Paylaş
Güzin Abla, ben yıllardır kendimi çirkin ve değersiz hissediyorum. Artık yaşamaktan bıktım...
23 yaşındayım, eylül ayında 24 olacağım.
Boyumdan, bedenimden, her şeyimden nefret ediyorum.
O kadar şanssız ve talihsiz biriyim ki, hâlâ üniversiteyi de bitiremedim.
Ailemin de beni sevmediğine inanıyorum. Lise 1’inci sınıfta, henüz 14 yaşındayken servisi öğretmen yüzünden kaçırdığımda bile ailem beni suçlamıştı.
Çevremdekilerin de beni kolay manipüle edebileceğini hissediyorum. Bu yüzden hiç arkadaşım yok.
Liseyi bitirirken mezuniyet törenim olmamıştı. Üniversiteyi bitirirken de yaşım çok ilerlediği için mezuniyet törenine katılmak saçma olacak.
Yüzüm sivilce izleriyle dolu. 6 yıl önce 20 kilo verip zayıflamıştım. Son yıllarda yine kilo aldım.
Bedenime ergenlik yıllarımdan beri tahammül edemiyorum.
Bazen diyorum keşke engelli olsaydım da bunlar başıma gelmeseydi...
◊ Rumuz: Yaşamak istemiyorum
YANIT
Sevgili kızım, açık konuşmam gerekirse çok rahatsız oldum bu yazdıklarından.
Önce Allah seni affetsin, seni bağışlasın, cahilliğine ve gençliğine versin diyeceğim.
Yaşamak istememenin nedeni olarak sıraladığın şu bahanelere bak:
Kilo almışsın, yüzünde sivilce izleri varmış, 23 yaşındaymışsın ama hâlâ üniversiteyi bitirememişsin, mezuniyet törenin olmamış, ailen de seni hiç sevmiyormuş...
Son olarak da beni şoke eden şu cümlen: “Keşke engelli olsaydım da bunlar başıma gelmeseydi...”
Kızım bu nasıl söz! Sen hiç yürüyemeyen, tekerlekli sandalyeye mahkûm olan ya da gözleri görmediği için birilerinin yardımı olmadan iki adım atamayan, kapkaranlık bir dünyada yaşayan engelli insanların neler hissettiğini bilebilir misin? Onlarsa senin yerinde olmak için kim bilir neler verirlerdi...
Engelli insanlar hayata tutunmak için bir şeylere sarılıyor, ufacık bir umut ışığı, bir küçük mutluluk parçası buluyorlar.
Gözleri görmese de müzik aleti çalabilen, Braille alfabesiyle okuyup yazabilen nice güzel insanlar var.
Kolları olmamasına rağmen sadece ayaklarıyla yüzerek, dünya engelli yüzme şampiyonu olan bir genç kız var mesela... Hepsi de hayata tutunmak için güzel bahaneler buluyor ve ölümü düşünmüyorlar.
Onlar güçlü, yürekli insanlar. Yüzlerinde sivilce izi var diye mızmızlanmıyorlar senin gibi.
Şu sıraladığın nedenlere bir bak...
Sivilce izlerini bir güzellik enstitüsünde peeling yaptırarak yok edebilirsin.
Kilo aldıysan, iyi bir diyetisyen eşliğinde zayıflayabilirsin.
Spor yapar, hatta bu sayede moral açısından da çok şey kazanırsın.
Henüz 23 yaşındasın. Bugün 40–50 yaşına gelmiş, kendi çocuğuyla birlikte üniversiteye giden çok başarılı, çok akıllı, çok cesur, yürekli insanlar var. Onlar bile “Kaç yaşında üniversiteden mezun olacağım” diye dert etmiyor. Tam tersi böyle ileri bir yaşta bu kadar büyük bir cesaret gösterdikleri için kendileriyle gurur duyuyorlardır.
Ve gelelim ailenin seni sevmemesine; bu mümkün değil tabii...
Ancak sen her şeyi bu kadar büyütüp hayatını kararttığın için, artık çaresiz kaldıkları için, senden uzak durmayı tercih etmesinler sakın?
İnşallah bütün bu yazdıklarım biraz olsun düşünmene sebep olur ve bu mutsuz, olumsuz, negatif tarzından vazgeçersin.
Paylaş