Kaynanam, kocam, kaynım hep birlikte beni dövüyorlar

Sevgili Güzin Ablacığım; benim derdim çok, artık intihar etmeyi bile düşünüyorum.

Derdimi sorarsan eğer evlendiğim günden beri çekmediğim çile kalmadı, bu genç yaşta dert yumağı oldum. Kocamla zorla evlendirildim, kayınvalidemle oturuyoruz; bir de eltim var, 4 çocuk, kaynana, kayınbaba, kaynım, eltim hep beraber oturuyoruz. Evimiz gecekondu, bana eşya da almadılar, sadece bir kanepe var odamda, kocam yanımda bile yatmıyor. Canı isterse geliyor. Kaynanam, kocam, kaynım, beni dövüyorlar. Bu mektubu komşuma verdim, o sana yollayacak. Benim odamda bir soba bile yok abla, 3 çocuğum var ve bana yapmadıkları eziyet kalmıyor. Ne olur bana yardım edin. Hiç dışarı çıkamıyorum. Beni anneme, komşuya bile göndermiyorlar.

RUMUZ: PAPATYA

Daha Pazar günü, Hürriyet gazetesinde sevgili Emel Armutçu’nun bir yazısını okudum. Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Maud de Boer-Buquicchio, Avrupa’da bile kadına yönelik şiddetin var olduğunu ve bunun sadece eğitimsiz kesimlerde değil toplumun her kesiminde görüldüğünü vurguluyordu. Tabii sevgili kızım, şiddetin tüm dünyada yaygın olması senin çektiğin acıyı azaltmaz ama bir örnek olarak sana söylemek istedim. Hem zaten ben kadın döven, çocuk döven insanların sorunlu, zayıf yapılı, aşağılık kompleksi içinde, kendinden memnun olmayan bireyler olduğunu düşünüyorum. Sanırım pek çok kişi de benimle aynı fikirde... Durumuna çok üzüldüm, sana "Çek git, bırak hepsini baba evine dön" demek isterdim. Ama senin 3 çocuğunla baba evine bile dönemeyecek durumda olduğunu tahmin edebiliyorum, yine de ailen eğer bu yaşadıklarını bilseydi, eminim bir şeyler yapabilirlerdi.

Bir kez onlara anlatmayı dene istersen. Bir de Hürriyet gazetesinin çok başarılı "Aile İçi Şiddete Son" kampanyası var. Sana yardımcı olan arkadaşın aracılığıyla buraya başvurabilirsin. Telefon edip, benim köşeme yazdığını da belirt onlara, sana telefonlarını veriyorum. 0 212 656 96 96 Eminim, sana mutlaka yardım eli uzatacaklardır. Allah yardımcın olsun kızım. Dilerim bir an önce bu merhametsiz insanların elinden kurtulursun.

Ablalarım 9 yıldır annemle görüşmüyor

Canım yanıyor ablacığım... Sizi her gün muhakkak internetten okuyorum. Size yazmak istedim çünkü benim de içim yanıyor. Dertsiz kul yoktur, amenna, ama bazen öyle şeyler oluyor ki insanın yüreği yanıyor, kanıyor. Biz dört kardeşiz, üç kız, bir erkek. Ama maalesef iki ablam aynı şehirde olmamıza rağmen annemle görüşmüyor. Ona dargınlar. Ablacığım tam 9 yıl oldu ben yeğenlerimi göremedim. Öpemedim, sarılamadım. Ben bir teyzeyim ama "teyze" diyenim yok. Annem zavallım çok mahvoldu, çok yandı hálá yanıyor ama gelmiyorlar. Her bayram sadece ağabeyimle anneme gideriz, her kapı çalındığında "Belki onlardır", deriz. Ama gelen giden yok... Gelmezler. Aslında belli başlı bir sorun da yok ortada... Şu ölümlü dünyada neden bu kin, neden bu katı kalplilik. İnanın ben çözemedim. Allah korkusu olan insanlar olarak yetiştirdi babam bizi ama bu mu Allah’tan korkmak ablacığım. Ben medya yolu ile birbirine sarılan iki kardeş görsem, oturup ağlıyorum. Ben de sarılmak istiyorum ablalarıma. Onlara çok yalvardım "Barışın annemle" diye... Ama "Biz böyle öleceğiz" dedi ablam. Eğer bunu yayınlarsanız ve onlar da okurlarsa anlayacaklardır, belki yumuşarlar, bilmiyorum. Ne olur dönün ablam, ailemize geri dönün, annemle barışın. Ben çok özledim eski günleri... Annem hassas kadındır. Annem çok iyidir. Ne olur kimseye bir şey olmadan kavuşalım birbirimize ne olur. Tek umudum sizsiniz bunu yayınlarsanız çok dua ederim size.

RUMUZ:

KADER E-mail: muhabbet72@hotmail.com

Bu nasıl bir kinmiş? Nasıl evlatmış ablaların... Hayretler içinde kaldım, annen ne yaparsa yapsın, diyelim ki onları kırdı, bu ölene kadar dargınlık niye? Yarın öbür gün gerçekten (Allah gecinden versin ama) annene bir şey olacak olursa, vicdan azabı duymayacaklar mı? Sen yeğenlerini görememekten bu kadar çok üzülüyorsan, annen torunlarını görmediği, onları öpüp koklayamadığı için kimbilir nasıl kahroluyordur. Yazık değil mi kadıncağıza... Her ne kadar onları tanımasam da, aranızdaki sorunu bilmesem de, böyle bir dargınlığı asla tasvip etmem. Ve onlara ben de buradan sesleniyorum "Yaşlı annenizi artık üzmeyin, ölüm kapıyı çaldığında çok pişman olursunuz. Bakın önümüzdeki günlerde "Anneler günü" var. Gelin annenizin elini öpün, yüzünü öpün, barışın... Bence bu yaptığınız çok günah çünkü Allah hep annelerin el üstünde tutulması gerektiğini hatırlatmış insanlara... Peygamberimiz de "Cennet annelerin ayakları altındadır" demiş. Üzmeyin daha fazla annenizi...

Çaresizlere umut satan tacirler

14/04/2008 tarihinde yayınlamış olduğunuz Hürriyet gazetesi Kelebek ekinde sedef hastalığına bir ilaç geliştirdiğini yazan kişinin yazısını okudum. Kendisini aradım ve onun sadece bir umut taciri olduğunu, mail adresinden cevapla "250 YTL yollarsanız size karışımı söylerim" dediğini gördüm. Ben 30 yıldır sedef hastasıyım. Kendisine şunu önerdim: "İlacın iyi geldiğini ispat edin, istediğiniz paranın 10 katı fazlasını ödeyeyim." Cevap ise basit ve klasik tacirce idi. "Anlaşıldı siz ilacı almayacaksınız sanırım, iyi akşamlar." Lütfen Güzin Abla, sizin iyi niyetinize inanıyorum ama böyle umut tacirlerinin köşenizi kullanmasına izin vermeyin. Yazısından Allah rızası için ilacı önerdiğini zannetmiştim.

Sizin hitap ettiğiniz kitle çok büyük. Her ne kadar siz "Araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın" demiş olsanız da, üzerinizden servet yapmak isteyenlere izin vermeyin.

Adamın geliştirdiğini söylediği ilacı ayda bir kilo kullanmak gerekiyormuş, tedavi altı ay sürüyormuş. Yani toplam masraf 1.200 YTL civarı. Yazısında insanlığa iyilik etmek istediğini söylüyor, bence kendine iyilik etmek istiyor ama böyle hem sizi hem de bizleri kandırması çok ayıp.

RUMUZ: BERBER; İ. KAÇAR; O.ÖZDEN; B. KOÇMAYA; HATİP; AYDIN ÖĞRETMEN; SEMA İ.

İnsanlara hizmet etmek istediğini söyleyen bu adama sizin uyarınız üzerine hemen bir mail attım. Okurlarımdan da özür diliyorum; ne yazık ki herkesi kendim gibi biliyor, karşılıksız yardım edileceğine inanıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları