Paylaş
Ben de bu konuyu farklı bir açıdan ele alarak gençlere yararlı olmak istiyorum.
Evlilik hukuki bir sözleşmedir. Bu sözleşmeye imza koymakla taraflar kendilerini yaşamsal olarak bağlarlar. Özgürlüklerini kısıtlarlar. Bunu tanıkların da huzurunda onaylarlar. ınançlı iseler tanrı huzurunda bu yeminlerini yinelerler. Bu sözleşmenin en önemli maddesi bana göre eşlerin birbirlerine sadık kalacaklarına dair olanıdır.
Ticarette itibar çok önemlidir. Ticaret de sözleşmelerle yapılır. Örneğin çek bir sözleşmedir. Çeki veren tüccar, karşılığını da bankada hazır tutacağını garanti etmiş olur. Karşılıksız çıkan bir çek o tüccarın itibarını dönüşü olmayacak şekilde yitirmesine yol açar.
ışte ben bu iki sözleşmenin benzerliğinden yola çıkmak istiyorum. Evlilikte eşlerin sadakatsizliğine “ıhanet” diyoruz. Evli bir erkek, başka birisine ilan-ı aşk etmiş ya da ilişkiye girmişse eşine ihanet etmiş olur. Artık onun sözleşme ehliyeti onarılmaz bir yara almıştır. Yani itibarını yitirmiştir. Genç kızlar bence olaya bu yönüyle de bakmalıdırlar. Yani bir erkek, nikah memurunun ve tanıkların önünde, üstelik tanrının da huzurunda imza ettiği sözleşmeden gözü kapalı cayıyorsa ona kesinlikle inanmamalıdırlar. Yarın aynı şeyin kendi başlarına geleceğinden en ufak bir kuşku duymamalıdırlar.
Bütün bunları söylerken de duyguları yok saydığım düşünülmesin. Aşık olmak çok insani bir duygudur tabii ki. Ama evlilik sözleşmesi kadının olduğu gibi erkeğin de aşık olmak hakkını ellerinden almıştır. Aşık olunacak kişi sayısı o kadar çoktur ki iki taraf için de... ışte bu durumda bile aşkımızı kalbimizden saklamak bizi hayvanlardan ayıran bir özelliğimizdir...
Evli bir erkek yenemeyeceği kadar şiddetli bir aşka kapılmışsa, önünde tek bir yol vardır; eşine dürüstçe bunu açıklayarak ayrılma talebinde bulunmak. O zaman da ayrılmanın hukuki sonuçlarına katlanır. Yani çekin karşılığını bir şekilde öder ve sözleşmeyi sona erdirir. Sonra da yeni aşkına gider.
Bir okurunuz yazmıştı; sevdiği erkeğin evlendiğine ancak eşini tanıdıktan sonra pişman olduğunu söylediğini belirtiyordu. Ve siz de çok güzel yanıtlamıştınız. “Bunu seninle evlenince de yapmayacağına kim garanti verebilir demiştiniz.” ışte işin püf noktası bu sorunuzda saklı bence de. Kılıçla gelen kılıçla gider; diye bir atasözü vardır. ıhanet üzerine kurulan bir yuvayı yine ihanet dağıtacaktır.
? Rumuz: Yorumum
Sevgili okurum, evliliği bir ticari sözleşme olarak görmeniz biraz duygusallıktan uzak göründü bana. Ancak bunun dışında söylediklerinizde çok haklısınız.
Özellikle de erkeklerin evlilik sırasında bir başkasına aşık olmaları halinde, bu aşkı yenmek için çaba göstermeli ya da başaramıyorsa, eşini enayi yerine koyup arkasından bir başka kadınla birlikte olmaya devam edecekse, her şeyi açıklamalı. Yasal sonuçlarına da katlanmalı. Bir kadın için “aldatılmak” aslında bilgisi dışında eşinin bir başkası ile aşk yaşaması demek değil mi zaten? Elbette öğrendiği zaman da bir yıkım yaşayacaktır, ama en azından onurunu kurtarmış olacaktır.
Nişanlımla ilişkiye girmeyi deniyor ama başaramıyoruz
Güzin Abla, ben 27 yaşında, 1 ay sonra evlenmeye hazırlanan bir genç kızım. Sorunum nişanlımla bir türlü cinsel ilişkiye giremiyor olmam.
7 yıl önce çok sevdiğim biriyle ilk kez birlikte oldum. Bana sağlıklı bir ilişki için bunun gerekli olduğunu söylemişti. Ben de onu çok sevdiğim için güvendim.
Ve birlikte olduk. Canım hiç yanmamıştı aslında. Bir süre ilişkiye girmeye devam ettik; ama beni kısa bir süre sonra terk edip gitti. Çok zor atlattım bu terk edilişi ama sonra toparlandım...
şimdi gerçekten çok sevdiğim ve evlenmeyi düşündüğüm biriyle 6 aydır nişanlıyız. Zaman zaman birlikte olmayı deniyoruz ama olmuyor. Kendimi elimde olmadan çekiyorum. Oysa nişanlım çok ilgili ve sevecen davranıyor. Daha önce yaşadıklarımı da biliyor... Yine de korkuyorum. Sebebi ne olabilir? 7 yıldır ilişkiye girmemiştim, zar kapanabilir mi?
? Rumuz: Üzgünüm
Sevgili kızım, 7 yıl önce yaşadıkların seni psikolojik olarak etkilemiş olmalı. Çok üzgünüm ama ne kadar seversen sev, bir insanı iyice tanımadan, ona güvenmemeliydin.
ışte şimdi evlenmek üzeresin, inandığın ve güvendiğin bir nişanlın olması çok güzel. Artık huzur bulman gerekirken, ilişkiye girememen sanırım o eski yaşadığın ruhsal travmanın etkisiyle olmalı.
Bir kere kötü bir şekilde aldatılmışsın, şimdi yeniden aynı şeyi yaşamaktan korkuyor olmalısın. Bu bilinçaltında yer etmiş olabilir. Zarın yeniden kapanması diye bir şey söz konusu olamaz.
Evlenmeden önce nişanlınla birlikte neden biraz cinsel bilgi edinmek için bu konuda bilimsel kitaplar okumuyorsunuz? Bazı psikolojik danışma merkezlerinde bu tür cinsel sorunlara çözüm bulabiliyorlar. Kısa süreli bir terapi, sendeki bu korkuyu yenmen için yeterli olabilir. Her yerde böyle bir merkez ya da terapist bulunabilir, eminim.
Paylaş