Kızlarım büyüdükçe onlarla anlaşamaz oldum

Kızlarımla büyük çatışmalar yaşıyorum. İki kızım bir oğlum var. Çocuklarım büyüdü, kaynana derdim bitti derken neden böyle oluyor, inanın anlayamıyorum.

Haberin Devamı

Sevgili Güzin Abla, genç kızlığımdan beri devamlı sizi okurum. Ben 1996 senesinde evlenip, eşimin yanına Almanya’ya geldim.
İlk başlarda kayınvalidemlerle çok büyük problemler yaşadım.
Tam bunları atlattım, kurtuldum derken şimdi de kızlarımla büyük çatışmalar yaşıyorum. İki kızım bir oğlum var.
Çocuklarım büyüdü, kaynana derdim bitti derken neden böyle oluyor, inanın anlayamıyorum.
Çocuklarım benim canım ciğerim, onlarsız zaten bir yaşam düşünmem imkansız. Eşim gayet anlayışlı ve fedakâr bir insandır. Benim biraz saldırgan bir kişiliğim var.
Aslına bakarsanız doğrucuyumdur.
Doğrucu olmak sanırım hiç iyi bir şey değilmiş. Kimse bana doğruları söylediğim için teşekkür etmedi bugüne kadar.
Her şeyin yerine göre yapılmasını, zamanında ve iyi şekilde sonuçlanmasını istiyorum. İyi bir öğrenciydim, hayatımda hep doğru ve dürüst olmaya çalıştım. İnsanlara yardımcı olmak için elimden geleni yaptım.
Çocuklarımın da iyi yerlere gelmelerini, iyi ve kötüyü ayırt edebilmelerini istiyorum. Daha doğrusu onların temiz ve düzenli bir yaşam sürmelerini isterken onları dışarıdan gelebilecek kötülüklerden korumaya çalışıyorum.
Ama olmuyor, kızlarım kendi başlarının çaresine bakabileceklerini ve onlara karışmamam gerektiğini söylüyorlar. Onlara göre hayatlarını kısıtlıyormuşum. Bu yüzden bana düşman gibi davranıyorlar...
Kısacası kızlarımla problemim var. Ne yapabilirim, bana nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Elimden gelinceye kadar kızlarıma sevgi ve şefkat göstermeye çalışıyorum, ama nedense olmuyor. Acaba onların büyüdüğünü ve onların kendilerine ait kişilikleri olduğunu mu kabul etmek istemiyorum?
Yaşlandığımı ve yıprandığımı hissediyorum. İnanın çocuk büyütmek kadar zor bir meslek yok dünyada.
Burada bu yaşıma kadar yapmadığım iş kalmadı ama özellikle yurtdışında çocuk büyütmek daha da zormuş.
Rumuz: Kızlarım

YANIT

Haberin Devamı

Sevgili kızım, belli ki kızlarınız ergenlik çağındalar. Kendi çocukluğunuzu hatırlasanıza. Siz de büyüklerinizi kendinize düşman gibi görmez miydiniz o dönemde?
Genç kızlık döneminizi düşünün... Her hareketinize karıştıklarını, size yaşam fırsatı tanımadıklarını, mutluluğunuzu engellediklerini farz ediyor, bu nedenle de hiçbir şeyinizi onlara anlatmak istemiyordunuz, değil mi?
İşte bu yüzden onlara anlayış göstermek zorundasınız. Ters ve agresif davranmak yerine, onlara sıcak davranmalısınız.
Alttan alın, sorunlarına eğilin. Size açılabilmeleri, örneğin hoşlandıkları, arkadaşlık ettikleri birileri varsa size anlatabilmeleri için onlara güven verin.
Göreceksiniz, sorunlarını size anlatabildiklerini görünce onlar da rahatlayacaklardır.
Bana yazan genç kızların en büyük derdi ne biliyor musunuz, sorunlarını aileleriyle paylaşamamak, bu cesareti bulamamak.
Madem evlatlarınız her şeyiniz, büyüklerinizle yaşadığınız sorunları onlara yaşatmayın.

Haberin Devamı

Ben kısıtlamalarla yaşayamam bu yüzden evli  bir erkekle beraberliğe katlanamam

Geçtiğimiz günlerde bir genç kadın okurunuz, köşenizde evli erkek arkadaşı ile beraberliğini savunuyordu.
Bu konuda hatırlatmak istediğim bir nokta var; çok meşhur bir kadın sanatçımız, seneler önce evli ve ünlü bir erkek ile uzun zaman beraber olmuş ve sonunda da adamın eşinin olayı öğrenmesi sonucu, ayrılmak zorunda kalmıştı.
Daha sonra ünlü bir kişiyle evlendi, çocuğu oldu ancak kocasının oyuncu bir kızla ilişkisi ortaya çıkınca, boşandılar.
Ancak hayli soylu bir davranışta bulunarak kocasını hiç suçlamadı. Ayrılığa sebep olan kadın aleyhinde dahi konuşmadı. Kim bilir, seneler önce aynı olayları yaşadığını belki de unutmamıştı.
Evet, soğukkanlı davranıp, eşiyle yine dost kaldı.
Gerçekten örnek bir davranıştı bu. Benim evli bir erkekle neden asla ilişki kuramayacağıma gelince, gayet basit.
Karısı üzülmesin, karısı duymasın diye ben onunla istediğim gibi gezemezsem, tiyatroya, konsere yemeğe gidemezsem, tatile çıkamazsam, bana öncelik verilmeyecekse, onun eşine mahkum olacaksam, ben böyle bir aşkı istemem.
Ben kısıtlamalarla yaşamaya layık değilim. Buna katlanamam.
Mal, mülk ya da soyadı istemiyorum. Beraberliği dolu dolu yaşamak istiyorum.
Anlamadığım şey, okurunuz, “Aşk bitince beraberlikler niye sürer ki?” diye soruyor.
Artık sevmediği karısı ile evliliğini hâlâ sürdüren erkeğe niye sormuyor bunu?
Eğer insanlar bu tür ilişkilerde mutluluğu bulduklarını düşünüyorlarsa, mutluluklarının devamı dileğiyle...
Bana gelince, ben sevdiğim adamla nikâhsız yaşıyorum. Evliliğe ne gerek var? Sevdiğim erkek evli olmadıktan sonra...
Biz gönlümüzce, özgürce yaşıyoruz!
Rumuz: Özgür kadın

YANIT

Haberin Devamı

Elbette bu senin hayatın sevgili kızım, böyle mutlu olduğunu düşünüyorsan, senin bileceğin şey. Evli bir erkekle özgürce beraberlik yaşanmayacağını tabii ki çok gerçekçi bir şekilde yorumluyorsun.
Pek çok istek ve beklentiden vazgeçmek zorunda bu kadınlar.
Yalnız geçen hafta sonları, hep kaçamak ve gizli kalmaya mahkum buluşmalar, kaçamak ya da yalnız başına geçirilen tatiller...
Bayramlar, özel günler... Ancak yine de şu “evliliğe ne gerek var” sözünü samimi bulmuyorum.
Çünkü sonuçta sevdiğin erkek evli olmasa da, bir kadın olarak mutlaka anneliği tatmak istemeyecek misin? Bu aşırı modern düşünce tarzın, bir gün gelip anne olmak istediğinde değişmeyecek mi?
Belki ben eski ekol sayılıyorum ama hâlâ, her şeye rağmen evlilikten yanayım. Tabii mutlu ve huzurlu bir evlilik olması şartıyla...
Yoksa bu dünyaya eziyet çekmeye gelmedik elbette...
İşte bu yüzden yürümeyen evliliklere, ilişkilere son vermek gerektiğini düşünüyorum...

Yazarın Tüm Yazıları