Ben artık binlerce hayranı olan bu şöhretli kadınları anlayamıyorum. Anlamam da mümkün değil...
Geçtiğimiz perşembe günü Kelebek ekimizde, Hürriyet’in manşetine de taşınan bir röportaj yayınlandı. Daha yazının başlığını görür görmez yine bir öfke seline kapılıverdim. Ben de dahil tüm kadın yazarlarımız ve tüm yayın grubumuz, yıllardır ön ayak olduğumuz "Şiddete son" kampanyalarıyla kadınlara el kaldırmanın bir zayıflık ve ilkellik işareti olduğunu, kadının asla dayak yemeyi hak etmediğini, dayağa boyun eğmemeleri gerektiğini anlatmak için yırtınıyoruz.
Buna karşın topluma örnek olması gereken sanatçılarımız, hiç düşünmeden konuşuyor ve zaman zaman toplumu kötü yönlendirdiklerini anlamıyorlar bile...
Sahnelerimizin kraliçesi olarak bilinen bir hanım sanatçımız da bazen akıl almaz sözler sarfediyor. Örneğin kendisini aldatan eşiyle ilgili bir konuşmasında, kameralar karşısında "Tüm erkekler aldatır, aldatmayan erkek yoktur" diyebiliyor. Hem de sözlerinin ne kadar yanlış olduğunu, kimlere ulaştığını hiç düşünmeden...
Şimdi ise Demet (Akalın) Hanım çıkmış, "Eşim keşke bana şöyle bir iki tokat atsaydı, maço olsaydı, boşanmazdık. Ben maço erkek isterdim" diyor. Bu nasıl bir beklentiyse işte! Eski eşinin resmine bakıyorum; tertemiz yüzlü, efendi, sakin görünümlü, terbiyeli, iyi yürekli, çocuksu bir genç adam... O hanımefendinin beklediği gibi kadın döven bir maço erkek olmaktan uzak, belli ki hassas yapıda bir genç...
Ama işte şans bu ya, karşısına maço erkek isteyen bir kadın çıkmış. Oysa o hanımefendiyi evire çevire dövseymiş, onu çok mutlu edecekmiş; ne bilsin genç adam! Ona ailesi, çevresi, eğitim aldığı öğretmenleri insan gibi davranmayı, kadınlara saygı göstermeyi, şiddetten kaçınmayı öğretmişler. O kadına tokat atmayı değil, okşamayı biliyor.
Yazık, çok yazık... İşte bu hanımlar, bu sahne ve müzik dünyasının özellikle gençlere hitap eden sanatçıları, topluma böyle örnek oluyorlar, ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor.
Ben bu köşede, herkese şiddetin ne kadar insanlık dışı bir olay olduğunu anlatmak için kendimi parçalayayım yıllardır... Dayak ve şiddet konularında sık sık yazılar yazıp, öğütler vereyim. Benim gibi bizim "Aile içi şiddete hayır" grubumuz da Türkiye çapında girişimlerde bulunsunl... Ne gam!
İşte bir sanatçımız iki çift laf ediveriyor ve bütün bu çabaları bir anda yıkıyor. Demek şiddetten hoşlanan kadınlar da var hálá bu dünyada. Erkekler de "Eh! Maço olalım bakalım" diyorlar; zaten yapılarında da var ya... Sevdikleri kadına patlatıyorlar tokadı; tabii sevgi belirtisi olarak canım!
Tanrım sen bana sabırlar ver!
Eşine aramızda geçen her şeyi anlatmış
Sevgili ablacığım, ben genç bir kızım. Bundan dört sene önce başlattığım bir hikayeye son verdim. Nedeni o kişinin evli olması ve benim onca ümitlerime rağmen hiçbir şeyin değişmemesiydi... Şimdi ise beni gerçekten seven ve benimle hayatını birleştirmek isteyen biri var.
Öte yandan 4 sene beraber olduğum kişi benim bu kararıma karşı çıktı. Eşine aramızda olan biten her şeyi anlattı ve şimdi benim yüzümden yuvasını yıkıyor.
Ben ise bunca yıl hep bunu beklemişken, şu anda ne yapacağımı bilmez durumdayım. "Bunu niye seninle beraberken yapmadın da şimdi yaptın?" diye sordum. Bensiz olamadığı için yaptığını söyledi. Her zaman çocuklarını kaybetmekten korkarken şimdi nasıl oldu da boşanmayı göze aldı diye düşünüyorum. Biliyorum "Evli biriyle olman zaten hataydı" diyeceksin, ama bir cahillik yaptım ve bunun farkındayım. Acaba diyorum; eşiyle ben de konuşsam ve "Onunla aramızda artık hiçbir şey kalmadı, ben kendi hayatımı kurdum" desem, eşini affetmesi için yalvarsam, iyi yapar mıyım?
RUMUZ: NEDEN ŞİMDİ?
Sen önce bana söyle bakalım, "Beni gerçekten seven ve hayatını birleştirmeye hazır birini buldum" dediğin bu genç adamı sen seviyor musun gerçekten? Yoksa bunca yıl ötekini bekledikten sonra, hazır birini bulmuşken evleneyim gitsin diye mi düşünüyorsun?
Eğer bu genç adam seni gerçekten seviyorsa, onunla mutlu olabileceğine inanıyorsan ve sen de onu seviyorsan, hiç düşünme... Ötekini de aklına bile getirme, evlen kızım. O bunca sene seni düşünmüş mü? Bir sürü bahane ile tüm evli erkeklerin yaptığını yapmış, seni oyalamış, seni yedekte tutmuş işte... Şimdi seni tamamen kaybedeceğini anlayınca, başkasıyla evleneceğini duyunca, tutmuş her şeyi eşine anlatmış. Kadıncağız da eminim ki onu kapı dışarı etmiştir. Ona kalsa yine ayrılmak istemeyebilirdi belki de... Her ikinizi de idare etmek daha iyi olurdu tabii.
"Onun yuvasını yıkmak istemedim" diyorsun. Peki "Bunca zamandır beklediğim şeyi neden şimdi yaptı" derken eşinden ayrılması değil miydi kastettiğin?
Sevgili kızım, evli erkeklerle beraberlik, genellikle pek çok kişinin mutsuzluğunu yaratır. Eşiyle konuşmana gerek yok. Eğer sen ona dönmezsen ve evlenmeye kararlı olduğunu görürse, zaten kendiliğinden karısına dönecektir. Bana kalırsa hiç karışma bu işe... Hem evlenmeni engellemek için sana yalan söylemediği ne malum? Belki eşine hiçbir şey söylememiştir bile...
Bu kitap dünya görüşünüzü değiştirebilir
Bir süredir okuduğum bir kitabın çok etkisindeyim. Pek çok konuda dünya görüşümü bile etkiledi diyebilirim. Bu bir başucu kitabı olabilir. Ölüm korkusunu yenmemize yardımcı olan, inançlarımızı güçlendiren, en önemlisi de insan olmanın farklılığını, dünyaya geliş nedenimizi anlamamızı sağlayan bir kitap bu...
Gerçek anlamda insani değerlerimizi, ruhumuzu yüceltmenin yollarını gösteren "Ruhsal Gelişim ve Kader" adlı bir eser bu... Okudukça huzur buluyorsunuz. Yazarı ise size hiç de yabancı değil: Dr. Ender Saraç. Doğal tıp, ayurveda, obezite ve metabolizma uzmanı... Kitabı beğeneceğinize inanıyorum.