Merhaba saygıdeğer Güzin Hanım; ben 50 yaşında, iki kız çocuğu babası, yüksekokul mezunu, halen devlet kadrolarında iyi bir konumda çalışan ve yakında emekli olmayı düşünen bir beyim.
Okumayı öğrendiğim günden bu yana ciddi bir Hürriyet gazetesi okuruyum ve tabii ki sizin de çok sıkı bir müdaviminizim. İnanın sizden çok şey öğrendim. Hayatıma çok katkınız oldu. Anneniz hanımefendiyi aratmayacak ustalıktaki kaleminizle, bugün kızı olarak aynı güzellikteki öğütlerinizle okurlarınıza yardıma devam ediyorsunuz. Ne mutlu...
Konumuz şu meşhur internet hastalığı.
Uzun zamandır internet üzerine yazdığınız yazıları hayret ve dehşetle okuyorum. İnsanlar resmen internet üzerinden aşık oluyorlar. Aşk acıları çekiyor, evlenmeye kalkışıyorlar. Ben de size başımdan geçen ve herkesin özellikle ders almasını istediğim internet maceramı anlatmak istiyorum.
Ben bir sitede hem kadın hem de erkek profili olmak üzere iki ayrı info düzenledim. Değişik kimlikler yarattım.
Bir yandan; 30 yaşında, çok yakışıklı, atletik yapılı, esmer, yüksek tahsilli hiçbir maddi problemi bulunmayan kendine ait evi, arabası ve işyeri olan bir erkek oldum.
Bir yandan da; 25 yaşında, kumral, yüksekokul mezunu, olağanüstü güzel, varlıklı bir ailenin tek kızı oldum.
İnanmazsınız belki, sanki bir anda yetmiş milyonun ablukasına alındım. Telefonlarını yazdılar, resimlerini gönderdiler. Erkekler iç güvey olmayı kabul ettiler, kızlar telefonda hüngür hüngür ağladılar ve benim için ölmeye dahi hazır olduklarını belirttiler. Oysa hiçbiri benim yüzümü görmemişti ve görmeleri de mümkün değildi. Zira 50 yaşımdayım; oyunun bir süre devam etmesini istiyordum. Telefon ettiğim kızlar ses tonumdan 50 yaşında olduğumu dahi anlamadılar. Kendilerini o kadar kaptırıyorlardı ki bana karşı derin aşklarını ifade etmekten, bana kul köle olmaktan başka akıllarında hiçbir şey yoktu.
Erkekler ise "Yeter ki telefon et, konuşma ama sadece sana olan aşkımı dinle" gibi akıl almaz yöntemlerle deliler gibi çırpınıp duruyorlardı.
Güzin Hanım, internet amacı doğrultusunda kullanılmadığı takdirde, gerçekten en az uyuşturucu ya da fuhuş batağı kadar tehlikeli.
İnanır mısınız her iki cinsten de, ta yaşadığım şehre kadar gelenler oldu. "Ne olur buluşalım, beni bir kez gör" diye ağlamaklı mesajlar yazıyorlardı. Bu yazdıklarım tamamen yaşadığım gerçekler.
Sizden ricam lütfen bu yazımı yayınlayın. Herkes aklını başına alsın. Tahmin ediyorum ki çoğu kimse benim gibi sahte kimliklerle chat yapıyor. Ben gerçekten 30 yaşında ve yakışıklı bir delikanlı olsaydım, birçok genç kızın hayatı kararmıştı.
Gençlerimize sesleniyorum. Aklınızı başınıza alın, internet sanal bir ortam. Burada herkes yakışıklı, herkes olağanüstü güzel. Varlıklı olmaları da cabası. Burası film seti gibi toz pembe hayali bir mekan. Bunu unutmasınlar.
RUMUZ: DİKKATLİ OLMALI
Sevgili okurum, sanırım bu yazdıklarınızdaki gerçek payı, özellikle kendilerini bu İnternet aşklarına kaptıran genç kızlarımıza ciddi anlamda bir ders olabilir.
Ona karşı eski sevgim kalmadı
Sevgili Güzin Abla, 2,5 senedir bir ilişkim var; yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyor. Fakat bu güzel ilişkiyi kurmak için çok çaba sarf ettim. Kimi zaman annesi, kimi zaman arkadaşı oldum. Bir ara ayrıldık ve sonra tekrar devam etmeye başladık.
Biliyorum beni çok seviyor, onun için ideal eş olduğumu düşünüyor fakat ben aynı şeyleri artık onun için hissetmiyorum. Onunla olmayı seviyorum, ona
sarıldığımda kendimi güvende hissediyorum ama bu bana sadece bir alışkanlık gibi geliyor. Ondan ayrılmayı denedim ama özleyecekmişim gibi geliyor. Suçluluk hissediyorum ve ayrılamıyorum. Kimi zaman beni gerçekten çok üzüyor, gururumun incindiğini hissediyorum. Ona hak ettiğinden fazla değer verdiğimi düşünüyorum, ama yine de ondan kopamıyorum.
RUMUZ: KARARSIZLIK İÇİNDEYİM
Belli ki bu 2,5 yıl içinde ona çok kırılmışsın, bu da sevgini yıpratmış. Ayrıca bu çok doğal. Bence tümüyle ayrılmayı değil de, örneğin bir yaz tatili ya da bir başka bahane ile bir süre ayrı kalmalısınız. Bu ayrılık sırasında duygularını daha rahat tartabilirsin. Döndüğünde kararını vermen daha kolaylaşır.
Beni aldatmasına rağmen onu unutamıyorum
Ablacığım öyle bir derdim var ki, nasıl anlatayım bilmem. Bundan 3 yıl evvel teyzemin oğluyla çıkıyordum. Ona öyle bağlanmışım, onu öyle bir sevmişim ki onu hálá unutamıyorum. Hem de beni aldatmasına rağmen. Ondan ayrılalı 1,5 yıl oldu ama başkasını sevemiyorum, başkasına yaklaşamıyorum. Başkasıyla çıkmayı deniyorum, olmuyor. Yakında askerden gelecek. Zaten aynı apartmanda oturuyoruz. Geldiğinde yeniden başlamak isteyecek biliyorum, ama bana yaptıklarını düşündükçe erkeklere artık sevgili gözüyle bakamıyorum. Hepsinden nefret ediyorum. Ona nasıl davranmalıyım? Yardım et lütfen.
RUMUZ: AYRILMAK MI
Sevgi güzel, hoş ama bütün bu anlattıkların bana, yine de ayrılmanızın çok daha uygun olduğunu düşündürdü. Çünkü seni aldatmasından, seni üzmesinden de önemlisi, bu genç adamın senin teyze oğlun olması yani çok yakın akraban. Onunla ciddi bir beraberlik, bir evlilik düşünmen çok yanlış olurdu zaten. Benim aklım almıyor bu beraberlikleri. Teyze oğlu, amca oğlu, teyze kızı, dayı oğlu, amca kızı... Bunlar kardeş demektir. Nasıl oluyor da onlarla yakınlık kurabiliyor, hatta evlenebiliyorsunuz? Bu kan bağı birçok açıdan sakıncalı, bilmiyor musunuz?