İki okur yorumu

Geçen haftalarda yer verdiğim “15 yaşımdaki kızıma artık tahammül edemiyorum” ve “Taziye evinde tavuk pilav” başlıklı yazılara iki okurumdan yorum geldi. Bu iki yorumu da çok beğendiğim için sizlerle paylaşmak istedim.

Haberin Devamı

Çocuklarla muhabbet etmeye önem verin

Merhaba Güzin Abla, 15 yaşındaki kızına tahammül edemeyen anneye seslenmek istedim. Ben iki kız çocuğu annesiyim... Kızınızın sürekli yalan söylediğinden yakınıyorsunuz, çocuklar bizim aynamızdır.

Siz çocuğunuza ya da çocuğunuz yanınızdayken hiç başkasına yalan söyleyip söylemediğinizi bir hatırlamaya çalışın.

Ben de kızlarımın yalanlarını yakaladım ama sen ‘yalancısın’ diye hiç yüzlerine vurmadım. Günlüklerini ara sıra okurum, benim için yazdıkları olumsuz ifadeleri gördüğüm zaman hiç yüzlerine çarpmadım, hata bende ise düzeltmeye çalıştım.

Bana güvenebileceklerini öğrettim. Öyle olunca artık yalan söylemiyorlar... Çocuklar olmayacak bir şey talep ettiklerinde gerekçeleriyle “hayır” dersiniz ikna olurlar.

Eve geç geldiklerinde kızacağınıza, evladınızı sevdiğinizi söyleyip, sizin için çok değerli olduğunu belirtip böyle geç kaldığında, nerede olduğunu bilmediğinizde onun için endişelendiğinizi üzüldüğünüzün işaretidir, diye açıklayın, daha iyi sonuç alınır. Çocuklarla muhabbet etmeye önem verin. Sağlıklı huzurlu nesiller yetiştirebilmek ümidiyle, çünkü insan yetiştirmenin müsveddesi yok.  Rumuz: Z.F.

YANIT

Haberin Devamı

Okurum bana yazarken kızından yakınmıştı: “Moralim çok bozuk sana içimi dökmek istiyorum; çünkü artık 15 yaşındaki kızıma tahammül edemiyorum, çok yoruldum. İlkokuldan beri yalanını yakalamaktan bıktım. Şu an 10’uncu sınıfta ve muhtemelen sınıfta kalacak” demişti.
Ben de “Kızınızın henüz bir çocuk olduğunu unutuyorsunuz sanki. Onu yetişkin bir birey gibi anlatıyor ve yargılıyorsunuz... Onun bu zor günlerini atlatmasını sağlamanın tek yolu anlayış ve sevgi” diye cevap vermişim. Bu mektuba yanıt yazan okurumun yorumunu çok beğendiğim ve kayda değer bulduğum için sizlerle de paylaşmak istedim.

CENAZE EVİNDE YEMEK MESELESİ

Sayın Güzin Hanım, çalışmalarınızı çok takdir ediyorum.

Sizin yazılarınız, aile laboratuvarı durumunda araştırmacılara imkân ve  belgeler sağlıyor. Diyanetin cenaze evinde ikramla ilgili bir kararı var sizinle ve okurlarınızla paylaşmak istedim:

Haberin Devamı

“Bir yakınını kaybetmenin üzüntü ve sıkıntısı içinde olan cenaze sahiplerinin, taziye için gelen misafirlere yemek hazırlayıp sunması ilave bir telaş ve sıkıntıya sebep olacağından mekruh görülmüştür (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, III, 148). Bunun yerine komşular veya yakınlarının, cenaze sahiplerine ve gelen misafirlere ikramda bulunmaları sünnettir (Tirmizî, Cenâiz, 21).

Bunun yanında cenaze sahiplerinin mezarlıkta veya evde helva, ekmek gibi şeyler dağıtmalarının dinî bir dayanağı yoktur.

Dinî bir gereklilik olarak görmeden yapılmasında bir sakınca olmayacağı söylenebilirse de bu tür uygulamaların kısa süre sonra cenazeyle ilgili bir dinî hüküm olarak algılanması tehlikesi bulunmaktadır.

Haberin Devamı

Dolayısıyla bu ikramlar dinî bir zorunluluk olarak yapılırsa, bid’at ve hurafe sayılır.”

Din İşleri Yüksek Kurulu 12.7.2017

Rumuz: İbrahim S.

YANIT

Bu konuda inanılmaz yorumlar aldım, beni doğrulayan mailiniz için teşekkür ederim. Demek ki ara sıra böyle hayatın gerçekleriyle ilgili mektuplara da yer vererek doğru yapıyorum.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları