Hüznün Adı Eylül’e gelen okur düşünceleri

Sonuçta aldatmıştır!

Bebeğin babası olacak şahsın yapabileceği tek şey ona soyadını vermekten ibaret değil. Bu ihaneti kiminle yaptıysa onunla evlenmesi daha uygun, diye düşünüyorum. Bir kerelik oluşu, hiçbir şeyi değiştirmez. Sonuçta aldatmıştır. Nefislerine hakim olamayan bu iki insan birbirini hak ediyor. / Alev Akdağ

Bu işin geri dönüşü olmaz

‘Hüznün adı eylül’ün hikayesi beni çok etkiledi. Elbette hatalar biz insanlar için. Ve o genç adam da bedelini ödüyor. Ama bazı hatalar telafi edilemez, bence bu işin geri dönüşü olmaz. Ortada bir ihanet söz konusu. Aynı şeyi o genç hanım yapmış olsaydı, erkek arkadaşının ev arkadaşıyla bir kez birlikte olup, hamile kalsaydı, o genç adam affeder miydi? / Elif-sweetheart

Cahil genç kız sendromu

40 yaşında, yüksek okul mezunu, evli, üniversite öğrencisi iki evlat sahibi, modern bir hanım okuyucunuzum. Öykünün kahramanı olan genç kız için; akıllı, gururlu, kişilikli; ancak tipik cahil genç kız sendromuna yenik düşmüş ki okulunu bırakmış, diye düşünmemek elde değil. Acilen okula dönüp, hayata kaldığı o güzel yerden devam etmeli. Duygularıyla hareket etmeyi bırakabilirse büyük bir hayat sınavı verecek. O delikanlıyı affetmeyi asla ve asla düşünmemeli. Zaaf diye bir şey yoktur. Yakın arkadaş, kardeş gibidir, ilerde baldızıyla da mı yatacaktı yoksa? / Gönül Ö.

Seviyorsa neden soğuk davranmış

Bu kızcağız belli ki iyi yetişmiş, başka bir şehirde yaşayacak kadar özgüvenli . Verdiğiniz ‘Affetseydin’ tavsiyesine, affınıza sığınarak katılmıyorum. Bu genç adam sevgilisiyle cinselliği yaşayamayınca tek çaresi ev arkadaşı ile beraberlik mi olmalıydı? Ya o ev arkadaşı? Gayet iyi bildiği, güzel yürüyen bir ilişkiyi böyle bir maceraya sürüklemek mi gerekirdi? Ya o esas kız, belli ki cinsellik konusu karşı taraf için bir problem yaratmış, bunu hiç mi anlamamış? Madem, uğrunda neredeyse hayatından vazgeçecek kadar bu genç adamı seviyormuş, neden soğuk davranmış? ‘Sorumluluklarım vardı’ diyor. Bu kadar sevdiği biri varken, bekaretini koruma sorumluluğu kime karşı Allah aşkına? / Ayşe K.

Her şeyi kaçışlarla dolu adamdan ne eş ne dost olur

‘Kızım, o zaten cezasını çekmiş, onu affet,’ yorumunuza bu defa katılamıyorum. Sevdiği insan oldukça zayıf karakterli biriymiş ki sadece ve sadece cinsel ihtiyaçları nedeniyle, sevdiği kızın arkadaşı ile aldatma zayıflığını göstermiş. Soyadını vermekle sorumluluğu biter mi bir çocuğun? Sevdiğinden, çocuğundan, hamile bıraktığı kızdan ve ailesinden kaçmayı seçmiş. Bence, her şeyi böylesine kaçışlarla dolu bir adamdan ne eş ne de dost olabilir. Arkadaşım; ideallerine ulaşmış biri olduğunda, tüm bunları geçmişten bir sayfa olarak hatırlayacak. Gönülde bir iz kalacak elbet ama yine sevecek ve tekrar yaşama bağlanacak. / İzmirli

Benim de başımdan geçti

Gözyaşlarıma hakim olamadım. Ben 23 yaşında, yurtdışında yaşayan genç bir kızım. Buna benzer bir olay 3 yıl evvel benim de başımdan geçti. Canımdan çok sevdiğim aşkım, arkadaş sandığım biriyle beni aldattı. O da hamile kaldı ve bebeği dünyaya getirdi. Bunalıma girdim. Erkek arkadaşım da benim gibi bunalımdaydı. Birlikte el ele verip bunun üstesinden geliriz diye kendimi kandırmışım. Ama ihaneti ve sonrasındaki olayları ne aşk kurtarabiliyor, ne saygı, ne sevgi. İlişki yıpranmaya mahkum oluyor. Yeniden denemek, benden çok şey alıp götürdü. Başta gururum, onurum zedelendi. Ve birkaç ay önce onu terk ettim. Acı çekmiyor değilim, psikolojik yardım alıyorum. Kendimi tamamen toparlayacağım günü bekliyorum ve biliyorum ki, o gün mutlaka gelecek. / Yasemin

Bir karakter sapması

Çok ders alınılacak bir olay bu. Ben 49 yaşında, evli, üç çocuk babası, 30 yıldır da Amerika’da oturan bir Türküm. Verdiğiniz tavsiyeleri hep çok beğenir ve saygı ile karşılarım. Ama bugünkü olayda, sevdiği kızın ev arkadaşı ile beraber olacak kadar karaktersizlik göstermiş birine nasıl anlayış göstermesini söyleyebildiniz, hayretler içinde kaldım. Sizin hata diye gözlemlediğiniz olayı ben çok daha ciddi bir karakter sapması diye algılıyorum. / İsmail Özelken, New York

Sevgi her şeyi çözemez

Ne yazık ki sevgi her şeyi çözemez. Sevgi sevdiğine saygı duymaktır. Belli ki adam hain bir planın kurbanı olmuş. O kadın bu iki insanı ayırma amacıyla hareket etmiş. / Gülizar Y.

Adam serseri

Bu genç zaten adam olsaydı, açık ve net olurdu. Ne yapacağını bilir ve ona göre hareket ederdi. Adam serseri! Ama bizim kızlar da maalesef serserileri sever! Hayal aleminde bir genç kız ve serseri bir adam... Aslında bunlar biraz ailede sevgi eksikliği ve aşırı duygusallıktan kaynaklanıyor. Gençler ne biçim bir hayat anlayışıyla yetiştiriliyorlar, anlamak mümkün değil! / İdris Sarıkaya

Erkeğin psikolojisini de düşünün

Burada erkek elbette suçlu. Bu kız arkadaşına karşı büyük bir saygısızlık. Ama bir de erkeğin psikolojisini düşünmek lazım. Kız arkadaşı birlikteliği sağlayamadığı için, bu ihtiyacını başka birinde aramış. Aslında ona akıl vermem söz konusu değil. Çünkü bu onun hayatı ve vereceği karar onun geleceğini etkileyecek. / Selim Öztürk

Sevgi varsa gurur olmaz

Ben de aldatıldım, ama affettim. Hatalar insanlara mahsustur. Birbirlerini deli gibi seven gençlerin sonu böyle olmamalıydı. Ona ulaşsın, bulsun, sevgi varsa işin içinde, gurur olmamalı. O, yaptıklarının bedelini zaten fazlasıyla ödemiş. / Antakya’dan T. Çiçek

Onu affetmeli

Aşk hiçbir zaman pişmanlık duymamaktır! Bu kızımız da pişmanlık duymasın. Sevdiği zayıf davranışının cezasını çekmiş, onu affetmeli. Hatalı erkek, iyice olgunlaşıp geri döndüğü takdirde en iyi çözümü bulacaktır. ‘Bir anlık zayıflık üç kişinin hayatını mahvetti’ diyorsunuz ama, aslında kurbanlar 4 kişi. O zavallı bebeği herkes unutmuşa benziyor. Kimse bu şekilde dünyaya gelmeyi istemez. / F. Birlik

O adamı unutmalı

Ne kadar zor da olsa o adamı unutmalı, yeni bir hayata başlamalı. Mantıklı davranıp, hislerini ve prensiplerini korumalı. Bu olayı hatırladıkça kuşkular, sorular, güvensizlikler kişiyi yiyip bitirir. İnsan sevdiğine de güvenemeyecekse kime güvenecek? /Eski bir mahkum

Kendi hayat yolunu çizmeli

O hanım kız gerçekten güçlü bir kişiyse -ki öyle olduğu sanılıyor- yaşamış olduklarını bir kenara bırakmalı, var gücüyle eğitimini tamamlayıp kendi hayat yolunu çizmeli. / Mehmet Gözgücü