Ben 26 yaşında, 7 aylık evli bir gencim. Benim sorunum kıskançlık... Daha doğrusu karımın hastalıklı kıskançlığı...
Ben bekarken bir süre bir iki kısa süreli ilişkim olmuştu. Eşim bunları biliyor ve beni kıskançlığı ile öldürüyor. Bu konuda her an kavga çıkarıyor, hayatımı karartıyor. Bunun dışında da, beni çevremizdeki tüm kadınlardan, iş yerindeki arkadaşlarımdan, hatta erkek arkadaşlarımdan bile kıskanıyor. Her akşam evde sorgu sual ve ardından mutlaka bir kavga yaşıyoruz. Bu durumdan artık bıktım, usandım. Karımı seviyorum ve bu kavgalara bir son vermek için ne yapmam gerektiğini bana söylerseniz sevinirim.
RUMUZ: HAYATIM KARARDI
Sevgili oğlum, beni okuyorsan, bu köşede sık sık kıskançlığın ne kadar kötü bir saplantı olduğunu yazdığımı görmüşsündür. Bu her ne kadar kişinin elinde olmayan bir şey de olsa, birlikte yaşadığı kişiye hayatı zehir etmek için yeterlidir. Kıskanç insan, her şeyi kıskanır. Anneni, kardeşini hatta eğer evde beslediğin bir hayvanın varsa onu bile kıskanır. Çünkü kıskanç insan, aşırı bir sahiplenme duygusu içindedir. Sevdiği kişiyi kendisine ait görür ve kimseyle paylaşmak istemez. Oysa bu dünyada hiçkimse hiç kimseye ait değildir. Önemli olan bu beraberliği karşılıklı sevgi ve saygıyla yürütebilmek, birlikte şu kısacık ömrü mutlu ve huzurlu geçirebilmektir. Seven insan elbette kaybetme korkusu içindedir, bu da bir anlamda kıskançlık yaratır. Ama seven insan, bu kıskançlığını frenlemeyi başaramaz, karşısındakine cehennem hayatı yaşatırsa, asıl o zaman sevdiğini kaybeder.
Psikologlar, kıskançlığın kendine güvensizlikten kaynaklandığını söylerler. Gerçekten de kendine ve karşısındakine güvenen insan kıskançlığa kapılmaz. Eşin, senin sevginden emin değilse, bu belki de senin ona sevgini yeteri kadar belli etmemenden de kaynaklanıyor olabilir. Onunla kavga edeceğine, onu ne kadar sevdiğini, ona ne kadar değer verdiğini, isteseydin başkasıyla evlenebileceğini, güzellikle anlat. Onu yatıştır ve sevgini zaman zaman sözcüklerle, zaman zaman da ona alacağın küçük hediyeler, güzel bir iltifatla belli etmeye çalış oğlum. Sanırım, sana inanır, güvenirse rahatlayıp, bir daha sana bu sorunları yaşatmayacaktır. Aksi halde bir psikiyatrın görüşünü alın.
İşyerindeki en yakın arkadaşım benim sevdiğim gence aşıkmış
Sevgili Güzin Ablacığım, ben 20 yaşında bir genç kızım ve benim çalıştığım yerde çok beğendiğim bir genç var. Sanırım o da benden hoşlanıyor çünkü bakışlarından davranışlarından böyle olduğunu sanıyorum. Ama benim asıl sorunum şu: Birkaç gün önce öğrendiğime göre, çalıştığım iş yerindeki çok samimi arkadaşım, benim bu çok beğendiğim, hoşlandığım genci seviyormuş. Ama tabii benim de aynı genci sevdiğimi bilmiyor. Bu haberi öğrenince yıkıldım. Arkadaşım bunu bana söylediğinde yüzüm öyle bir hal aldı ki anlayacak diye korktum. Sence Güzin Abla ben ne yapmalıyım, o benim en yakın arkadaşım ve o gencin beni beğendiği de çok açık... Eğer onunla sevgili olursam arkadaşımı kesin kaybederim. Oysa ben ne onu ne de sevdiğimi kaybetmek istemiyorum. Sence ikisinin birinden vaz mı geçmek zorundayım? Yoksa başka bir çözümü olabilir mi, ne olur bana acele cevap yaz.
RUMUZ: İKİLİ AŞK
Güzel kızım, şu genç adamın seninle ilgili duygularından kesin olarak emin değilsin. Önce bu konuyu bir halletmelisin. Bu genç adam sana açılmıyorsa, sen açılmasını sağlayabilirsin. Ama belki o genç senin kız arkadaşına karşı da ilgisizdir. Henüz hep varsayımlarla hareket etmektesin. Her şey açığa çıksın, beğendiğin genç adamın gerçek duyguları anlaşılsın, ondan sonra bu konuda ne yapabileceğine karar verirsin. Eğer ortada gerçek bir aşk varsa, sanırım kız arkadaşın da anlayış gösterecektir. Ona bu duygularının çok uzun zamandan beri sürdüğünü söyleyebilirsin.
Şıpsevdi bir gencim ama mutsuzum
Sevgili Güzin Ablacığım, 18 yaşında bir gencim, yazılarınızı büyük bir zevkle okuyor ve sizden hayat dersleri alıyorum. Bu yüzden ben de sizden bir konuda yardım istemeyi düşündüm. Ben bugüne kadar birçok kızla çıktım. Çevremdeki kızlarla bir süre arkadaşlık ediyorum ve her çıktığım kıza aşık olduğumu sanıyorum. Ama aradan birkaç hafta geçtikten sonra, onları sıkılıp terk ediyorum. Aşık olmadığımı anlasam da iş işten geçmiş oluyor. Bu durum beni üzüyor, etkiliyor, mutsuz ediyor. Çünkü bir yerde umut verdiğim ve bana bağlanan o karşımdaki genç kıza da acıyorum. Şu anda yine bir genç kızdan hoşlanıyorum. Şimdilik ona çok değer veriyorum, aynı şeyi onunla da yaşamak istemiyorum. Onu asla kırmak, üzmek niyetinde değilim; ablacığım bana bir yol gösterin. Sizin gibi insanlar sayesinde biz gençler doğru yolu bulabiliriz ancak...
RUMUZ: AŞIK MIYIM
Canım oğlum, 18 yaşında bir delikanlı için karşı cinsi beğenmek, onlardan hoşlanmak çok doğal. Ayrıca da kızlarla arkadaşlık edip, bıktığın için üzülmen, kendini suçlaman da senin yaşına rağmen ne kadar olgun bir genç olduğunu gösteriyor. Ancak 18 yaş, çılgın bir yaştır oğlum. Senin doğal cinsel dürtülerini aşk sanman da çok doğal. Karşındaki genç kızın güzelliği, dişiliği, çekiciliği seni ona mıknatıs gibi çekiyor. Bu yaşının gereği. Ancak sen olgun bir gençsin. Arkadaşlık sırasında başka şeyler de arıyorsun. Örneğin aynı konulardan hoşlanmadığınızı, aynı şeyleri düşünmediğinizi, aynı duyguları paylaşmadığınızı görüyor, onun belki de sıradan veya şımarık bir kız olduğunu anlıyor, sıkılıyorsun.
Sen eğer okuyan, çevresiyle ilgilenen, düşünen, aklını kullanan bir gençsen, ki öyle olduğunu düşünüyorum, belki de karşındaki genç kız güzel ve çekici olmanın dışında hiçbir özellik taşımıyorsa, sana sıkıcı gelebilir. Yaşının çok genç olması, değişik heyecanlar aramana, böyle daldan dala sürüklenmene yol açmış. Ama belki bu defa "çok değer verdiğim bir genç kız" dediğin bu yeni arkadaşın, eğer istediğin nitelikler taşıyorsa, senin gibi kafası çalışan olgun bir genç kızsa, senin zevklerini paylaşıyorsa, neden ona bağlanmayasın ki?