Sevgili ablacığım, ben 20 yaşlarında bir genç kızım, neşeliyim, güler yüzlüyüm.
Çevremde sevilen bir insanım, çünkü espri yapmayı gülmeyi ve güldürmeyi çok severim. Arkadaşlık da benim için çok önemlidir. Gülmeyi çok sevdiğim halde, mutlu olmama engel biri var aklımda. Geçen sene işyerimin bir bölümünde çalışan bir gençle tanıştım. Önceleri uzaktan uzağa bakışıyorduk. Sonra ben cesaretimi toplayıp onun bölümüne gittim. Bir merhabayla başlayan çok güzel bir arkadaşlığa adım attık. Çok mantıklı ve seviyeli bir insandı. Bana hep hayata dair öğütler veriyordu. Ama bir süre böyle çok düzeyli bir ilişki yürüttükten sonra ne olduysa oldu, benden uzaklaştı. İşyerindeki ve çevresindeki insanların bu arkadaşlığımızı öğrenmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Benimle görüşmek istemedi. Nedenini çok sordumsa da söylemekten kaçındı. Oysa biliyorum ki, o da benimle hoşça vakit geçirmekten hoşlanıyordu. Şimdi ise benden kaçıyor. Sence kalbimin sesini dinleyip onunla yeniden konuşmaya çalışmalı mıyım? Yoksa bu durumu kabullenip sessiz kalmalı, gururumu ayaklar altına almamalı mıyım?
RUMUZ: KALBİMİ DİNLESEM
Canım kızım, bu kadar güzel giden bir arkadaşlığınız varken, sence bu genç adamın senden uzaklaşmasının nedeni ne olabilir? Hiç işyerinde bir başka genç kızın varlığını ve onunla yakınlık kurmuş olabileceğini düşünüyor musun? Ya da hayatında ciddi biri olduğunu, bu ilişkiyi de çevresinin bildiğini ve bu nedenle seninle arkadaşlığını, arkadaşlık düzeyindeyken bitirmek isteyebileceğini aklından geçiriyor musun? Anlattıklarından aranızda arkadaşlıktan öte bir yakınlık kurulmadığı anlaşılıyor. Seninle vakit geçirmek, seni oyalamak ve seni kullanmak istememiş. Efendi ve dürüst bir gençmiş. Senin ona karşı duygularının da bilincindeymiş anlaşılan ve işi daha ilerilere götürmeden bitirmek, seni daha fazla umutlandırmak istememiş sanırım. Sana bir işyerinde herhangi bir iş arkadaşıyla kurulan arkadaşlık düzeyinde yaklaşmış. Bunlar tabii ki, benim uzaktan yürüttüğüm tahminler. Gerçek tümüyle apayrı olabilir. Yine de fazla umutlanmamanı, bu genç adamdan fazla bir şey beklememeni söylemek isterim. Sanırım o senin duygularından haberdar. Belki de işin böyle bir yön almasından hoşlanmayıp, arkadaş kalmayı tercih etmiş. Eğer isteseydi seni arardı, sana açılırdı. Belki de sen çok fazla üzerine düştün, çok sık aradın. İşyerinde huzursuz oldu. İstersen son bir kez onu arayıp, karşılıklı görüş, güzel bir arkadaşlığı noktalama nedeninin bir başka kız olup olmadığını sor. Sende hoşlanmadığı bir sorun mu var, ağzını ara. Ama pek fazla umutlanma kızım. Duruma göre, kendini küçük düşürmeden, olgunlukla bu arkadaşlığa son verirsin.
Kocam inatla benim aileme anne-baba demiyor
Sevgili Güzin Abla, 4 senelik evli bir genç kadınım ve 2 yaşında dünyalar tatlısı bir kızımız var. Evlendiğimizden beri eşim çok iyi bilir ki, benim için aileler çok önemlidir. Ailelere karşı saygıda kusur edilmemelidir. Bizim 4 senedir en önemli sorunumuz eşimin aileme anne-baba dememesi. İşte bu durum beni kahrediyor; o kadar üzülüyorum ki, aynaya baktığımda yüzümün yıprandığını görebiliyorum, bu genç yaşta. Eşime evlenmeden önce, defalarca söylemiştim, anne-baba demenin benim için ne kadar önemli olduğunu. Buna rağmen beni kırması çok kanıma dokunuyor. Umarım siz beni ciddiye alırsınız. Güzin Abla, sana güveniyorum, lütfen bana cevap yazmayı unutma.
RUMUZ: YIPRANDIM
Kızım evlilik o kadar ciddi bir kurum ki, her şeyin oturması, her şeyin belirli bir düzene girmesi yıllar alıyor. Yine de eşinin acaba annene ve babana bu şekilde hitap etmemesinin özel bir nedeni mi var? Annen, baban siz evlenmeden önce onu istemediler mi, aralarında tatsız bir olay mı geçti? Hiçbiri değilse o zaman bazı insanlar kendi anne ve babalarının dışında hiç kimseye anne-baba demekten hoşlanmayabilirler. Bu da kendini yıpratıp; genç yaşta çökecek kadar büyütülecek bir şey değil bana kalırsa. Emin ol kızım, konuştuğum birçok evli çift eşlerinin ailesine zoraki olarak anne-baba dediklerini söylüyorlardı.
Maydanoz veya papatya suyu adet gecikmesini önler mi
Güzin Ablacığım, ben 22 yaşında bir yıllık evli genç bir kadınım. Hamile kalmak için çok erken olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden adetlerim geciktiğinde uykularım kaçıyor. Bir yakınım bana şu öneride bulundu: Bildiğimiz papatyayı kurutup, adet döneminden birkaç gün önce kaynatıp sabahları aç karınla bu suyu içersem, hamile kalmamı önler, adeti söktürürmüş. Yine aynı şekilde maydanoz suyunun da adet gecikmesinde yararı olurmuş? Bu doğru mu? Denemeli miyim? Maydanozun ya da papatyanın bir zararı var mıdır? Bana bilgi verirsen çok sevinirim.
RUMUZ: SAF KIZ
Sevgili kızım, eğer bunu bana hamile kaldığın için panikleyip de soruyorsan, papatya ya da maydanoz ya da herhangi bir bitki hamileliği sonlandırmaz. Düşük yapmana yardımcı olmaz. Bir kere bunu iyice kafacığına yerleştir. Bugün artık pek çok doğum kontrol yöntemi var. Ve bunlardan kendine en uygun olanı kullanmalısın. Sana en uygun yöntemi de bir kadın doğum uzmanına gidip muayene olduktan sonra öğrenir, böylece de gereksiz telaşlara kapılmazsın.
Papatyaya gelince, adet gecikmesi eğer sinirsel ve de bir başka nedene bağlıysa, papatya suyu kaynatılıp içilebilir. O zaman yararı olur. Papatya asıl adet sancıları için çok yararlıdır. Adet öncesi gerginliği de giderdiği için, adet döneminin rahat geçmesini sağlayabilir. Hamileliği önlemesi, ya da hamile kalındığında düşük yapmaya neden olduğu düşüncesi çok yanlış. Ancak geciken bir adet kanamasına yol açtıysa, böyle bir inanç gelişmiş olabilir.
Kuru papatya, kaynatıldığında bir bardak suya 1 kaşık hesabıyla içilirse, adet sancılarına iyi gelir. Adet düzensizliğine yararı olabilir. Maydanoz ise taze olarak bir tutam kaynatılıp içilebilir. Gecikmiş adeti düzene koyar, aynı zamanda idrar söktürücüdür. Vücutta biriken suyun neden olduğu şişkinliği giderir. Bitkilerin bu tür yararları büyüklerimiz tarafından çok iyi bilinirdi. Şimdi de bitkisel ilaçlara ilgi çok fazla...