözle baktığını, seni çocuk olarak mı gördüğünü anlayabilmek için biraz delil gerekli. Mesela seninle uzun uzun sohbet etmekten hoşlanıyor mu? Sana takılıyor, şaka yapıyor mu? Sana iltifat ediyor mu? Yoksa sıradan bir selamlaşmadan hal hatır sormadan öteye geçmiyor mu görüşmeleriniz?
Eğer bu son söylediğim gibiyse pek ümitlenme derim. Ama sana tatlı tatlı bakıyorsa, lafı uzatmaya çalışıyorsa, senden hoşlandığı düşünülebilir. Aranızdaki 7 yaş fark hiç önemli değil. Hatta iyi bile... birbirinize karşı ciddi bir şeyler hissediyorsanız, aileler neden karşı çıksın? Ama bence sevdiğini söylemeden önce, onun duygularını anlamaya çalışmalısın. Yoksa hayal kırıklığına uğrarsın. Üzülürsün.
Karım bana çocuklarımı göstermiyor
Sevgili ablacığım, ben Almanya’da yaşayan bir genç adamım. Eşimle 6 ay önce boşandık. Benim de hatalarım oldu. Beni çalıştığım yerdeki bir hanımla ilişki yaşamakla suçladı. Aslında ilişki değil ama aramızda küçük bir yakınlaşma olmuştu. Şimdi ayrıldık zaten, çoktan bitti. Ben aslında karımı seviyordum. Şimdi karım çocuklarımı da alıp memlekete döndü. Ailesinin yanına yerleşti.
Hem onu hem de çocuklarımı özlüyorum. Biri 14, diğeri 11 yaşında iki kızım var. Gözümde tütüyorlar. Kızlarım her şeyi anlayabilecek yaştalar ama onları dolduruşa getirdi ve benden nefret ettirdi. Beni görmek istemiyorlar. Geçen yaz onları görmeye gittim, karım ve ailesi karşı çıkıp göstermediler. Ne yapacağımı şaşırdım, lütfen bana bir yol göster.
Rumuz: Hasretim
YANIT:
Sevgili oğlum, bilmem karına onu ne kadar sevdiğini, özlediğini çok pişman olduğunu söyleyebildin mi? Ona bir şekilde ulaşabildin mi? Mektup yaz, mail at, mesaj çek, ama mutlaka ulaş. Kendini affettirmeye çalış...
Karının çocuklarını sana göstermeme hakkı yok. Yasal olarak çocukların velayeti ona bile verilmiş olsa, senin onları haftada ya da 15 günde bir görme hakkın var. Bunu mahkeme yoluyla elde edebilirsin.
Onları görmeye gittiğinde hafta sonu alabilirsin, seninle de kalabilirler. Çocukları sana karşı doldurmuş da olsa, kan çeker, onları bir kez kucakladın mı, babalarını özlediklerini hatırlayacaklardır. Onlar artık koca kızlar, durumu açıklar hata ettiğini, bundan dolayı ne kadar pişman olduğunu onlara da belirtebilirsin...
Paylaş