Kadınlar iş hayatından uzaklaştırılmak isteniyor

Yine dayanamayıp yazıyorum. Çünkü olay yine biz kadınları ilgilendiriyor.

Haberin Devamı

Ve ben onların her türlü sorunuyla ilgilenmek zorundayım.

Amaç çok belli değil mi? Kadınları yavaş yavaş iş hayatından uzaklaştırmak, onların bu en demokratik haklarını ellerinden almak.

Evet, tahmin ediyorsunuzdur, neden öfkelendiğimi, neden üzüntü içinde olduğumu...

Tekstil ve konfeksiyon sektöründe kadın işçilere ayda 5 gün regl izni verilmesi uygulamasından söz ediyorum.

Düşünün ki, tekstil sektöründe çalışanların yüzde 60-70’ini kadınlar oluşturuyor. Tabii ki işe buradan başlanacak. Daha ilk günden, bu alandaki en gözde holdinglerden birinin patronu isyan etti bile. Ve bu uygulamanın kaldırılmaması halinde 4 bin kadın işçisini kapının önüne koymak zorunda kalacağını açıkladı.
Daha sonra, eminim bu uygulama diğer sektörlere de yansıtılacak. Hiçbir patron, emrinde çalışan kadınların ayda 5 gün iş gücünden kaybettirmesine, üretimin aksamasına razı olmayacak. Ve giderek kadınlar iş hayatından silinmeye başlayacak.

Zaten amaç bu değil mi? Kadının çalışmaması, en az 3 çocuk yapıp, evinde oturması, eşinin iki dudağına bakması, söz hakkı sahibi olmaması...

Bu durumda, hemen hemen nüfusunun yarısı kadınlardan oluşan ülkemizde kadın haklarından, kadının başarısından, kadın erkek eşitliğinden, kadının eğitiminden söz edilmesi mümkün mü?

Kim regl günlerinde çalışmak istememiş, hangi kadın böyle bir istekte bulunmuş?

Hangi kadına sormuşlar?..

Zaten kadına sorsalar, adet günlerinin sadece ilk günü biraz sorun yaşadığını söyler, o kadar. Kadınların hepsi de değil elbette.

Bu zor hayat şartlarında bunun için işini kaybetmek ister mi, sorsunlar bakalım?

Kimi korumak için alınıyor bu karar? Kadını mı?.. 
Feyza Algan

Haberin Devamı

Hanımlar eşinizin oyununa gelip,  kendinizi boşanmış buluvermeyin!

Sevgili Güzin Abla, ben şu anda boşanmış durumda, 3 çocuk annesi bir kadınım. 22 yıllık kocam, beni akıl almaz bir düzen kurarak kandırdı ve kendimi bir anda boşanmış buluverdim.

Kısa bir süre önce babamdan kalan evimizi, beni “işi büyüteceğim, çok daha iyi duruma geleceğiz, ama para lazım” diye razı ederek sattırdı. Bunun için de benden her şeyi kapsayan bir vekâletname istedi.

Hem evimizin tüm parasını aldı  hem de bu sayede anlaşmalı bir boşanma planlayıp, beni boşadı.

Bütün bu başıma gelenleri düşündükçe inanamıyorum. Bunca yıldır aynı yastığa baş koyduğum, ona 3 evlat verdiğim kocamın bana nasıl tuzak kurduğunu ne yazık ki, çok geç anladım. Kendisi bu arada ıstanbul’da genç bir hanımla nişanlanmış. Artık bizi ne arıyor, ne de soruyor. şimdi oturacak evim de yok, annemin yanına taşındık.

Onun da durumu pek iyi değil, babamdan kalan aylıkla geçinmeye çalışıyoruz hep birlikte.

Çocuklarım ve benim dünyamı kararttı. Büyük kızım üniversitede okuyordu, şimdi okulu bırakmak zorunda...

İşte benim gibi çaresiz bir kadının çığlıklarını duyun istedim, bir yandan da okurlarınızın dikkatini çekmek ve benim gibi yıllarını verdikleri düzenbaz kocalara karşı uyarmaktı amacım. Söyleyin şimdi ben ne yapayım?
Rumuz: Saf mı desem, enayi mi?

Haberin Devamı

Sevgili okurum, gerçekten akıl almaz olaylar yaşanıyor. Ancak insan yıllardır aynı yatağı paylaştığı adama güvenmezse, kime güvenecek? Yine de babadan kalan bir evi hiçbir nedenle satmayı kabul etmemeliydin. Çünkü bunu sıklıkla erkekler yapıyor ve sonuçta da boşanırlarsa, kadın ortada kalıveriyor.

Orta yaşlı da olsa, erkek yeniden evlenme olanağı buluyor. Ama kadın için çok daha zor. Bir başkasına gönlünü kaptırmışsa erkeğin gözü ne eşini, ne çocuklarını görüyor. Karşındaki bunca yıllık eşin bile olsa, hayatta hiç kimseye bu kadar güvenmek doğru değil. Allah insana akıl fikir vermiş. Belki o genç hanımla tüm parası bitinceye kadar keyif yapacak. Ama sonra, o da eminim pişman olacak.

Bir erkek bunca yıllık eşinden soğumuş olsa bile, çocuklarının günahı ne? Onları böyle ortada bırakmak hangi vicdana yakışır? Anlamak mümkün değil. Bir avukata danışıp, hiç değilse çocuklar için nafaka isteyebilirsin, sanırım.

Yazarın Tüm Yazıları