Paylaş
Bazen tam ümitlerimiz kırılmışken, tam da artık “insanlık öldü galiba” diye düşünmeye başlarken, bir mucize oluyor. Sanki bir anda kabus bitiyor, bulutlar dağılıyor ve insanlık yeniden doğuyor. “Hayır, insanlık ölmemiş, vicdanıyla, merhametiyle karşımızda” diyebiliyoruz.
Evet, herkesin konuştuğu, tüm televizyon kanallarının yayınladığı, başta Ömür Gedik olmak üzere, hayvan koruma derneklerinin de işbirliğiyle sosyal medyayı ayağa kaldıran minik köpek Kuyu’nun hayata döndürülmesinden söz ediyorum.
Bu olay uykularımı kaçırıyordu, o küçük yavrunun 70 metre derinlikte kurtarılmayı beklemesi, her geçen gün hayata nasıl tutunacağı düşüncesi beni korkutuyordu.
Ama çarşamba sabaha karşı mucize gerçekleşti ve köpek günlerdir o kuyunun başında çırpınıp duran insanlar sayesinde kurtarıldı.
Başta Büyükşehir ve Beykoz İtfaiyesi olmak üzere, Türkiye Taşkömürü Kurumu, AFAD ekipleri, sivil hayvan koruma örgütleri, Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencilerinin inanılmaz çabalarıyla Kuyu adı verilen yavru, düştüğü o derin çukurdan kurtarıldı. Kurtarma çabaları tam 9 gün sürdü.
Kuyu köpeği kurtaran herkesi kutluyor, çok teşekkür ediyorum. Hem bir can kurtardıkları için, hem de bir kez daha insanlık dersi verdikleri için.
Buna karşılık çok üzüldüğüm bir olayı da anlatmak istiyorum.
Kış aylarında yaşamakta olduğum Tuzla’daki sitede, geçenlerde apartman girişlerine bir bildiri yapıştırıldı. Kedi ve köpeklerin apartman girişlerinde beslenmemesi, barındırılmamasıyla ilgili... Tabii en altta da tahmin edeceğiniz gibi, uymayanlara para cezası uygulanacağı tehdidi vardı.
Tuzla Belediye Başkanı sevgili Dr. Şadi Yazıcı, her konuda takdir ettiğim ama en başta da hayvanlara gösterdiği şefkat ve ilgi nedeniyle gönlümde taht kurmuş bir siyaset adamıdır.
Ama ne yazık ki Tuzla’da yaşayan herkes onun gibi düşünmüyor.
Bu bildirinin nedenini yazmadan geçemeyeceğim.
Site maliklerinden benim gibi bir hayvansever hanım, o soğuk ve karlı günlerde apartman girişinde arka ayakları sakat bir köpeği, altına battaniye sererek barındırmak istemiş.
Bu battaniye defalarca ve her seferinde hayvanın altından alınıp atılmış. Üstüne üstlük bir de bu bildiri yayınlanmış.
Ben de yaşadığım bu sitede, kaç kez balkon altlarına kuytu yerlere halıfleksler koymuş, kedilerin bu soğukta oralara sığınarak, donmalarını önlemek istemiştim. Bu halıfleksler de hep şikayet konusu oldu ve atıldı.
Bunun üstüne yine aklıma bir hafta kadar önce, Giresun Belediyesi çalışanı yüreği sevgi dolu bir işçinin, karda üşüyen köpeğe üstündeki montu çıkarıp sermesi geldi.
“Ben bir şey yapmadım ki, herkesin böyle davranması gerekir aslında” demişti üstelik...
Dediğim gibi şükürler olsun ki, bir olumsuzluğun arkasından hâlâ insanlık ölmedi diyebileceğimiz bir olay yaşanıyor.
Paylaş