Sağlık Bakanlığı’nın çıkardığı ve yürürlüğe girmiş olan Tasarruf Yasası’nın iptali için Danıştay’a giden davayı desteklemek amacıyla, bir kampanya düzenlemek istiyorum. Çünkü bu gidişle bu yasa ancak; toplumu hasta ve fakir insanlardan arındırma operasyonu haline gelebilir.
Ben bu konuyla bir süredir ilgileniyorum. Kolesterol düzenleyici ilaçların yanı sıra beyin felci geçirmiş olan hastaların beyin hücrelerini açan Tebokan adlı ilacın devlet bütçesi tarafından karşılanmaması üzerine bir hukukçu olarak bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm.
Hiçbir partinin üyesi değilim ve siyasetle alakam yok. Yargı yolunu toplu dava ile açmak yerine özellikle ana muhalefetin bu konuyu ele alması gerektiğine inanıyorum.
Sağlık Bakanlığı’nın tasarruf yasası diye adlandırdığı, benim ise ’Toplumu yoksul, hastalıklı ve sakat insanlardan arındırma operasyonu’ diye nitelendirdiğim bu uygulamanın iptali için Danıştay’a başvurulacağı sözünü aldım. Ancak adli tatil yüzünden eylül ayına kadar beklemem gerekiyor.
Ancak eylüle kadar toplu bir imza kampanyası başlatabiliriz. Bu yasayı protesto eden herkes Danıştay’a iletilmek üzere bana veya size kısa bir mail atabilir. Bu maillerin ve uygulama hakkında tüm şikáyetlerin bende biriktirilip iletilmesini öneriyorum. Aslında bu konuda doktorlar ve eczaneler de şaşkın. Halkımızı bu durumu protesto etmeye davet ediyorum. Protesto mail’lerinizi, issvyilmaz@hotmail.de e-mail adresine gönderebilirler. Bu meseleyi sonuna kadar takip edeceğimden emin olabilirsiniz.
n Av.Vicdan Yılmaz
Bu konuya gösterdiğiniz hassasiyet ve destek için sonsuz teşekkürler. Ben de buradan okurlarıma çağrıda bulunuyorum. Hayati önemi olan ilaçlarını raporla bile almakta zorlukla karşılaşan okurlarım, bana ya da yukarıdaki mail adresine iki satırla protestolarını yollasınlar.
Bunları toplu olarak Danıştay’a gönderip, bu yasanın iptali için Vicdan Yılmaz’ın aracılığıyla başvuruda bulunalım. Tabii ki, ilk protesto e-mail’ini ben göndereceğim.
Sokaktaki 4 ayaklı dostlarımız
için su bulundurun
Sevgili dostlar, şu sıcak günlerde, lütfen sokaktaki dostlarımızı unutmayalım. Boşalan yoğurt kaplarına su koyup bunları, sevgili dört ayaklı dostlarımızın ulaşabileceği insanların da kolay kolay görmeyeceği yerlere yerleştirelim.
Eskiden her yerde su birikintileri, sokak çeşmeleri olurdu da, hayvancıklar oralardan su ihtiyaçlarını giderirlerdi. Şimdi ise her taraf kurudu ya da kurutuldu.
n Rumuz:Feride
Evet, Feride çok haklı. Her sabah, bir yoğurt kabı suyu bir köşeye bırakmak sizi ne kadar yorar ki? Bir de onlar için suyun önemini düşünün. Lütfen Feride’nin çağrısına kulak verin.
10 müşterimden sekizi bana teklifte bulunuyor
Köşenizdeki yazılar gerçekten çok ilgi çekici. Ama daha ilginç olan bir şey var ki, o da biz Türklerin aile değerlerine verdiği önemi, kızlarımızın değerlendirememesi. Nedir bu evli erkeklere olan merakları? Onlardan ne bekliyorlar? Ben 23 yaşındayım. İki sene önce özel bir şirkette sigortacılık yapıyordum. Görüşmeye gittiğim her 10 erkek müşterimden sekizi bana beraberlik teklif ediyordu.
Çok zor günler geçirdim. Beni takip edip, evimi öğrendikten sonra, gece balkonuma çiçekler koyup, beni baştan çıkarmaya uğraşıyorlardı. Eşlerinin benim kadar güzel olmadığını, tatmin olamadıklarını, hatta eşlerinden nefret ettiklerini bile söylüyorlardı.
Beni baştan çıkarmak için her yolu denediler; bir müşterimin şoförü, iş yerime pırlanta yüzük getirdi. 21 yaşındaydım ve ben de birçok şeye özeniyorum. Ama asla nefsime yenik düşmedim.
Dört ay önce kuzenim nişanlandı. Nişanlandığı çocuğun amcası bana hediyeler yollayan o müşterim çıktı. Benim içim çok rahattı. Ancak kendisi nişan töreninde sadece bir saat kalıp, eşini de alıp, gitti.
Yüzündeki o utanç ifadesini anlatamam. Ben onun iğrenç oyunlarına kapılmadım, şimdi birlikte olduğum erkekle nasıl mutluyum anlatamam. En önemlisi kendi akranım, kendime uygun, kendi seçtiğim biriyle birlikteyim ve yuvamızı kurmaya hazırlanıyoruz.
n Rumuz: Kendimle Gurur Duyuyorum
Doğrusu o adamın utançtan yerin dibine geçtiğini düşünmek bile beni rahatlattı. Çünkü çalışma hayatında, genç ve güzel bir kadına askıntı olan, onu zor durumda bırakan erkeklere müthiş öfkeleniyorum.
Dediğin gibi; genç bir kızın, bu iltifatlara, bu hediyelere kanması da mümkün. Hele zor koşullardan gelen, üç kuruşa çalıştırılan genç kızların, böyle bir zaaf gösterme ihtimali çok yüksek.
Bütün bunlara göğüs gerip, sonunda mutluluğu yakalamış olmana çok sevindim.