Paylaş
İlk olarak bir apartmanın bodrumunda erkek arkadaşımla birlikte oldum. Bunu zorla değil, isteyerek yapmıştım. Ondan ayrıldıktan sonra hayatıma her giren erkekle beraber oldum.
Gitgide kalpsiz, hissiz bir insan olmaya başlamıştım.
Ne sevgiyi hissedebiliyordum, ne de ilişki sırasında zevk alabiliyordum. O kadar hissiz bir insan oldum ki etrafımdaki herkes çok değiştiğimi söylemeye başladı.
Hayatıma giren hiçbir erkekle düzgün bir ilişki kuramaz oldum. Bir gün biriyle, diğer gün başkasıyla beraberdim.
En sonunda biri çıktı karşıma.
Çok iyi, sevgi doluydu.
7 aylık güzel bir ilişkim oldu, bu süreçte sadece onunla beraber oldum. İlk defa biri tarafından bu kadar sevilip, değer görmüştüm.
Onu kaybetmekten o kadar çok korktum ki...
Çok sıktım onu, çok kıskandım, o da çekti gitti.
Ardından ben ağır depresyona girdim. Mide kanaması geçirdim. Bir hafta hastanede yattım. Çıktığımda daha da hissizdim. Kötü bir insana dönüşmüştüm.
Evli, bekâr, yaşlı, genç kim çıkarsa karşıma onunla beraber olup, sonra da hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ettim. Bu arada hayatıma duygusal anlamda kimseyi almadım. Ailem bu kadar umursamaz, duygusuz biri olmama dayanamayıp, psikoloğa götürdü beni. 4 farklı yere gittim, hiç faydası olmadı, en sonunda bir başka doktora gittim. İki yıldır da oraya devam ediyorum. Bu seferki sanki biraz daha iyi gibi.
Bu arada evimiz iki katlıydı. Babamlar üst kattalardı, benim odam alttaydı. Onlar uyuduktan sonra evden gizlice kaçıyordum, geceleri dışarıda gezip dolaşıyordum.
Böyle devam ederken, artık erkeklere ilgim kalmadığını fark ettim. Aslında kendimi buna inandırdım.
Kadınlara ilgi duymaya başlamıştım. İzmir’den birini bulmuştum. Benden büyük bir kadındı, onu sevdiğime kendimi inandırdım.
İlk buluşmamızda onunla kalmam gerekiyordu ama aileme söyleyemezdim.
Ben de kız arkadaşımda kalacağım diye çıktım evden. Gece onunla otele gittik ama ondan da zevk alamadım.
O sabah babam beni metrobüsten inerken gördü, yalan söylediğim ortaya çıktı.
Çok büyük olaylar yaşadık, babam beni evlatlıktan reddettiğini söyledi. Ben de o sırada işyerinden aldığım maaşımla evden kaçtım, İzmir’e gittim. Otelde kaldım.
Orada dayım polis olduğundan hemen buldular beni. Manevi abim ve annem almaya geldiler.
Ben de eve geri döndüm.
Bu olayların bana ders olması gerektiğini düşünüyordum ve İstanbul’a geldikten sonra telefon numaramı değiştirdim.
Başka bir adrese taşındık.
Evet, artık daha güçlüyüm ama bu daha ne kadar sürer emin değilim.
Bütün bunları size niye anlattım, niye yazdım bilmiyorum.
Ama hikayemi başkalarıyla da paylaşın ve söyleyin okurlarınıza, kendini güçlü göstermek uğruna kadınlar hislerini göz ardı etmesin...
◊ Rumuz: Güçlü olmak
Yanıt
Sevgili kızım, hikayen gerçekten ilginç, belki de pek çok genç kadının dikkatini çekecektir.
Ancak lütfen şunu söylememe izin ver. Bir kadın, neden birdenbire erkeklere karşı güçlü olma düşüncesine kapılır? Neden böyle bir güce seks aracılığıyla kavuşabileceğine inanır?
Neden asla mutlu olamadığı bu cinsel özgürlük arayışı içinde, kendiyle yabancılaşma eğilimine kapılır? Neden cinselliğin her türlüsünü deneyip, ruhsal açıdan ciddi bir çöküntüye uğrayacak hale gelir?
Neden iki ruhlu bir kadın olduğuna inanacak kadar değişime uğrar?
Bu soruların cevabının sende olduğunu elbette biliyorum. Bana güvenip yazdığın mektubuna keşke biraz da bu ayrıntıları ekleyebilseydin.
Genç yaşta başlayan bu değişimin kökeninde yatan neden ya ailenle ilişkilerinde ters giden bir şeyler ya da manevi abin olan kişiyle ilgili yaşadığın bazı sorunlardan kaynaklanıyor olmalı...
Yoksa, bu yaşta kendini müdafaa etmek ve güçlü olmak için insanların en zayıf noktaları, cinsellikle sınama fikrine kapılmasının bir açıklamasını bulamadım ben.
Yine de umarım şu son terapi gördüğün psikolog zamanla sana iyi gelir, bütün bu yaşadıklarını unutur, yanlış düşüncelerden sıyrılır ve yeni bir sayfa açarsın hayatında.
Paylaş