İki kişilik yalnızlık kadar kötü birşey yok

Sevgili Güzin Abla, eşimle hiçbir konuda, hiçbir açıdan anlaşamıyoruz. Buna seks de dahil. Ben bir yerlere gitmek istesem, o evde oturmayı tercih eder. O çıkalım, diye tutturduğunda, ben yorgun ve isteksiz olurum.

Yemek olarak et yaptığım akşam, onun canı nedense tavuk ister. Salata yapsam, ağzına sürmez. Ama sofrada salata olmadığı zaman sinirlenir. Bir gün ağzından basit bir iltifat, bir beğeni sözcüğü duymadım bugüne kadar.

Aynı şekilde ne yaptığım yemeği, ne de işi beğenir. Tenkit etmek için ise fırsat kollar. Evleneli 4 yıl oldu. İlk önceleri beni sevdiğini söyler, ya da hissettirirdi. Şimdi ise ağzından tek bir tatlı söz duyduğum yok.

Seks hayatımız ise bir felaket. Günler geceler geçtiği halde ikimiz de birbirimize pek yakın olamıyoruz artık. Sanırım bu isteksizlik, uyumsuzluğumuzdan kaynaklanıyor. Onun sayesinde genç yaşta yalnızlığı, mutsuzluğu, soğukluğu öğrendim. İki kişilik bir yalnızlık, inanın tek kişilik yalnızlıktan çok daha kötü. Ne dersiniz, boşanmalı mıyım? Hazır çocuğum da yokken, yürümeyen evliliğimi bitirmeli miyim? Boşanmak aslında kolay görünüyor ama. İşte aması var ya...

RUMUZ: FERYAT

Doğru söylüyorsun güzel kızım, boşanmak aslında çok kolay bir çözüm yolu gibi görünse de, işin aslı pek de öyle değil.

Önce insana kolay gelebilir ama, kurulu bir düzeni bozmak, yerleşmiş bir yuvayı dağıtmak hiç de sanıldığı kadar kolay değil aslında. ‘Başıma gelecekleri bilseydim, yuvamı bozmaz, eşimi bırakmazdım’ diye, pişmanlıklarını dile getiren pek çok genç okurum olmuştur.

Dediğin doğru, iki kişilik yalnızlık katlanılmaz bir şeydir. Ama yine de o evin içinde, dört duvarın arasında tek başına kaldığında, büyük bir boşluk hissedersin. O hiç sevmediğini düşündüğün, ağzından tek tatlı bir söz bile işitmediğin için kızdığın erkeği bile ararsın. Her ne kadar sevgimiz bitmişti diye düşünsen de, onu ararsın. Alışkanlık yaratmıştır çünkü sende.

Aslında seninki gibi durumlarda (ki aslında anlattıkların her evlilikte görülen olağan şeyler), evliliği bozan monotonluktur. Özellikle de cinsel hayatın durgunluğunun yarattığı bir sorundur. Bana kalırsa, eşinle aranızdaki soğukluğu giderebilseniz, seks hayatınıza biraz renk, biraz heyecan katabilseniz, eminim her şey yoluna girecektir.

Bunu yaratabilmek, biraz da sana düşüyor. Bir süre eşinden uzakta kalmayı deneyemez misin? Birbirinizi özleyecek misiniz bakalım?

Dame de Sion’un 149’uncu kuruluş yıldönümü

Geçtiğimiz pazar günü, okulumun 149’uncu kuruluş yıldönümü kutlandı. Notre Dame de Sion’lular Derneği’nin düzenlediği kutlama töreninde, Prof. Dr. Leyla Zileli, Prof. Dr. Sezer Hatemi, Yargıtay Üyesi Işıl Tüzünkan Koçhisarlıoğlu, Eczacı yazar Tomris Alpay, Prof. Dr. Jale Civelek, Prof. Dr. Yıldız Öztürk gibi, her biri kendi alanında başarılı olmuş, mezunlara onur plaketleri verildi.

Ayrıca aralarında, Jakarta büyükelçisi Feryal Çotur, Dışişleri Bakanlığı İKGY’de Daire Başkanı Beyza Üntuna, sanat tarihi uzmanı Prof. Dr. Ayda Arel, Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu, seramik sanatçısı Binay Kaya, takı sanatçısı Nelli Gavriyeloğlu ve benim de bulunduğumuz 1965 ve 1980 mezunlarına da anı plaketleri verildi.

Yazar Oya Baydar, Tülün Yalçın, Rosie Pinhas’ın da kitaplarını imzaladıkları törende, eski arkadaşlarımı görmek ve anılarımı tazelemek imkanı buldum. Notre Dame De Sion gibi seçkin bir okulun, bilim, sanat, edebiyat ve daha pek çok alanda ülkemize nice aydın insan kazandırmış olduğunu bir kez daha anlamanın gururunu da yaşadım. Bu vesileyle tüm okul arkadaşlarımı kutluyor ve sevgiyle selamlıyorum.

Bakire olmadığımı nişanlıma söyleyemedim

Yurt dışında yaşayan bir genç kızım. Bu yaz Türkiye’de sevdiğim bir kişiyle nişanlandım. Benim için çok önemli bir konuyu onunla konuşmak çok istedim ama cesaret edemedim. Çünkü kırılmasını istemiyordum.

Ona bakire olmadığımı nasıl söylemeliydim? Çok düşündüm ama bir türlü olmadı Hele bir de onun daha önce hiç ilişki yaşamadığını öğrenince, kendimden gerçekten utandım. Yazın her şey rüya gibi geçti. Ama buraya gelince kendimi çok kötü hissetmeye başladım.

Bir kadın doğum uzmanına danıştım ama, ona söylemem gerektiğini önerdi. Ama bu beni rahatlatmadı. Önce onun dünyasını yıkmaktan, sonra da ailemi perişan etmekten korkuyorum. Nişanı bozmayı, hatta kendimi öldürmeyi bile düşündüğüm oluyor.

RUMUZ: YALNIZLIK

Sevgili kızım, biliyorsun, ben bu konuda dürüst davranmayı öneriyorum her zaman. Ancak şurası da bir gerçek ki, dürüst davrandığında, bazen erkek anlayış göstermeyebiliyor.

Seni suçlayabiliyor, tersleyebiliyor, evlenmekten vazgeçebiliyor. Bu genci tanımış olmalısın. Aşağı yukarı düşünce yapısını, ilkelerini bilirsin.

Senin yurt dışında yaşayan, buradakilere göre biraz daha rahat ve serbest davranabilen bir genç kız olduğunun bilincinde mi? Düşün, ona göre karar ver, öyle davran. Ama kendini öldürmek de nereden çıktı, mektubun sonunda saçmalamışsın.
Yazarın Tüm Yazıları